Origination türkçesi Origination nedir

Origination ingilizcede ne demek, Origination nerede nasıl kullanılır?

Data origination : Bilgi hazırlama. Veri hazırlama.

Originating : Yaratmak. Esinlenmek. Örnek alınmak. İcat etmek. Neden olmak. Kaynaklanmak. Meydana gelmek. Çıkmak.

Originating point : Köken noktası. Mesajın çıkış noktası.

Originating traffic : Çıkış trafiği. Kaynak trafiği. Mebde trafiği.

Originative : Üretken. Yaratıcı.

Originator : Yaratıcı. Fikir babası. Üretken kimse. İhraççı. Mucit. Yaratan kimse. Gönderen makam. Düzenleyene göre. Kaynak. Krediye kaynak sağlayan.

Originated : Neden olmak. Yaratmak. Esinlenmek. Kaynaklanmak. Meydana gelmek. İcat etmek. Çıkmak. Örnek alınmak.

Originate from : Çıkmak. Kaynaklanmak. Den kaynaklanmak.

Original capital : Ana sermaye. Orijinal sermaye. Asıl sermaye. Esas sermaye. Kuruluş sermayesi. Başlangıç sermayesi. Hakiki sermaye. İlk sermaye.

Original brandname manufacturing : Özgün marka yapımı. Dışarıda işleme ticaretinde siparişi alan firmanın, tasarım aşamasını da içerecek biçimde sipariş edilen malı ürettiği, ancak malın siparişini veren firmanın adı ile satmakla yükümlü olduğu üretim ve ticaret biçimi.

İngilizce Origination Türkçe anlamı, Origination eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Origination ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Excogitation : Düşünme. Çıkartma. Tasarlama. Düşünüp bulma.

Emergence : Emerjans. Ortaya çıkma. Sudur. Emergens. Sudan çıkma. Deniz dibinin su üstüne yükselmesi. Belirme. Biyoloji, jeoloji alanlarında kullanılır. Doğma.

Innovation : Bidat. Yeni şey. Değişiklik. Yeni metod. Yeni metot veya alet. Varolan bilgi birikiminden yola çıkılarak daha gelişmiş, daha kaliteli, daha işlevsel yeni ürünler, üretim süreçleri, örgütlenmeler ve yönetim uygulamalarının geliştirilmesi. Ekonomi, iktisat, sosyoloji alanlarında kullanılır. Yenilenme. Yenilik. Buluş.

Emergences : Oluşma. Belirme. Ortaya çıkma. Doğma. Sudur. Emerjans. Deniz dibinin su üstüne çıkması. Çıkma.

Beginning : Başlangıç noktası. İptida. Baş. Başlama. Menşe. Başlangıç çekidi. Milad. Neşet. İlk adım.

Hammering out : -e şekil vermek. Şekil vermek. Çekiç ile yassılaştırma. Tartışarak çözümlemek. Çekiç ile düzleştirme (örn. metal). Bir sonuca ulaşmak. Tasarlama. Uzun tartışmalardan sonra sonuca bağlamak. Her türlü ayrıntı üzerinde düşünüp karara varmak.

Basilary : Esas. Bir altlık üzerindeki set. Temel.

Central : Merkezi. Belli başlı. Merkezsel. Merkezde olan. Uygun. Özek doğrutusunda; özekten geçen doğru boyunca. Ana. Santral memuru. Önde gelen. Özeksel.

Emanation : Dışarı akma. Yayılma. Radyoaktif maddelerin ışın yayımı. Türüm. Emanasyon. Çıkan gaz. Çıkan şey. Fışkırma. Ortaya çıkma.

Fountain : Süs havuzu fıskiyesi. Çeşme. Aslanağzı. Kaynak. Memba. Fıskiye. Pınar.

 

Origination synonyms : etymon, eventuation, actually, elementary, origin, prelude, authorship, derivation, basis, essence, causing, births, taking place, eventuating, germination, commencement, actual, inventing, overture, derivations, aboriginal, paternity, actuals, authentic, bedrock, creation, birth, procession, bedrocks, initiation, descents, introduction, start.

Origination zıt anlamlı kelimeler, Origination kelime anlamı

Finish : Yıkmak. Mükemmelleştirmek. Bitiş. Rötuş yapmak. Son vermek. Sonuçlanmak. Sona erdirmek. Mahvetmek. Tüketmek. Varış.

Ending : Gramer, sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. Bir filmin sona erişini gösteren, filmin sonunda yer alan görüntüler; bu görüntülerin ortaya koyduğu belirli durum. Sonuç. Çözüm. Oyun konusunun tamamlanıp sonuca ulaştırıldığı sahne. Ecel. Bir oyunun gelişimi içinde düğümlerin çözülmeye başladığı kesim. Çözüm sahnesi. Ad ve fiil kök veya gövdeleri üzerine gelerek durum, sayı, zaman, kişi gibi gramer ilişkileri kuran ekler. ad çekimi, iyelik, teklik çokluk, fiil çekimi, fiil çekimindeki zaman ve şahıs ekleri işletme ekleridir: bu insan-lar-ı bir uykusuzluk gece-si-n-de sadece bir gölge gibi gör-müş-t-üm. şimdi bu gölge-ler beni yavaş yavaş, daha öte-ler-e ve derin-ler-e çağır-ıyor. baş-lar-ı-n-ın etraf-ı-n-da-ki aydınlık değiş-i-yor, muamma-lar-ı-n-ı çözme-y-e çalıştıkça bir yığın çetrefil meseleyle karşılaş-ıyor-um. (a. h. tanpınar, yaşadığım gibi, s. 89) vb. Nihayet.

Origination ingilizce tanımı, definition of Origination

Origination kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The act or process of bringing or coming into existence. First production.