Türev nedir, Türev ne demek

  • Türemiş ya da üretilmiş şey.
  • Değişken artmasıfıra giderken, fonksiyonun artmasının değişken artmasına oranının limiti.
  • Yapım ekiyle kurulmuş kelime, müştak: Sev-gi, sev-in-mek, göz-lük gibi.
  • Bir madde üzerinde yapılmış olan kimyasal işlemler sonucu elde edilen bir başka madde

Dil bilgisi olarak anlamı:

(Derleme., türeme, türeme kelime, türemeli kelime, türemiş kelime Yapım ekiyle kurulmuş sözcük: Sevinç (sev-inç), sevgi (sev-gi), sevinmek (sev-in-mek) , söylenti (söyle-n-ti), başlangıç (baş-lan-gıç), gözlük (göz-lük), evli (ev-li) ve benzeri

Fiziksel Kimya alanındaki anlamı:

İşlevin değişkene göre değişme hızı.

İşlevde doğan değişikliğin değişken aralığına oranının, aralık sıfıra yaklaşırkenki ereyi.

Bir fizik terimi olarak tanımı:

Bir işlevin değişiminin, bağlı olduğu değişkenin değişimine oranının, değişim aralığı sıfıra giderken vardığı erey.

Gramer anlamı:

Türetme yoluyla yapılmış kelime: az+lık, yol+luk, bula-n-ık, sev-gi + li, tara-n-mış, yeşil+lik, tut-uş, ayır-ıntı ve benzeri

Matematik terimi olarak kelime anlamı:

Değişken artması sıfıra giderken, işlevin artmasının değişken artmasına oranının ereyi. Simgesi : f işlevinin (…) noktasındaki türevi varsa, bu türev(…) biriyle gösterilir

 

[Bakınız: Fréchiet türevi]

Türev isminin anlamı, Türev ne demek:

Erkek ismi olarak; Oluşan, ortaya çıkan, türeyen.

Bilimsel terim anlamı:

Türetme yoluyla yapılmış olan kelime.

İzlevde doğan değişikliğin değişim aralığına oranının, aralık büyüklüğü sıfıra yaklaşırken aldığı sınır değer.

Bir ana özdekten kimyasal yollarla türetilen ve onun kimi özelliklerini taşıyan özdek.

Azerbaycan Türkçesi: törämä söz; Türkmen Türkçesi: yasama söz; Gagauz Türkçesi: düzülü laf; Özbek Türkçesi: yasama soz; Uygur Türkçesi: yasalma söz; Tat: yasalma süz; Başkurt Türkçesi: yahalma hüz;Kmk: etilgen söz; Krç.-Malk.: kuralgan söz; Nogay Türkçesi: yasalma söz; Kazak Türkçesi: tuwındı söz; Kırgız Türkçesi: tuundu söz; Alt:: bütken sös; Hakas Türkçesi: pütken sös; Tuva Türkçesi: uktalgan sös; Rusça: proizvodnoye slovo

Bir kök, ya da kaynaktan işlevsel olarak türemiş nesne ya da sonuç.

İngilizce'de Türev ne demek? Türev ingilizcesi nedir?:

derivative, derivate, derivative differential and integral signs

Fransızca'da Türev ne demek?:

dérivé

Osmanlıca Türev ne demek? Türev Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

müştak

Türev hakkında bilgiler

Türev, diğer sayı kümeleri üzerindeki fonksiyonlar için genellenmiş olmasına rağmen öncelikle reel değerli, yani reel sayılardan reel sayılara giden tek değişkenli fonksiyonlar için tanımlanmış, kabaca bir fonksiyonun grafiğine çizilen teğetin eğimini hesaplama tekniğidir.

Bu türden bir f fonksiyonunun a noktasındaki türevin

Yukarıdaki limit a civarında doğrudur. Başka bir deyişle, h sayısı 0 civarında 0 a yaklaştıkça, a+h sayısı a civarında a ya yaklaşır. Bu sebepten dolayı, eğer uç noktalarda türev alınacaksa, limit sembolü soldan limit veya sağdan limit olarak yazılmalıdır. Analiz kitapları, genellikle, sürekli fonksiyonları kapalı aralıklarda türevlenebilir fonksiyonları ise açık aralıklarda tanımladıklarından, sol ve sağ limit tanımlamazlar.

 

Türevin birinci tanımını örnekleyerek bir ikinci tanım daha yapabiliriz.

Türev ile ilgili Cümleler

  • İntegral ve türev, kalkülüs'te iki ana işlemdir.
  • Borsada kumar oynarsan bir yatırımcısındır... Türev piyasada kumar oynarsan bir tüccar ... Kumarhanede kumar oynarsan bir kaybedensindir ... Ahlak ?
  • Salisilat, salisilik asidi ve onun türevlerinden meydana gelir.

Türev anlamı, tanımı:

Türe : Adalet.

Değişken : Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil. Cebirde bir denklemin katsayılarına giren değişken nicelik, parametre. Geometride, bir koninin odağından çıkan dikeyin konikle kesiştiği noktaya kadar olan parçanın uzunluğu, parametre. Değişik sayı değerleri alabilen nicelik. Bir istatistik bütünün belli başlı niteliklerini daha basit ve kısa olarak gösterme olanağı veren ölçülebilir büyüklük, parametre.

Fonksiyon : İşlev. Bir veya birçok değeri değişebilen niceliklere bağlı olarak değişen nicelik. Bir birleşikteki herhangi bir madde grubunun kimyasal görevi, bu görevi nitelendiren özelliklerin tamamı.

Limit : Sınır.

Kurul : Bir işi yapmak, yönetmek veya bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk, heyet, konsey, asamble.

Kelime : Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük.

Madde : Para, mal vb. ile ilgili şey. Duyularla algılanabilen nesne. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Molekül. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Bir cismi oluşturan öge, öz.

Kimyasal : Kimyaya ait, kimya ile ilgili, kimyevi.

İşlem : Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele. Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi. Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi. Bir işi sonuçlandırmak için yapılmış olan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat. Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele. Bir amaca ulaşmak için tutulan yol, prosedür.

Artma : Artmak işi.

Sıfır : Kendi başına değeri olmayan, ondalık sayı sisteminde sağına geldiği rakamı on kere büyüten işaret (0). Kötü, başarısız, verimsiz. Hiçbir değeri olmayan şey. Yeni, kullanılmamış. Olmayan, bulunmayan.

Diğer : Başka, özge, öteki, öbür.

Veya : Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.

Şey : Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz. Nesne, madde.

Türev donlar : Tayın doğduğunda sahip olduğu dona zamanla beyaz kılların girmesiyle sonradan meydana gelen, kır, ahreç ve boz donlar.

Türev istem : Bir mal veya hizmetin istemine bağlı olarak ortaya çıkan bir başka mal, hizmet veya üretim faktörüne yönelik istem.

Türev işlevi : f işlevinin türevi f’ ise,(...)işlevi. Simgesi:(...)

Türev piyasalar : Türev ürünlerin alınıp satıldığı piyasa.

Türev proteinler : Fiziksel veya kimyasal olaylar sonucu basit veya bileşik proteinlerden türemiş, denatüre ve koagüle proteinler.

Türev şekerler : Şeker asitleri (aldonik asit, galâkturonik asit, mannuronik asit, uronik asit vb.) ve amino şekerler (N-asetil galâktozamin, N-asetil glikozamin vb.) gibi yan gruplarla monosakkaritlerin oluşturdukları kompleks moleküller.

Türev titrasyon eğrisi : İlave edilen titrant hacmine karşı, birim hacim başına ölçülen büyüklükteki değişim ile ilgili eğri. Bir türev eğrisinde, normal titrasyon eğrisinde büklüm noktasının bulunduğu noktada bir maksimum görülür.

Türev ürünler : Getirisi, mal, para, altın, taşınır veya taşınmaz değerler gibi başka bir değerin getirisine bağlanmış, diğer bir deyişle başka bir değerin getirisinden türetilen gelecek sözleşmeleri, seçme yetkisi gibi finansal araçlar. krş. yüksek riskli fonlar, tutsat senedi

Türevin geometrik anlamı :

Türevin iategrali :

Diğer dillerde Türev anlamı nedir?

İngilizce'de Türev ne demek? : n. derivative, involution, differentiation

Fransızca'da Türev : dérivé [le]

Almanca'da Türev : n. Derivat

Rusça'da Türev : n. производное (N), производная (F)