İpağacı nedir, İpağacı ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Dokuma tezgâhı.

Teknik terim anlamı:

Dokuma tezgâhı. (Altıparmak Pınarbaşı Kayseri, Kızılca Bor Niğde).

İpağacı anlamı, tanımı

Ağaç : Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki. Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan. Tahta, kereste

Dokuma tezgahı : Dokuma işinin yapıldığı makine veya araç.

Altıparmak : Bir tür iri palamut balığı. Bu kumaştan yapılmış olan gelin giysisi. Ayrı renkte altı yolu olan kumaş.

Pınarbaşı : Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri. Kayseri iline bağlı ilçelerden biri.

Kızılca : Kızıla çalan, az kızıl. Aşırı derecede, kızıl. Kızıla çalan bir tür buğday.

Kayseri : Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Dokuma : Dokumak işi, tekstil. Tezgâhta dokunarak elde edilen (kumaş). Kumaş olabilen, kumaş yapılabilen. Yapı, oluşum. Minder örtüsü, yatak kılıfı vb. için kullanılan ve boyalı pamuk ipliğinden dokunan bez.

Tezgah : Genellikle dükkânlarda satıcıların önündeki uzun masa. Kahve, meyhane vb.nde müşterilerin üzerinde yiyip içtikleri uzun masa veya büfe. Üzerinde genellikle el veya küçük makinelerle iş görülen yapım aracı. Tersane. Genellikle yasal olmayan bir işi yapmak için tutulan uygunsuz yol. iş masası.

 

Kayser : Roma ve Bizans imparatorlarına verilen san.

Pınar : Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak. Bu suyun çıktığı yer, kaynak, memba. Çeşme.

Kayse : Yara, çıban kabuğu.

Niğde : Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Kızıl : Parlak kırmızı renk. Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık. Altın. Bu renkte olan. Komünist. Aşırı derecede olan.

Altı : Beşten sonra gelen sayının adı. Bu sayıyı gösteren 6 ve VI rakamlarının adı. Beşten bir artık.

Pına : Örnek. Tavuk, horoz ve benzerleri hayvanların kaçmaması için ayaklarına bağlanan sicim, bez ve benzerleri şeyler. Büyük parça, dilim : İki pına kabak yedim. Tarladan ayrılmış parça. Ayakkabının altına konulan pençe. Üstünde ekmek pişirilen küçük sac. Eski, parça parça.

Doku : Bir vücudun veya bir organın yapı ögelerinden birini oluşturan hücreler bütünü, nesiç. Bir bütünün yapısı ve özelliği.

Bor : İşlenmemiş, taşlık, sert, ekilmemiş (toprak), borak. Atom numarası 5, atom ağırlığı 10,8, yoğunluğu 2,45 olan, tabiatta bor asidi veya boratlar durumunda bulunan basit element (simgesi B). Niğde iline bağlı ilçelerden biri.

Diğer dillerde İp sargı anlamı nedir?

İngilizce'de İp sargı ne demek ? : cord grip