Rise above türkçesi Rise above nedir

  • Atlatmak.
  • Üstünden doğmak.
  • Üzerinden doğmak.
  • Başarmak.
  • -dan daha yüksek veya üstün olmak.
  • Üstesinden gelmek.
  • Üstünden yükselmek.

Rise above ile ilgili cümleler

English: We saw the sun rise above the horizon.
Turkish: Biz ufkun üstünde güneşin doğuşunu gördük.

Rise above ingilizcede ne demek, Rise above nerede nasıl kullanılır?

Rise : Havalanmak. Terfi etmek. Zam. Açılmak. Yükselmek. Yukarı kalkmak. Doğmak (güneş). Kalkmak. Yükseliş. Kabarmak.

Above : Bir şeyin üstünde. Artık. Üst. Yukarı. Yukarıda. Fazla. Yukarıdaki. Çok.

Rise against : Başkaldırmak. İsyan etmek. -e karşı ayaklanmak. -e başkaldırmak. Kafa tutmak. Karşı çıkmak.

Rise and fall pendant : Değişken askılı ışıklık. Yüksekliği, bir makaralı askı ve ağırlık aracılığı ile değiştirilebilen ve durdurma düzeni olmayan, sarkan ışıklık. İner çıkar ışıklık.

Rise in price : Fiyatta yükselme. Fiyatlardaki artış. Ederi artma. Fiyat artışı. Eder artışı. Ederlerin yükselişinde tümüyle aşırılık olması. Ederlerin bazı nedenlerle yükselmesi. Fiyat yükselmesi. Fiyat yükselişi.

Rise in the world : Yıldızı parlamak.

İngilizce Rise above Türkçe anlamı, Rise above eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Rise above ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Tower over : Sivrilmek.

Dodge : Bir yana kaçmak. Kaçamak yapmak. Kaçınmak. Hileyle atlatmak. Kenara sıçramak. Fırlamak. Hızla yana çekilmek. Kaytarmak. Sıyrılmak.

Carries : Üzerinde bulundurmak. Çekmek. İletmek. Taşımak. Başarı kazanmak. Satışa sunmak. Götürmek. Nakletmek. Büyülemek. Sağlamak.

Bye pass : Baypas. Çevre yolu. Yan geçit. Kestirme yol. Yanından geçmek.

Arrive : Gelip dayanmak. Varmak. Ulaşmak. Bir ereğe ulaşmak. Ayak basmak. Vasıl olmak. Dayanmak. Gelmek.

Bring home the bacon : Bir şeyde başarılı olmak. Başarı kazanmak. İstediğini elde etmek. Eve ekmek götürmek. Ekmek parası kazanmak. Evin geçimini sağlamak. Ev geçindirmek. Eve ekmek getirmek. Evini geçindirmek.

Arrived : Ulaşmış. Gelip çatmak. Gelmek. Alma tarihi. Vardı (nakliyat). Başarı kazanmak. Doğmak. Vardı. Ulaşmak.

Carry through : Tamamlamak. Yerine getirmek. Gerçekleştirmek. Yüreklendirerek desteklemek. Sonuca ulaştırmak. Bitirmek.

Circumvent : Kaçınmak. Bozmak. Açığını yakalamak. Tuzağa düşürmek. Yan çizmek. Yana kaçmak. Kurtulmak. Savmak. Önlemek. Üstün gelmek.

Tower above : Üstün olmak. Geçmek.

Rise above synonyms : bring off, achieved, achieving, avoid, come through, accomplish, accomplishing, bypassing, beat somebody to it, conquer, carry it off, brought off, surmounts, arrives, be crowned with success, achieves, achieve, surmounting, break through, circumvented, accomplishes, come to grips with, bypassed, apply to, dishing, bypasses, choke off, dish, bypass, blow away, coming through, circumvents, break the back of.