Media türkçesi Media nedir

  • Radyo.
  • Araçlar.
  • Ortam.
  • Kitle iletişim aracı.
  • Gerçekleşen nicelik, yaklaşık olarak ortalama.
  • Medya.
  • Matbuat.
  • Ortalama.
  • Taşıyıcılar.
  • Basın.
  • Kitle iletişim araçları.
  • Orta had.
  • Bilgisayar, ekonomi alanlarında kullanılır.
  • Orta.

Media ile ilgili cümleler

English: In 1980 the Ontario Censor Board banned the film "The Tin Drum," adapted from the Günter Grass novel, but the media found this silly, and so the Canadian Broadcasting Corporation (CBC) showed the offending scene that night from coast to coast on the national news.
Turkish: Ontario Sansür Kurulu 1980'de Günter Grass'tan uyarlanmış "Teneke Trampet" filmini yasakladı ama medya bu yasağı saçma buldu ve hatta Canadian Broadcasting Corporation (CBC) sorun yaratan görüntüleri o gece ülke çapında ulusal haberlerde gösterdi.

English: Jale has always been left-leaning, but since she's got a seat in parliament for the Left Party, she has become a media star with her radical critique of capitalism.
Turkish: Jale her zaman sol eğilimli olmuştur, ama o Sol Parti için mecliste bir koltuğa sahip olduğundan beri, o, ​​radikal kapitalizm eleştirisi ile bir medya yıldızı oldu.

English: I had otitis media last year.
Turkish: Geçen yıl otisis media hastası oldum.

English: Electronic news media is our primary source of information.
Turkish: Elektronik haber medya temel bilgi kaynağımızdır.

 

English: Everyone has the right to freedom of opinion and expression; this right includes freedom to hold opinions without interference and to seek, receive and impart information and ideas through any media and regardless of frontiers.
Turkish: Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.

Media ingilizcede ne demek, Media nerede nasıl kullanılır?

Media access control : Ortam erişim kontrolü. Ortam erişim denetimi.

Media archives : Medya arşivleri.

Media choice : Ortam seçimi.

Media clip : Ortam klibi. Ortam küçük resmi.

Media control : Ortam denetimi.

Media control devices : Ortam denetim aygıtları.

Media conversion : Ortam dönüşümü.

Media manager : Ortam yöneticisi. Medya yöneticisi.

Media coverage : Medya ilgisi. Medyada yer alma.

Media failure : Ortam bozukluğu.

İngilizce Media Türkçe anlamı, Media eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Media ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Microphone : Mikrofon. Seslik. Bilgisayar, fizik alanlarında kullanılır. Ses dalgalarını titrek düz akıma dönüştüren çevirgi.

Aromas : Itır. Koku. Aroma. Hoş koku. Güzel koku. Rayiha. Aroma (güzel) koku. Hava. Koku (kuvvetli ve hoş).

Aroma : Hoş koku. Koku (kuvvetli ve hoş). Belirli bir nitelik ya da ortam. Itır. Aroma. Rayiha. Güzel koku. Koku. Aroma (güzel) koku.

Avarage : Avarya. Gemide veya yükte, uluslararası deniz ticaret hukukunun içerdiği özel kuralların çiğnenmesi yüzünden ortaya çıkan maddi hasarlar ve olağanüstü giderler. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır.

 

Centering : (amerikan futbolu) bir vuruşa başlamak için topu bacaklarının arasından geriye doğru geçirmek. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Kubbe kalıbı. Merkezleme. Kemer kalıbı. Çerçevelemede asıl konuyu çerçevenin ortasına yerleştirme. bir göstericinin ışıtacını, resmin her noktasını eşit yeğinlikte aydınlatacak biçimde düzenleme. bir ışıldağın ışıtacını, en yeğin aydınlatmayı sağlayacak biçimde, ışıldağın odak noktasına göre ayarlama. Dikkat veya enerjinin birşey üzerinde yoğunlaşması. Puntalama. Merkezlendirme.

Instrumentation : Kontrol aygıtları yerleştirilmesi. Aletler. Alet düzeni. Aygıtlama. Enstrümantasyon. Orkestrasyon. Araçlama. Aygıt kullanma. Aletlerle iş yapma.

Wherewithal : Araç gereçler. Gerekli para. Gereken. Gereçler. Para. Gerekli maddi veya manevi donanım. Gerekli kaynak(lar). Gerekli şeyler.

Fleet street : Medyanın etkisi. Gazetecilik. Londra'da çoğu ulusal gazetenin ofislerinin bulunduğu bölge.

Wireless set : Telsiz alıcısı. Alıcı.

Medial : Ortada olan. Mediyal. Merkeze doğru. Ortada. Ortaya değgin. Ortaya ait. Vasat.

Media synonyms : instruments, c, bosomed, climate, press, wireless, centring, ambients, apparatus, atmospheric, medium, organ, ambient, contexts, bosoming, equated, ambiance, centreing, centre point, radioed, central, ambit, mean, communication medium, radioing, atmospheres, average, bosoms, centrum, apparatuses, the press, center point, porters.

Media zıt anlamlı kelimeler, Media kelime anlamı

Abnormal : Düzensizlik. Anormal. Bilinen olağan yapı, davranış, durum veya kuralın dışında olma, tabi olmayan, normal olmayan, normal dışı, abnormal. kusurlu teşekkül, sakatlık. Gayrinormal. Uygun olmayan. Olağanüstü. Sapkın. Normal dışı, anormal. Olağandışı.

Peripheral : Çevresel. Dış kenara ait. Önemsiz. İkincil. Dış yüzeye ait. Çevrel. Kenardaki. Çevre. Çevreye ait. Çevrebirimi.

Media ingilizce tanımı, definition of Media

Media kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : One of the sonant mutes β, δ, γ (b, d, g), in Greek, or of their equivalents in other languages, so named as intermediate between the tenues, π, τ, κ (p, t, k), and the aspiratæ (aspirates) φ, θ, χ (ph or f, th, ch). Also called middle mute, or medial, and sometimes soft mute. Of Medium.