Perorate türkçesi Perorate nedir

  • Konuşma yapmak.
  • Uzun ve sıkıcı konuşma yapmak.
  • Nutuk çekmek.
  • Uzun konuşmanın sonunu getirmek.

Perorate ingilizcede ne demek, Perorate nerede nasıl kullanılır?

Peroration : Nutuk. Sıkıcı konuşma. Uzun ve sıkıcı konuşma. Söylevin sonu. Söylev sonu.

Perorations : Söylev sonu. Sıkıcı konuşma. Söylevin sonu.

Abdicated emperor : Tahttan feragat eden imparator.

Emperor : İmparator. Hakan. Kayser. Hükümdar. Genellikle imparator. kutsal roma-germen devleti, avusturya-macaristan ve alman imparatorlarının sanı.

Emperor butterfly : İri ve mor bir çeşit kelebek.

Hyperorexia : Hiperoreksi. Aşırı iştah.

Emperors : İmparatorlar. İmparator.

Emperorship : Kral olma durumu. Krallık. İmparatorluk. İmparator olma durumu. Bir imparatorun pozisyonu.

Superorder : Takımın üstünde yer alan ve canlıların sınıflandırılmasında kullanılan bir terim. süperordo. Takımın üstünde yer alan ve canlıların sınıflandırılmasında kullanılan bir terim, süperordo. Süper ordo. Üsttakım. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Üst takım.

Superorthicon tube : Süperortikon lamba. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Süperortikon (ışıtaç). Duyarlığı ortikon ışıtaçtan daha yüksek olan ışıtaç.

İngilizce Perorate Türkçe anlamı, Perorate eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Perorate ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Confer : Vermek. Sunmak. Ödül ile onurlandırmak. Danışmak. Görüşmek. Bahşetmek. (onur veya ödül) vermek. Bir ünvanı tevcih etmek. Müzakere etmek.

Give a speech : Bir konuşma yapmak. Söylev vermek.

Make a speech : Bir konuşma yapmak. Sunum yapmak.

Declaimed : Heyecanlı konuşma yapmak. Yüksek sesle konuşmak. Söylev vermek. Söylemek (hitabet kurallarına göre). Bağırıp çağırmak. Yüksek sesle okumak. Hararetle konuşmak. Yüksek sesle söylemek. Resmi bir şekilde söylemek.

Confers : Sunmak. Bahşetmek. Müzakere etmek. Müzakere yapmak. Ödül ile onurlandırmak. Vermek. Bir ünvanı tevcih etmek. Görüşmek. (onur veya ödül) vermek.

Hold forth : Öne sürmek. Uzun uzadıya konuşmak. Nutuk söylemek. Nutuk atmak. Söylev vermek. Yüksekten atmak. Lafı iyice uzatmak. Önermek. Teklif etmek.

Harangues : Tirat söylemek. Uzun ve tumturaklı bir şekilde konuşmak. Uzun ve tumturaklı konuşma. Söylev vermek. Nutuk atmak. Nutuk vermek. Sıkıcı konuşma. Dırdır.

Harangue : Uzun ve tumturaklı konuşma. Uzun ve sıkıcı konuşma. Söylev vermek. Uzun ve tumturaklı bir şekilde konuşmak. Tirat söylemek. Vaaz vermek. Sıkıcı konuşma. Nutuk atmak.

Haranguing : Söylev vermek. Nutuk atma.

Perorate synonyms : orates, deliver a speech, conclude, declaiming, dissertate, disserts, orate, orating, orated, harangued, declaims, speak, recite, dissert, address, declaim, oratorize.

Perorate ingilizce tanımı, definition of Perorate

Perorate kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To harangue. To make a peroration.