Salıngaç nedir, Salıngaç ne demek

Salıngaç; Fizik, Televizyon alanlarında kullanılan bir sözcüktür.

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Salıncak.

Salıncak.

Fiziksel anlamı:

Salınım yapan dizge.

Değiştirilebilen sıklıkta dalgalı akım çıktısı veren üreteç, anlamdaş salıngan, titreşki.

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Her çeşit (elektrik, mekanik, optik, akustik, vb.) salınım oluşturan aygıt.

Salıngaç tanımı, anlamı

Salın : [Bakınız: sako]. Ankara şehri, Güvem bucağına bağlı bir yer

Salı : Pazartesi ile çarşamba arasındaki gün.

Doğrusal salıngaç : Bağlı iki parçacıktan oluşan ve bağ doğrusu boyunca salınabilen salıngaç türü.

Edimsiz salıngaç : Sanal bir dikmeliksel devinim yaptığı düşünülen noktasal yük.

Eşevreli salıngaç : Başka birine göre değişmez bir evre bağımlılığı olan salıngaç.

Dalgalı akım : Bir çevrimde akış yönü sürekli değişen akım, alternatif akım.

Değiştiri : Bir öbek nesnenin ya da bir dizi niceliğin oluşturdukları düzenlenimdeki öğelerinin birbirlerinin yerlerini alarak yeni düzenlenimler oluşturması, örneğin 1, 2, 3, sayılarının altı değiştirisi vardır.

Salıncak : İki ucundan iki iple veya zincirle yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan eğlence aracı. Küçük çocukları uyutmak için beşik yerine kullanılan ve karşılıklı iki yere iple bağlı bulunan asılı yatak.

 

Elektrik : Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü. Fiziğin, bu enerji ile oluşan olaylarını inceleyen kolu. Bu enerjiden elde edilen aydınlanma. Çarpıcılık, cazibe, canlılık. Bu enerjinin gündelik hayatta kullanılan biçimi.

Anlamdaş : Eş anlamlı.

Dalgalı : Dalgası olan. Kıvrımlı (saç). Belli dalga boylarını alabilen, alternatif. Açıklı koyulu (renk). Dalga dalga görünen.

Salınım : Salınma işi. Düzenli olarak hep aynı konumlardan aynı hızla geçen bir nesnenin hareketi, raks.

Akustik : Yankı bilimi. Yankılanım.

Mekanik : Kuvvetlerin maddeler ve hareketler üzerine etkisini inceleyen fizik dalı. Denge ya da hareket kurallarıyla ilgili. Makine ile yapılan. Düşünmeden yapılan.

Sıklık : Sık olma durumu. Ses, dalga vb.nin birim zamandaki titreşim sayısı, frekans. Sıkça geçme, kullanımı sık olma.

Üreteç : Herhangi bir mekanik enerjiyi elektrik akımına çeviren aygıt, jeneratör, dinamo.

Mekan : Yer, bulunulan yer. Ev, yurt. Uzay.

Titre : Titrasyon ile tayin edilen çözelti içinde çözünmüş maddelerin derişimi. Standart çözeltideki bileşik veya elementin g/mL cinsinden değeri. Hidrolizlenen yağ asitlerinin sabunlaşma noktası. Bir materyalde bulunan antikor veya toksin gibi bir maddenin hâlen belirlenebilen en üst seyreltinin tersi. Bir eriyikte veya belirli bir miktar örnekteki etkenin sayısı.

Optik : Görme ile ilgili olan. Fizik biliminin ışık olaylarını inceleyen kolu. Gözlükçü.

Diğer dillerde Salıngaç anlamı nedir?

İngilizce'de Salıngaç ne demek ? : oscillator