Let somebody have it türkçesi Let somebody have it nedir

Let somebody have it ingilizcede ne demek, Let somebody have it nerede nasıl kullanılır?

Let : Yenile. Vermek. İhale etmek. İzin vermek. Kiraya verilmek. Koyvermek. Koyuvermek. Kiraya vermek. Başlama atışını türlü nedenlerle sayılmaz kılan ve atışın yenilenmesini bildiren hakem kararı. Gevşetmek.

Somebody : Bir kimse. Önemli birisi. Bazısı. Kimisi. Şahsiyet. Birisi. Kimse. Biri. Önemli kimse.

Have : Elde etmek. -si olmak. Göz yummak. Almak. Dolandırmak. Bulunmak. Yapmak. Olmak. Zorunda olmak. Etmek.

It : Cinsel ilişki. Ebe (oyunlarda). İlişki. Ebe (oyunda). Cazibe. Ona. Onu. Şahsiyet. İtalyan. O.

Let somebody in for : Başına sarmak. Başına açmak.

Let somebody pass unchallenged : Kimlik sormadan geçmesine izin vermek.

As luck would have it : Rastlantı eseri. Şu işe bak (ki). Tesadüfen. Şans eseri. Şansıma. Şans işi. Ne talihsizliktir ki. Şansa bak ki. Ne şans ki. Şansa göre.

Let somebody into the secret : Sırdaş etmek. Sırını açmak. Sırrı söylemek.

Let somebody know : Bildirmek. Haber vermek.

İngilizce Let somebody have it Türkçe anlamı, Let somebody have it eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Let somebody have it ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Get the best of : -den kazançlı çıkmak. Galip gelmek. Üstün çıkmak. Alt etmek. Yenmek. Başarmak. Sırtını yere getirmek. Birisini yenmek. Kazanmak.

Abdicating : Çekilmek. Çekilmek (kral veya kraliçe tahttan). Tahttan çekilmek (kral veya kraliçe). Vazgeçmek. Terketmek (tacını ve tahtını). İstifa etmek. Tacını ve tahtını terketmek. Tahttan çekilmek. El çekmek.

Deal with : Uğraşmak. Alıp satmak. İlgili olmak. Gerekeni yapıp üstesinden gelmek. Muhatap olmak. Alışveriş yapmak. Ele almak. İş yapmak. İdare etmek.

Overcome : Zayıf düşürmek. Haklamak. Başarmak. Aşmak. Başa çıkmak. Başarı elde etmek. Mağlup etmek. Halletmek. Atlatmak. Yenmek.

Berate : Fırça atmak (argo terim). Haşlamak. Fırça çekmek. Paylamak. Fırça atmak.

Blister : Kabarmak. Silah bölmesi. Kabarcık. Yakı. Çıkışmak. Su toplanmış kabarcık. Kabartmak. Kabarcıklanmak. Su toplatan şey. Boyanın kabarması.

Overcomes : Alt etmek. Başarmak. Halletmek. Atlatmak. Başa çıkmak. Zayıf düşürmek. Mağlup etmek. Haklamak. Başarı elde etmek.

Allow : Saymak. Düşünmek. İmkan vermek. İtiraf etmek. Müsaade etmek. Göz önüne almak. Koyvermek. Sağlamak. İzin vermek.

Assault : Ani saldırı. Saldırı. Taarruz etmek. Hücum etmek. Hücum. Atak. Üstüne varmak. Tartaklamak. Tecavüz etmek.

Let somebody have it synonyms : break the neck of, bequeath, aggressing, tell off, bests, get even with, abdicate, assailed, berated, assailing, get even, back away, best, outsmart, beating up, abdicates, attacks, allows, admonish, assail, aggresses, abandon, bend the neck, bawl out, aggressed, carry off, aggress, bow out of, get the better of, baste, overcame, assaults, carrying off.