Sarı ağız nedir, Sarı ağız ne demek

Sarı ağız; Zooloji alanında kullanılan bir kelimedir.

Zooloji'deki anlamı:

(Sciaena aquila) Kemikli-balıklar (Teleostei) takımının gölge-balığıgiller (Sciaenidae) familyasından bir balık türü. Uzunluğu 2 m. Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Karadenizde yaşar.

Sarı ağız tanımı, anlamı

Ağız : Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi

Sarı : Yeşil ile turuncu arasında bir renk, limon kabuğu rengi. Soluk, solgun. Bu renkte olan.

Sciaena aquila : [Bakınız: sarıağız]. [Bakınız: sarı-ağız].

Gölgebalığı : Bir çeşit balık. Alabalıkgillerden olup, geniş tenyaya ikinci arakonakçılık eden bir balık türü.

Sciaenidae : [Bakınız: gölge balığıgiller]. Gölge balığıgiller. [Bakınız: gölge-balığıgiller].

 

Teleostei : [Bakınız: kemikli balıklar]. Gerçek kemikli balıklar. [Bakınız: kemikli-balıklar].

Karadeniz : Çok düşünceli ve durgun görünen kimseler için kullanılan "Karadeniz'de gemilerin mi battı?" deyiminde geçen bir söz.

Akdeniz : Mersin iline bağlı ilçelerden biri.

Okyanus : Kıtaları birbirinden ayıran deniz, ana deniz, umman.

Kemikli : Kemiği olan. Çok zayıf, sıska. Kemikleri iyi gelişmiş.

Familya : Aile. Karı, eş. Birçok ortak özelliği sebebiyle bir araya getirilen cinslerin topluluğu, fasile.

Uzunlu : Kilis ilinde, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Samsun şehrinde, Çarşamba ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Yozgat kenti, Boğazlıyan ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Atlan : Ün, nam, şöhret. Değer, önem.

Balık : Omurgalılardan, suda yaşayan, solungaçla nefes alan ve yumurtadan üreyen hayvanların genel adı. Zodyak üzerinde Kova ile Koç arasında yer alan takımyıldızın adı.

Okyan : Okuyan, bilgili.

Gölge : Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık. Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, silüet. Güneş ışınlarından korunacak yer. Resimde bir şekli cisimlendirmek için, onun ışık almaması gereken yerlerine vurulan az çok koyu renk. Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse. Yetkisi olmadığı hâlde etkili olan. Röfle. Koruma, kayırma himaye.

Kemik : İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı. Bu sert organdan yapılmış.

Takım : Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman. Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu. Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk. Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk. Hayvanlarda yemek borusu, akciğer ve karaciğere genel olarak verilen ad. Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu. Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup. Bölüğü oluşturan birliklerden her biri. Takım elbise. Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri. Birbirini tamamlayan şeylerin tümü. Sigara ağızlığı. Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik.

 

Yaşar : Bir yaşını geçmiş (at, sığır için). ... yaşına gelmiş. İki yaşındaki sığır, dana. Altı ayla üç yaş arasındaki sıpa. Yaşında. Doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileğiyle konulan bir isim. Şanlıurfa şehri, Yardımcı nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Tele : İnce ip, iplik. Hayvanlar için kurulan tuzak. Giysi yakalarının içine konulan kolalı bez, tela. Tuzak. Bir terzi malzemesi: tela. Televizyonun, konuşma dilinde kısaltılmışı. "Televizyon" sözcüğünden kısaltmayla elde edilen ön ek. (Yabancı dillerde téléciné, téléfilm, teleplayer, ve benzerleri bileşiklerde kullanılır). Yunanca "tele" (uzak, ırak) sözcüğünden alınarak yabancı dillerde bu anlamda ön ek olarak kullanılan ve çeşitli bileşikler (télécommunication, télégraphe, téléphone, télévision; telefilm, telephoto, teleplayer, telerecorder, television; Telefon, Telefoto, Telegrafie, Teleskop, vb.) türeten sözcük. Ceketlerin göğüs ve yaka kesimlerini sert tutmak amacıyla kullanılan kıl kumaş. ( Uşak.; Güdül Ankara).

Diğer dillerde Sarı ağız anlamı nedir?

İngilizce'de Sarı ağız ne demek ? : meagre