Prospectus türkçesi Prospectus nedir

  • Tanıtmalık.
  • Proje.
  • Tanıtma ilanı.
  • Rehber.
  • Tanıtıcı broşür (ingiliz ingilizcesi).
  • Tarife.
  • İzahname.
  • Tanıtma broşürü.
  • Prospektüs.
  • Broşür.
  • Tarifname.

Prospectus ile ilgili cümleler

English: Prospectuses must be signed by two sponsor representatives.
Turkish: Prospektüsler iki sponsor temsilci tarafından imzalanmalıdır.

Prospectus ingilizcede ne demek, Prospectus nerede nasıl kullanılır?

Prospectuses : Prospektüs. Proje. Tanıtıcı broşür (ingiliz ingilizcesi). Tarife.

Prospect hole : Arama deliği. Araştırma deliği.

Prospect pit : Araştırma kuyusu.

Prospect shaft : Araştırma kuyusu.

Have something in prospect : Beklentisi olmak. Beklemek. Ummak.

Prospecting : İnceleme. Araştırma yapma. Maden arama. Araştırması (müşteri). Araştırma. Maden aramak. Arama. Aramak (petrol vs.). Ümit vermek (maden). Bilgi toplama.

Prospective buyer : Muhtemel alıcı. Beklenen müşteri. Potansiyel alıcı. Bir malı henüz satın almamış, ancak satın alması beklenen gerçek veya tüzel kişi.

Prospective : Prospektif. Niyetli. Olası. İleriye dönük. Beklenen. Müstakbel. Umulan. Muhtemel. İleriye yönelik. Gelecekteki.

Prospection : Maden araştırma.

Shaft prospect : Araştırma kuyusu.

İngilizce Prospectus Türkçe anlamı, Prospectus eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Prospectus ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Directions : Kullanma talimatı. İstikamet. Açıklama. Yön. Talimat. Yönerge. Direktörlük. Kumanda. Yönetim.

Pamphlet : Kitapça. Kitapcık. Küçük kitap. El ilanı. Bröşür. Pamplet. El kitabı. Kitapçık. Bir tanıma göre 48, bir tanıma göre 100 sayfadan az olan ciltsiz yayın türü. Hiciv.

Adviser : Müşavir. Sinema, televizyon, ekonomi alanlarında kullanılır. Danışman. Öğütçü. Akıl hocası. Kılavuz. Uzmanlığa dayanan özellikler üzerinde sonuçları etkileyen açıklamalar yapabilecek yeterlikte olan kişi. Danışman öğretmen. Bazı film ya da televizyon izlencelerinde, uzmanlık isteyen konularda bilgisine başvurulan kimse.

Tractate : Risale. Broşür (dini).

Tariff : Tarif. İhracat ithalat vergisi. Vergi (ithalat veya ihracat üzerine konulan). Tarife (otel veya motel veya pansiyon için). Gümrük vergisi. Gümrük. Bildirmelik. Fiyat listesi. Vergilendirmek.

Feeding : Tağdiye. Doyurma. Bakma. Verme. Geçindirme. Beslenen. Besleme.

Projection : İrtisam. Gösterim. Işıklı bir kaynaktan sahneye, sahne üstüne, bir ekrana ya da perdeye yansıtılan resim ya da yazı. Fırlatma. İzdüşüm. Sahne üzerinde konuşulan sözleri uzağa eriştirme becerisi. sesi fırlatma, karın boşluğu ve ses telleri yoluyla tonu yerine yerleştirme işlemidir. sesi yerleştirmede soluk denetimi, tını ve boğumlama rol oynar. Tasarım. Belirli bir uzam bilgisel (geometrik) yolla, uzayın bir noktasına ya da maktaların bir kümesine, bir doğrunun ya da bir yüzeyin bir noktasını ya ida noktaların bir kümesini karşılık getirme işlemi. Öznel bir yaşantıyı dış dünyaya bağlama; örneğin bireyin bir nesne, kişi ya da toplumsal kümede tasarladığı nitelikleri, duyguları ya da tutumları gerçekten varmış gibi düşünmesi. Kristal cisimlerinin, kristal fiziksel özelliklerini (yüzeyler, kenarlar, kuşak bağıntıları, optik özelliklerle biçim ilişkileri), bir düzlem üzerine yansıtma.

 

Recipe : Çare. Tarifi. Yemek tarifi. Tertip. Yemek. Yöntem. Yemek tarifesi. Çözüm. Plan. Reçete.

Red herring : Dikkati başka yöne çekmek için söylenen söz. İlgiyi başka yöne çekmek için öne sürülen konu. Hile. Dikkati dağıtmak için ortaya atılan konu. Tütsülenmiş ringa balığı.

Blueprint : Plan. Kılavuz. Ozalit. Tasarlamak. Prototip. Ayrıntılı tasarı. Mavi kılavuz. Teknik bilginin yer aldığı mavi sayfalı kitap. Ozalit kopya.

Prospectus synonyms : course catalogue, preliminary prospectus, course catalog, enterprise, construction plan, leafleting, counsellor, receipt, couriers, cicerones, schemed, prospectuses, careers officer, dragomen, designment, dragomans, price list, receipts, handbill, recipes, project, scroll, cicerone, counselor, catalogue, blueprints, folders, booklets, folder, package insert, specification, directories, leaflet.

Prospectus ingilizce tanımı, definition of Prospectus

Prospectus kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A summary, plan, or scheme of something proposed, affording a prospect of its nature. Especially, an exposition of the scheme of an unpublished literary work.