Phoned türkçesi Phoned nedir

  • Telefon etmek.

Phoned ile ilgili cümleler

English: A girl phoned me.
Turkish: Bir kız beni aradı.

English: Ali phoned Mary.
Turkish: Ali Mary'ye telefon etti.

English: Ali phoned me yesterday from Boston.
Turkish: Ali dün beni Boston'dan aradı.

English: Ali phoned just before he left.
Turkish: Ali tam gitmeden önce telefon etti.

English: A stranger phoned me yesterday.
Turkish: Dün bir yabancı bana telefon etti.

Phoned ingilizcede ne demek, Phoned nerede nasıl kullanılır?

Phonedoscope : Özellikle çok dar yerlerdeki sesleri ayırmaya yarayan, sesleri kuvvetlendiren bir cins steteskop. Fonendeskop.

Siphoned : Sifonla çekmek. Çekmek.

Syphoned : Sifon. Sifonla çekmek. Çekmek. Sıvı akış borusu.

Telephoned : Telefonda söylemek. Telefon etmek.

Phone box : Telefon kulübesi. Telefon kabini. Alısün kulübesi.

Accepted a phone call : Telefon çağrısına cevap vermiştir. Çağrı kabul etmiştir. Bir çağrıyı kabul etmek.

Invalid phone number : Geçersiz telefon numarası.

Phone support : Telefon desteği.

Local phone numbers : Yerel telefon numaraları.

Phone dialer : Numara çeviricisi.

İngilizce Phoned Türkçe anlamı, Phoned eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Phoned ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Called up : Hayalinde canlandırmak. Getirtmek. Hatırlamak. Askere çağırmak. Silah altına almak. Gelmesini sağlamak.

Buzz : Sinyal ile çağırmak. Seslendirmede filmdeki taneciklerden ileri gelen gürültü. sinema/tv. okumada, yükselteçten ileri gelen gürültü. elektrik devresindeki yinelenimin seslendirme araçlarındaki gürültüsü. tv. televizyonda, elektriksel imin görüntüde çizgi olarak beliren etkisi. Uğuldamak. Gitar, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Konuşmak. Telefon ederek çağırmak. Çınlamak. Vızıltı. Vızıldamak.

Telephone extension : Telefon uzatması.

Mouthpiece : Deri gibi kaf. Avukat. Sözcü. Ağızlık. Zıvana. Film kesme ünitesi ağızlığı. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Hayvanın ısırmasına veya zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel. Sigara ağızlığı.

Buzzes : Uğuldamak. Vızıldamak. Fısıldamak. Sinyal ile çağırmak. Alçaktan uçmak (uçak). Vızıltı. Vızlamak. Telefon ederek çağırmak. Konuşmak.

Pay phone : Ankesörlü telefon. Jetonlu telefon.

Phone : Ses. Sesbirimcik. Çınka etmek. Basit ses. Alısün. Çınka. Telefonla aramak. Çınkalamak. Telefon. Alısünlemek.

Wireless telephone : Kablosuz telefon. Telsiz telefon. Telsiz sinyalleri alan telefon.

Phoned synonyms : desk phone, pay station, extension phone, french telephone, speakerphone, phone system, give a ring, give somebody a tinkle, radiotelephone, dials, phones, phoning, dial phone, cell phone, telephone system, call, radiophone, telephone, call in, extension, buzzed, dial telephone, dial, telecommunicate, receiver, telephone set, electronic equipment, ring, telephone receiver, call up, give a tinkle, handset, get in touch with.

Phoned zıt anlamlı kelimeler, Phoned kelime anlamı

Genuine : Samimi. Hilesiz. Hakiki. İçten. İçi dışı bir. Öz. Sahici. Asıl. Saf. Gerçek.

Unobstructed : Engellenmemiş. Tam. Kapatılmamış. Açık. Engelsiz. Tıkanmamış.