Skirt türkçesi Skirt nedir

  • Etrafından geçmek (bir yerin).
  • Baştan savmak.
  • Çevresinden dolaşmak.
  • Kenarından geçmek.
  • Kadın.
  • Uzak durmak.
  • Etek.
  • Değinmemek.
  • Etek ile örtmek.
  • Kenarını bastırmak.
  • -e dokunmamak.
  • Kenarından gitmek.
  • Karı.
  • Kenar.
  • Eteklik.

Skirt ile ilgili cümleler

English: Can you show me this skirt please?
Turkish: Lütfen bana bu eteği gösterebilir misin?

English: Her mother sewed a skirt for her.
Turkish: Annesi ona bir etek dikti.

English: Do you think Jale's skirt is too short?
Turkish: Jale'nin eteğinin çok kısa olduğunu düşünüyor musun?

English: Does this skirt suit me?
Turkish: Bu etek bana uyar mı?

English: Ali thought Mary's skirt was way too short.
Turkish: Ali Mary'nin eteğinin çok fazla kısa olduğunu düşündü.

Skirt ingilizcede ne demek, Skirt nerede nasıl kullanılır?

Skirt along : Uzanmak. Boyunca uzanmak.

Skirt chaser : Zampara. Hovarda. Kadın avcısı. (gayrı resmi) çapkın. Çapkın. Kadın peşinde koşan adam.

A bit of skirt : (aşağılayıcı argo) çok çekici bayanlar için erkeklerce kullanılan ifade (fıstık gibi). Eksik etek. Bir parça etek.

Ballet skirt : Bale eteği.

Bed skirt : Yatak eteği. Döşeğe iliştirilen ve yere kadar uzanan süs örtüsü.

Mini skirt : Mini etek.

Flared skirt : Kloş etek.

Knee length skirt : Diz boyu etek.

 

Circular skirt : Kloş etek.

Coat and skirt : Etek ceket. Tayyör.

İngilizce Skirt Türkçe anlamı, Skirt eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Skirt ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Old lady : Kocakarı. (cezaevi argosu) pasif homo. Eş. Anne. Sevgili. Kız arkadaş.

Distaffs : Öreke. Öfke. Kadın işi.

Funk : Korkmak. Çekinmek. Yan çizmek. Korku. Korkutmak. Dehşete düşürmek. Kaçınmak. Dehşet. Korkak.

Lap : Koşu yolunda, her bir dönüşe verilen ad. genellikle 400 m. olur. Şapır şupur içmek. Yalayarak içmek. Katlanmak. Kucak. Örtmek. Dolamak. Üstüne koymak. Kucaklamak. Hafif hafif çarpmak (dalga).

Maxi : Uzun. Maksi. İri. Büyük.

Fight shy of : Kaçınmak. Sakınmak. Uzak dövüşmek. Karışmamak. Aldırmamak.

Put off : İleriye almak. Üstünden atmak. Oyalamak. Zorla indirmek. Denize açılmak. Engel olmak. Şaşırtmak. Atlatmak. Ertelemek. Yutturmak.

Female : Dişilere ilişkin. Atletizmi uğraş edinip, dallarındaki bayanlar arası yarışlara katılan sporcu. Kız. Dişil. Yavru doğuran, yumurta hücresi üreten organizma. eşeyli üremede erkeğin eşi, femina. hlk. deri üzerinde serpili olarak çıkan siğiller. İçi oyuk öğe. Bayan. Dişi gamet veya yumurta meydana getiren birey veya yavru doğuran organizma. Kancık.

Seat : Koltuk. Bir seyircinin tiyatro seyrederken oturduğu yer. Yerleştirmek. Yerine oturtmak. Oturma yerini onarmak. Sinemada, oturacak yer birimi olarak kullanılan terim. sinemalarda, birinciden sonra salonun arkasına doğru uzanan, bazen lüks koltuk olarak ikinci bir bölünmeye de uğrayan bölüm. Mevki. Merkez. Sinema salonundaki oturulacak yerlerden her biri. Oturtmak.

 

Bachelorette : Bekar kadın. Evlenmemiş. Evli olmayan kadın. Bekar bayan.

Skirt synonyms : kick pleat, hoopskirt, sunburst pleat, gathered skirt, full skirt, sunray pleat, cloth covering, grass skirt, zip fastener, brims, hemmed, avoided, heifers, skirts, border, bedfellow, fringe, brows, dutches, doris, dame, give the boot, kilt, bezel, females, slide fastener, better half, broad, jane, bird, hemming, dissociate oneself from, overcast.

Skirt zıt anlamlı kelimeler, Skirt kelime anlamı

Confront : Yüz yüze getirmek. Yüzleştirmek. Karşı durmak. Kötülemek. Karşısına çıkmak. Üstüne gitmek. Yüz yüze gelmek. Karşılaştırmak. Zıt düşmek. Karşı koymak.

Skirt ingilizce tanımı, definition of Skirt

Skirt kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The part below the waist. To live near the border, or extremity. To cover with a skirt. As, the skirt of a coat, a dress, or a mantle. To surround. The lower and loose part of a coat, dress, or other like garment. To be on the border.