Kayın nedir, Kayın ne demek

Kayın; bir bitki bilimi terimidir.

  • Kayıngillerin örnek bitkisi olan, 30-40 metre boyunda, 2 metre çapında, kışın yapraklarını döken, kerestesi beyaz ve değerli olan bir orman ağacı (Fagus orientalis).
  • Kadın veya kocaya göre birbirlerinin erkek kardeşi, kayınbirader, ini.
  • Bu ağaçtan yapılmış

"Kayın" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Sabahleyin kaynım beni bir katıra bindirdi." - H. E. Adıvar

Yerel Türkçe anlamı:

Gürgen.

Kayın, eşlerden hanımın erkek kardeşi

Kayınbaba.

Biyoloji'deki anlamı:

Kayıngiller (Fagaceae) familyasından, yapraklarını döken, kerestesi kıymetli olan, ülkemizde Doğu ladini (Fagus orientalis) ve Avrupa kayını (F.sylvatica) olmak üzere iki türü bulunan bir cins.

Kayın isminin anlamı, Kayın ne demek:

Erkek ismi olarak; Kayıngillerderı, kışın yaprak döken, güzel görünüşlü orman ağacı. Kardeş, hısım, akraba.

İngilizce'de Kayın ne demek? Kayın ingilizcesi nedir?:

beech

Kayın hakkında bilgiler

Kayın (Fagus), kayıngiller (Fagaceae) familyasının Fagus cinsinden değerli orman ağaçlarına verilen ad.

Kışın yaprağını döken orman ağaçlarıdır. Sürgünler pseudoterminal tomurcukludur ve yan tomurcuklar iki sıralı sarmal dizilirler. Çok sayıda pullarla örtülmüş bulunan iğ biçimindeki sivri uçlu ve büyük tomurcuklar sürgünlere yatık değil, onlarla açı yapacak şekilde dizilmiştir. Yaprak ayası dişli veya düzdür; nispeten kısa bir sapı, zamanla dökülen şerit halinde kulakçıkları vardır. Açık gri veya koyu gri renkli kabukları ağaçların hayatı boyunca çatlamadan düz ve pürüzsüz kalır. Üç köşeli kızılkestane renkli, sert kabuklu meyve nus büyüktür. Olgulaşınca kupula 4 parçaya ayrılır. İçindeki 2 adet nus meyve dökülür. Meyvelerin tohumu yağlıdır.

 

Mobilya, kontrplak, araba, parke, ayakkabı kalıbı, ambalaj sandığı, oyuncak, sandal ve fırın kürekleri, alet sapları, iş ve marangoz tezgahları, maden direği, yakacak odun gibi.

Türkiye'de doğal olarak 2 türü bulunur. Bunlar doğu kayını ve Avrupa kayını'dır.

Kayın ile ilgili Cümleler

  • Ali Mary'nin kayınpederidir.
  • Kayınpederimi ikna etmek için ne yapmalıydım?
  • Karımın babası benim kayınpederimdir.
  • Kayınvalidemden nefret ediyorum.
  • Kayınpederim oturuyor.
  • Karımın babası benim kayınpederimdir, ben onun damadıyım ve benim babam karımın kayınpederidir.
  • Ali kayın babasıyla iyi geçinmiyor.
  • Bu otel benim kayın biraderime ait.
  • O benim kız kardeşimin kocası. O benim kayınbiraderim.
  • Kayınpederim , bir mühendis.
  • Kayınpederimi daha iyi tanımak istiyorum.
  • Benim kayınçom polis.

Kayın kısaca anlamı, tanımı:

Kayıngiller : İki çeneklilerden, palamut diye adlandırılan, meyveleri yüksüksü bir kadehçik içinde duran, kayın, meşe, kestane vb. kerestelik orman ağaçlarını içine alan bir familya, palamutlular.

Boyun : Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım. Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi. Dağ sırtlarında geçmeye elverişli alçak yer.

 

Yaprak : Kat kat ayrılabilen şeylerde kat. Börek, baklava vb. şeylerde yufka. Bitkilerde solunum, karbon özümlenmesi, terleme vb. olayların oluştuğu, çoğu klorofilli, yeşil ve türlü biçimdeki bölümler. Eni 50, boyu 75 santimetre olan bayrak ölçüsü. Sarma yapılmış olan asma yaprağı. Kitap, defter vb. şeylerde ön ve arka yüzü oluşturan kâğıtlardan her biri, varak. Birkaç parça eklenerek yapılmış olan şeylerde her parça.

Değerli : Değeri olan veya değeri yüksek olan, kıymetli, kıymettar.

Orman : Bu ağaçların bütünü. Ağaçlarla örtülü geniş alan.

Ağaç : Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki. Tahta, kereste. Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan.

Avrupa kayını : Avrupa'da yetişen bir tür kayın.

Doğu kayını : Doğu bölgelerinde yetişen bir tür kayın ağacı.

Kayınbaba : Kaynata.

Kayınbirader : Kayın.

Kayınpeder : Kaynata.

Kayınvalide : Kaynana.

Kaynana : Kocaya veya kadına göre birbirlerinin annesi, kayınvalide, hanımanne.

Kayınbabalık : Kayınbaba olma durumu.

Kayınbiraderlik : Kayınbirader olma durumu.

Kayınço : Kayınbiraderlere sevgi yollu söylenen söz.

Kayınlık : Kayın ağaçları çok olan yer. Kayın (II) olma durumu.

Kayınpederlik : Kayınpeder olma durumu.

Kayıntı : Açlık bastırmaya, atıştırılmaya yarar yiyecek.

Kayınvalidelik : Kayınvalide olma durumu.

Örnek : Bir şeyin benzeri, tıpkısı, kopyası, misil. Bir düşünceyi, kuralı, gözlemi veya savı desteklemek ve açıklamak amacıyla ileri sürülen söz, yapılmış olan davranış, misal. Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model. En iyi biçimde olan. Durum ve niteliği benimsenmeye değer kimse veya şey, model, paradigma. İncelemek veya denemek üzere insan ve hayvan vücudunun, bitkinin veya nesnenin herhangi bir yerinden alınan doku parçası, numune.

Bitki : Bulunduğu yere kök vb. organlarıyla tutunan, çoğunlukla fotosentez sonucu yaşam için gerekli bileşenleri oluşturan, birçoğu spor veya tohum aracılığıyla döl vererek çoğalan bir veya çok yıllık, otsu, odunsu canlıların genel adı, nebat.

Metre : Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı. Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi.

Kereste : Kaba saba kimse, kalas. Ayakkabı yapımında kullanılan gereç. Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç.

Beyaz : Beyaz ırktan olan kimse. Baskıda normal karalıkta görünen harf türü. Ak, kara, siyah karşıtı. Bu renkte olan. Beyaz zehir.

Kadın : Bayan. Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan. Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen. Hizmetçi bayan.

Erkek : Sözüne güvenilir, mert. İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı. Sperma oluşturan organizma. Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden çıkıntılı olanı. Koca. Sert, kolay bükülmez. Yetişkin adam, bay, er kişi.

Familya : Karı, eş. Aile. Birçok ortak özelliği sebebiyle bir araya getirilen cinslerin topluluğu, fasile.

Bu : Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz. En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz.

Kayın : (botanik)

Kayın baştankarası : Kuşlar (Aves) sınıfının, ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının baştankaragiller (Paridae) familyasından, Asya ve Avrupa'da bataklıklarda, Türkiye'nin yalnız batı kısımlarında yaşayan, 13 cm kadar uzunlukta, tepesi kara, sırtı kül kahverengi, karnı kül rengi ak olan bir tür. Bataklık baştankarası.

Kayın gitmek : Düğün gecesi kız tarafının gençlerinin damat evine yeyip içip eğlenmek amacıyla gitmesi

Kayın kuda : Kadın ve erkeğin her birinin ötekine göre akrabaları.

Kayın tavuğu : Tavuklar (Galliformes) takımının, orman tavuğugiller (Tetraonidae) familyasından, 55-60 cm kadar uzunlukta, Asya ve Avrupa'da yaşayan bir tür. (Lyrurus tetrix) Tavuksular (Galliformes) takımının ormantavuğugiller (Tetraonidae) familyasından bir kuş türü. Uzunluğu 55-60 cm. Avrupa ve Asyada yaşar.

Kayınağa : Kayınbirader

Kayınalma : Bir erkeğin ölen büyük erkek kardeşinin ya da başka bir yakın hısımının dul kalan karısı (karıları) ile evlenebilmesini ya da evlenmesi gerektiğini benimseyen evlilik düzeni.

Kayınana : Kaynana

Kayınata : Kayınpeder

Kayıncak : Kayılacak yer.

Diğer dillerde Kayın anlamı nedir?

İngilizce'de Kayın ne demek? : [Kayin] v. slip, slide, glide, skate, ski, glissade, lapse, prolapse, slither

adj. in-law

n. beech

Fransızca'da Kayın : hêtre [le]; beau-frère (beaux-frères) [le]

Almanca'da Kayın : Birke, Buche; Schwager

Rusça'da Kayın : n. бук (M), деверь (M), шурин (M)

adj. буковый