Buzz nedir, Buzz ne demek

Buzz; Gitar alanında kullanılan bir kelimedir.

Gitar terimi olarak anlamı:

Perdeli çalgılarda sap veya köprü ayarı hatalarından veya perde demirlerinin fazla aşınmasından kaynaklanan, telin titreşimi sırasında üst perde demirlerine çarpması ile oluşan gürültü.

Buzz anlamı, kısaca tanımı

Buzzı : Yaramaz, yerinde durmaz, kararsız

Buzzing : Perdeli çalgılarda yanlış sap demirine, köprü yüksekliği ayarlarına veya düzensiz yükseklikte ya da aşınmış perde demirlerine bağlı olarak tellerin titreşimi sırasında üst perde demirlerine çarpması sonucu kötü ve istenmeyen seslerin çıkması.

Sırasında : Gerekince, yerinde ve zamanında.

Titreşim : Küçük ve hızlı salınım, ihtizaz, vibrasyon, rezonans. Bir noktanın gözün göremeyeceği kadar kısaca kımıldanışı, ihtizaz.

Demirler : Bolu ilinde, Gerede ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Bursa şehri, Büyükorhan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Mardin ilinde, Kızıltepe ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Muğla şehrinde, Eşen bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Sakarya ili, Geyve ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Tekirdağ şehrinde, Beyazköy nahiyesine bağlı bir bölge.

Perdeli : Perdesi olan veya perde ile örtülü bulunan. Perde sağlamak için parmaklarla basılacak yerleri olan (çalgı). Duvaklı.

 

Gürültü : Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata. Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma. Yükselteç çıktısında gözlenen ve imlem girdisinde çeşitli nedenlerden kaynaklanan, asalak birleşenlerin yükseltilmesinden ileri gelen uyumsuz sesler. Ses sinyalinin kalitesinde belirleyici olan tıslama, cızırtı ve uğultu gibi istenmeyen seslerin tümü. Titreşimli düzenli olmayan sesler. Boğumlanmaları sırasında tonlu ve tonsuz hışırtı niteliği taşıyan z, s ünsüzleri ile tonlu ve tonsuz patlama niteliği taşıyan b, p ünsüzleri titreşim açısından birer gürültü sesidir. Analit sinyalinin gözlenmesine bozucu etki yapan herhangi bir sinyal. [Bakınız: ses etkileri]. Sinema ya da televizyonda sesin saptanması, çalınması ya da yayınlanmasında ortaya çıkan istenmeyen sesler.

Kaynak : Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz. Araştırma ve incelemede yararlanılan belge, referans. Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi. İki metal veya yapay parçayı ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırıp yapıştırma işi. Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge. Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer. Herhangi bir bilim dalında yazılmış olan yazı veya eserlerin bütünü, literatür. Bir şeyin çıktığı yer, menşe.

Çarpma : Çarpmak işi. Kuyu çengeli biçiminde beş kollu büyük olta iğnesi. Dört işlemden biri, çarpmak işlemi, darp. Alaturka müzikte temel notaların arasına sıkıştırılmış ve usulü bozmayan, tek perdelik küçük fazlalık.

 

Aşınma : Aşınmak işi. Erozyon. Korozyon.

Hatal : Sürüye katılmayan zayıf, hasta hayvan. İhtiyar koyun: Sürüde hatal vardır. Hantal, beceriksiz.

Telin : Lanet okuma, lanetleme, kargıma, kargış.

Perde : Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü. Katarakt. Kaz, ördek, martı gibi hayvanların parmaklarını birbirine bitiştiren zar. Bu ses derecelerini sağlamak için çalgılarda bulunup parmaklarla basılan yer. İki yeri birbirinden ayıran bölme. Doğruyu görmeye engel olan şey. Seste pes perde. Bir müzik parçasını oluşturan seslerden her birinin kalınlık veya incelik derecesi. Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan saydam olmayan yüzey. Bir sahne eserinin büyük bölümlerinin her biri.

Köprü : Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı. İki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey. Olmayan dişlerin yerini tutmak veya takma dişleri ağızdaki dişlere sağlam tutturmak amacıyla yapılmış olan diş protezi. Güreşte omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum, güreşçi köprüsü. Vücudun, sırt yere dönük olarak el, baş veya diz yere dayanarak yay biçimi aldığı durumu. Geminin önünü iyice görecek bir yükseklikte, sancaktan iskeleye kadar kurulan kumanda yeri.

Çalgı : Müzik aleti, çalgı aleti, enstrüman. Müzik topluluğu. Çalgı çalma, müzik.

Titre : Titrasyon ile tayin edilen çözelti içinde çözünmüş maddelerin derişimi. Standart çözeltideki bileşik veya elementin g/mL cinsinden değeri. Hidrolizlenen yağ asitlerinin sabunlaşma noktası. Bir materyalde bulunan antikor veya toksin gibi bir maddenin hâlen belirlenebilen en üst seyreltinin tersi. Bir eriyikte veya belirli bir miktar örnekteki etkenin sayısı.

Demir : Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe). Bu elementten yapılmış parça. Bu elementten yapılmış. Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça. Çıpa. Güçlü, kuvvetli, sert.

Fazla : Gereğinden, alışılmıştan çok, aşırı olan, ziyade. Artmış olan, ihtiyaçtan fazla olan. Daha çok, aşkın. Gereğinden, alışılmıştan çok olarak. Gereksiz, yersiz bir biçimde.

Kayna : Kayığın iki yanında bulunan ve kıyıya çekmek için ip takılacak çıkıntılar. Şişe.

Demi : Yemeni, yazma, başörtüsü, tülbent. Susuz, kıraç tarla. Dizlik, iç donu. Değil mi anlamında.

Diğer dillerde Buzz anlamı nedir?

Osmanlıca Buzz : cızırtı