Ototoksik nedir, Ototoksik ne demek

Ototoksik; Veteriner alanında kullanılan bir terimdir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Sekizinci beyin siniriyle kulağın koklea veya vestibulumu üzerine zararlı etkisi olan bir kimyasal madde. Bunların içerisinde aspirin, nikotin, furosemit, eritromisin ve aminoglikozit grubu antibiyotikler yer alır.

Ototoksik anlamı, tanımı

Kimyasal madde : Belirli bir homojen bileşimi olan ve mekanik yollarla ayrılamayan maddelerin genel adı. Bütün element ve bileşikler kimyasal madde kabul edilir, çözelti, dispersiyon, alaşım ve kompozit malzemeler karışımdır

Antibiyotikler : Bir mikroorganizma (bakteri, mantar, v.b.) tarafından sentezlenen ve başka mikroorganizmaları öldüren veya çoğalmalarını engelleyen maddeler.

Aminoglikozit : Çeşitli bakterilerden izole edilen, enfeksiyon hastalıklarında bakteri protein sentezinin herhangi bir basamağında engelleyici etki yapan, kanamisin, neomisin ve streptomisin gibi herhangi bir antibiyotik. Aminoglikozit antibiyotikler. Çeşitli bakterilerden izole edilen, ribozomların 30s yapısal birimine bağlanıp, ribozom ve mRNA’nın birleşmesini engelleyerek bakteriyel protein sentezini önleyen, kanamisin, neomisin ve streptomisin gibi antibiyotikler, aminoglikozit antibiyotikler. Streptomyces veya Micromonspora cinsi mikroorganizmalardan elde edilen ve bakterilerin protein üretimini engelleyerek ölümlerine neden olan gentamisin, amikasin, neomisin gibi ilaçları içeren doğal veya yarı sentetik antibiyotik grubu ilaç.

 

Eritromisin : Streptomyces erythreus tarafından sentezlenen ve bakterilerde protein sentezini engelleyen bir antibiyotik. Yüksek derecede yağda çözünen, bakterilerde 50S alt ribozomlarına bağlanarak etkisini gösteren, çoğunlukla Gram pozitif mikroorganizmalar etkin olmakla birlikte pastöralla türleri gibi az sayıda Gram negatif bakterilere de etkili, yüksek pH’da daha etkin olan bakteriyostatik etkili, makrolid grubunda bulunan bir antibiyotik.

Antibiyotik : Bitkilerde, özellikle küf mantarlarında bulunan veya sentezle elde edilen, birçok mikroba karşı kullanılan, penisilin, streptomisin vb. maddelerin ortak adı.

Vestibulum : Gırtlağa uzanan boşluk, burun boşluğu. Kuşların kloakının arka odası. Sölenterlerde ağzın etrafındaki küçük çöküntü. Yapraklarda stomalara giden çöküntü. Bir kanal veya boşluğun başlangıcındaki genişlik, girişteki genişlik, ön bölüm.

Sekizinci : Sekiz sayısının sıra sıfatı, sırada yedinciden sonra gelen.

Kimyasal : Kimyaya ait, kimya ile ilgili, kimyevi.

Zararlı : Zarar veren, zararı dokunan, dokuncalı, muzır, tahripkâr.

Nikotin : Tütün yapraklarından çıkarılan, renksiz, açıkta bırakıldığında havadan oksijen alarak esmerleşen, 247 °C'de kaynayan, 1,033 yoğunluğunda çok zehirli bir alkaloit (C10H14N2).

Üzerine : Üstüne. -den daha üstün. -den dolayı. -den sonra. Hakkında.

Aspirin : Ağrı kesici, ateş düşürücü ve kanı sulandırıcı olarak kullanılan beyaz renkli hap.

 

Bunlar : Bu zamirinin çokluk biçimi.

Koklea : Salyangoz, sümüklü böcek, helezonsu kıvrım. İç kulağın bir bölümünü oluşturan ve vestibulumun devamı olan kemik labirintli salyangoz biçimindeki kanal, modiyolus.

İçeri : İç yan, iç bölüm, dışarı karşıtı. İç yüzeyde, iç bölümde olan. Hapishane. İç, iç yüzey. Gönül, yürek. İç yana, iç yana doğru.

Sinir : Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. Rahatsız edici, hastalık derecesine varan özellik. Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği. Hoşa gitmeyen, can sıkan. Kas kirişi ve zarı. Lastik. Diz kapakla ayak bileği arası. Sınır, bk. sinor// sinir sepet: hudut, bk. sinor sepet. Birçok sinir telinin bir araya gelmesi ile oluşan yapı. Duyu ve hareket uyartılarını beyinden organlara, organlardan beyine ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. Beyni ve omuriliği vücudun öteki bölgelerine bağlayan ve herbiri birkaç sinir teli demetlerinden yapılmış olan beyaz iplikler.

Bunla : Bunlar.

Beyin : Kafatasının içinde beyin zarları ile örtülü, iki yarım küre biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, ensefal, dimağ. Muhakeme, usa vurma. Bilgisi, eğitimi, düşüncesi yüksek düzeyde olan kimse. Akıl, anlayış. Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan kimse.

Madde : Duyularla algılanabilen nesne. Bir cismi oluşturan öge, öz. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Para, mal vb. ile ilgili şey. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Molekül.

Zarar : Bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya olumsuz, kötü sonuç, dokunca, ziyan, mazarrat.

Diğer dillerde Ototoksik anlamı nedir?

İngilizce'de Ototoksik ne demek ? : ototoxic