Kürdan nedir, Kürdan ne demek

Kürdan; kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Dişleri temizlemek için kullanılan küçük, ince çöp

"Kürdan" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Babam paranın üstünü kürdanlarla birlikte olduğu gibi aldı, cebine koydu; garsona hiç bahşiş bırakmadı." - A. Ağaoğlu

Kürdan hakkında bilgiler

Kürdan (Fransızca: Cure-dent), diş aralarına girmiş yemek kırıntılarını temizlemekte kullanılan ve genellikle tahta ya da plastik olan iki ucu sivri küçük çubuk.

Ayrıca lokma biçiminde sunulan yiyeceklere (çerez, zeytin, küp biçiminde kesilmiş peynir vb) batırılarak alınmalarını sağlamak amacıyla uçları sivriltilmiş, tahta ya da plastik ince çubuklarda da denir.

Öncelikle kesilen ağaçlar kütük haline getirilmektedir. İlk işlem olan soyma makinelerinde önce ilk kat kabuğu ardından ikinci yüzeysel temizlemesi yapılır. Daha sonra kurdele şeklinde uzun ince bir kıyımdan geçirilir, şerit haline getirilir ve kütüklerimiz yuvarlak silindir biçiminde sarılır. Bu rulolar çift yönlü şekilde şekil verilecek olarak kürdan kesme makinesine çekilmeye başlanır ve ince uzun halini alır. Bundan sonra hafif nemli olan kürdanlar ufak bir kurutma işleminden geçirilir ve sistem tarafından paketlere doldurulur.

Kürdan ile ilgili Cümleler

 
  • Ali bir kürdan çiğniyor.
  • Bana bir kürdan ver.
  • Ali bir kürdan kullandı.
  • Neden bu kürdana ihtiyacın var?
  • Kürdanınızı alın.

Kürdan anlamı, tanımı:

Temizlemek : Arıtmak. Kumar oyunlarında öbür oyuncuların bütün paralarını almak. Bitirmek, tüketmek. Sakıncalı, pürüzlü bir işi olumlu sonuçlandırmak. Bir yaranın, bir dokunun sağlam olmayan bölümlerini neşter veya bıçakla kesmek. Öldürmek, yok etmek.

Küçük : Yaşı daha az olan. Değersiz, önemsiz. Küçük abdest. Niceliği az olan. Geri aşamada. Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Kısık, parlak olmayan (ses). Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Niteliği aşağı olan, bayağı.

İnce : Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı. Ayrıntılı. Hafif, gücü az. Tiz (ses), pes karşıtı. Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar). Zayıf. Taneleri ufak, iri karşıtı. Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı.

Kürdan gibi : Çok zayıf, incecik, çelimsiz.

Kürdanlık : Kürdan koymaya yarayan kap.

Yemek : Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak. Yemek yeme, karın doyurma işi. Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek. Konuklara yiyecek verilerek yapılmış olan ağırlama. Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam, ekmek. Sürekli üzmek, tedirgin etmek. Birine alacağını vermemek, ödememek. Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek. Isırmak. Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek. Başkasının parasını harcamak. Günün belli saatlerinde yenilen besin. Ağızda çiğneyerek yutmak. Kandırmak. Yasal yoldan cezalandırılmak. Harcamak, tüketmek, bitirmek. Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek.

 

Kırıntı : Bir şeyden ayrılan küçük parça. Kurumak için kesilip yerde bırakılan odun. Küçük kalıntı. Eser, iz, belirti.

Genel : Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi.

Tahta : Bu ağaçtan yapılmış. Çeşitli işlerde kullanılmak üzere düz, enlice, uzun ve az kalın biçimde işlenmiş ağaç parçası. Sebze bahçelerinde ayrılan küçük yer. Kara tahta. Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme, ağaç. Çimlenen tohumlar için bahçede hazırlanan uzun tarh.

Plastik : Bu maddeden yapılan. Isı ve basınç etkisiyle biçim verilen, organik veya sentetik olarak yapılmış olan madde.

Sivri : Ucu keskin ve batıcı olan. Ucuna doğru gittikçe incelen. Palamut. Genel tutumun veya geleneklerin dışında kalan, göze batıcı özelliği olan, aşırı.

Çubuk : Körpe dal. Kumaşta düz çizgi. Tütün içmek için kullanılan uzun ağızlık. Değnek biçiminde ince, uzun ve sert olan şey. Ana direkler üzerine sürülen ikinci ve üçüncü direk parçası. Ankara iline bağlı ilçelerden biri.

Kürdan otu : [Bakınız: diş otu] Diş otu.

Kürdani : Diş otu.

Diğer dillerde Kürdan anlamı nedir?

İngilizce'de Kürdan ne demek? : n. toothpick, pick

Fransızca'da Kürdan : cure-dent [le]

Almanca'da Kürdan : n. Zahnstocher

Rusça'da Kürdan : n. зубочистка (F)