Kitap fuarı nedir, Kitap fuarı ne demek

  • Çeşitli kurum ve yayın evlerinin katıldığı, değişik etkinliklerin düzenlendiği ve satışların yapıldığı büyük sergi yeri
  • Büyük ve kapalı alanlarda ve özel günlerde yapılan, yayın evlerinin düzenlediği, bazılarında bazı kitap yazarlarının imza verdiği (ya da kitaplarını imzaladığı) sosyal etkinlik alanı.

Bilimsel terim anlamı:

Kitapla ya da kitapçılıkla ilgili sergi.

Kitap satışı ya da değişimi gibi tecimsel bir amaçla düzenlenen kitap sergisi.

İngilizce'de Kitap fuarı ne demek? Kitap fuarı ingilizcesi nedir?:

book fair

Kitap fuarı kısaca anlamı, tanımı:

Kitap : Kutsal kitap. Herhangi bir konuda yazılmış eser. Ciltli ve ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü.

Fuar : Belli zamanlarda, belli yerlerde ticari mal sergilemek amacıyla açılan büyük sergi.

Kurum : Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is. Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür. Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese.

Yayın : Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete vb., neşriyat. Radyo ve televizyon aracılığıyla halka sunulan, duyurulan, iletilen eser, program, neşriyat.

 

Değişik : Değiştirilmiş, muaddel. Çok hastalık geçirerek gelişmemiş çocuk. Yedek iç çamaşırı, giyecek. Alışılmışın dışında bir özelliği bulunan. Farklı.

Etkinlik : Fiilde bulunanın, etkin olanın niteliği. Etkin olma durumu, müessiriyet. Bir canlının iç veya dış uyaranların etkisiyle giriştiği çalışma durumu. İnsanın çevresiyle arasındaki ilişkileri düzenleyen her türlü eylemi. Bir işletmenin, bir kurumun belli bir alandaki eylemi, faaliyet, aktivite.

Düzen : Dolap, hile. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. Bez dokuma tezgâhı. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri. Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. Yerleştirme, tertip. Alet edevat takımı.

Satış : Satıcı ile alıcı arasında yapılmış olan ve bir malın alıcıya verilmesi ve bunun karşılığında bir fiyat, bir değer alınması yoluyla yapılmış olan işlem, satım. Satma işi.

Büyük : Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Niceliği çok olan. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Büyük abdest. Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Önemli. Üstün niteliği olan.