Satranç nedir, Satranç ne demek

Satranç; kökeni farsça dilinden gelmektedir.

"Satranç" ile ilgili cümle örnekleri

  • "İki kişiyi birden satrançta mat ettim." - A. Gündüz

Gösteri Sanat terimi olarak anlamı:

Türk cambazlarının becerilerinden biri : İki cambazın bir tel üzerinde altlarına tek ayak üzerinde duran iskemleler alıp satranç oynama gösterisi.

Edebi terim anlamı:

(Halk edebiyatı terimi) İç uyaklı ve çoğu on altı beyitli bir çeşit destan.

Bilimsel terim anlamı:

Saz ozanlarının aruzla yazdıkları türlerden biri. Örnekleri azdır ve ancak XIX. yüzyılda görülür. Aruzun dört müfteilün kalıbındadır. Gazel biçimindedir ve özel bir ezgiyle okunur. Musammat beyitlerden oluştuğu için, her dize iki eşit parçaya bölünür ve iç uyak bulununr. Musamat dizeler alt alta yazılırsa bir dörtlük elde edilir. İç uyaklarına göre uyak düzeni şöyledir: abab-cccb-çççb. Satranç hece ölçüsünün 8+8 kalıbına da

Satranç hakkında bilgiler

Satranç, iki oyuncu arasında satranç tahtası ve taşları ile oynanan bir masa oyunu. Dünya çapında turnuvaları düzenlenir ve bir spor kabul edilir.

Bu oyun satranç tahtası denilen 8×8'lik kare bir alan üzerinde satranç taşlarıyla oynanır. Toplam 64 karenin yarısı siyah, yarısı beyaz renklerden oluşur. Taraflar beyaz ve siyah renkli taşları alırlar, her oyuncunun bir seferde bir hamle yapmasıyla oyun gelişir. Oyunun başında beyaz ve siyahların 16 taşı bulunur. Bunlar bir şah, bir vezir, iki kale, iki fil, iki at ve sekiz piyondan oluşur. Oyunun amacı karşı tarafın şahını mat etmektir.

 

M.Ö. 2000'li yıllarda satrancın oynandığına dair bulgular Mısır'da piramitlerdeki kabartmalarda vardır .Satranç, MS 6. yüzyılda Hindistan'da ortaya çıktı. MS 10. yüzyıla gelindiğinde tüm Asya'ya, Ortadoğu ve Avrupa'ya yayılmıştı. En geç 15. yüzyıldan itibaren Avrupa'da soylular arasında çok popüler bir oyun haline geldiğinden "kraliyet oyunu" olarak anılmaya başlandı. Kurallar ve dizilişler zaman içerisinde çeşitli değişiklikler gösterdi ve 19. yüzyılda bugünkü standart halini aldı. 20. yüzyıl Avrupa'sında toplumun entelektüel üst tabakaları arasında yayıldı ve dünyanın en popüler oyunlarından biri haline geldi.

Oyunun icadı konusunda birkaç efsane mevcuttur. Bunlardan biri buğday tanesi efsanesidir. 6. yüzyıldan beri satranç Îran'da bilinmektedir. Buradan 7. yüzyılda İslam'ın yayılışıyla birlikte Orta Doğu'da ve Kuzey Afrika'da yayılır. Endülüs Emevîleri, İtalya, Bizans İmparatorluğu ve Rusya yoluyla oyun, 9. ila 11. yüzyıllar arasında Avrupa'nın diğer yerlerine yayılır. Burada bir yandan şövalyelerin yedi yiğit erdeminden sayılırken diğer yandan kilise tarafından uygun bulunmuyordu. 15. yüzyılda oyun kuralları belirleyici şekilde değişir. Bu yüzyıldan sonra bugün oynanana benzeyen modern satrançtan bahsedilebilmektedir. İspanya (16. yüzyıl), İtalya (16./17. yüzyıl), Fransa (18./19. yüzyıl), İngiltere (19. yüzyıl) ve Rusya (20. yüzyıl), sırayla satrançta Avrupa'nın önder ülkelerinden oldular.

 

Satranç ile ilgili Cümleler

  • Satranç oynamayı sana öğreteceğim.
  • Satranç oynadığını bilmiyordum.
  • Satranç oynamak istiyorum.
  • Ali seninle satranç oynamak istiyor.
  • Ali ve Mary satranç oynarken bahçede küçük bir masada oturdu.
  • O, beni satrançta yendi.
  • Satranç oynamayı severim.
  • Satranç çok zor bir oyundur.
  • Görünüşe göre, Mustafa satrançta çok iyi.
  • Satranç oynar mısın?
  • Satranç okumayı ve konsantrasyonu geliştirmeye yardım eder.
  • Ali çocuklarına nasıl satranç oynayacaklarını öğretti.
  • Ali satrançta çok iyi.
  • Ali Mary'ye başka bir satranç oyunu için meydan okudu.

Satranç tanımı, anlamı:

Tahta : Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme, ağaç. Çimlenen tohumlar için bahçede hazırlanan uzun tarh. Çeşitli işlerde kullanılmak üzere düz, enlice, uzun ve az kalın biçimde işlenmiş ağaç parçası. Bu ağaçtan yapılmış. Kara tahta. Sebze bahçelerinde ayrılan küçük yer.

Siyah : Baskıda başka harflerden daha kalın görünen harf türü. Kara, ak, beyaz karşıtı. Bu renkte olan.

Beyaz : Baskıda normal karalıkta görünen harf türü. Beyaz zehir. Bu renkte olan. Beyaz ırktan olan kimse. Ak, kara, siyah karşıtı.

Oyun : Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma. Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes. Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi. Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç. Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence. Müzik eşliğinde yapılmış olan hareketlerin bütünü. Güreşte rakibini yenmek için yapılmış olan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket. Şaşkınlık uyandırıcı hüner. Hile, düzen, desise, entrika. Kumar.

Satranç tahtası : Üzerinde satranç oynanan altmış dört kareli tahta vb. yüzey.

Satranç takımı : Satranç oyununda gerekli olan altmış dört kareli tahta, siyah ve beyaz on altışardan otuz iki taşın oluşturduğu takım.

Satranç taşı : Satrançta kullanılan taşlardan her biri.

Satranç vezni : Halk şiirinde aruzun "müfteilün müfteilün müfteilün müfteilün" kalıbı.

Satranççı : Satranç oynayan kimse.

Satranççılık : Satranççı olma durumu.

Satrançlı : Satranç tahtası gibi karelere ayrılmış bir biçimde çizilmiş veya basılmış olan, kareli.

Kişi : Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer. Eş, koca. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs. Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse. Erkek.

Altmış : Elli dokuzdan sonra gelen sayının adı. Bu sayıyı gösteren 60 ve LX rakamlarının adı. Altı kere on, elli dokuzdan bir artık.

Dört : Bu sayıyı gösteren 4 ve IV rakamlarının adı. Üçten bir artık. Dört sayısının adı.

Kareli : Karelere bölünmüş, üstünde kareleri olan, damalı, satrançlı.

Değer : Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. Üstün nitelik, meziyet, kıymet. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı.

Değişik : Farklı. Alışılmışın dışında bir özelliği bulunan. Değiştirilmiş, muaddel. Yedek iç çamaşırı, giyecek. Çok hastalık geçirerek gelişmemiş çocuk.

Altışar : Altı sayısının üleştirme sayı sıfatı. Her defasında altısı bir arada olan, her birine altı.

Oyuncu : Sinema, perde veya bir gösteride rol alan sanatçı, aktör, aktris. Oyunu seven. Çok oyun yapan, oyundan oyuna geçen (kimse). Düzenci, hileci. Herhangi bir oyunda oynayan kimse.

Diğer dillerde Satranç anlamı nedir?

İngilizce'de Satranç ne demek? : n. chess

Fransızca'da Satranç : échecs

Almanca'da Satranç : Schach

Rusça'da Satranç : n. шахматы (PL)

adj. шахматный