Tincture türkçesi Tincture nedir

  • Ruh.
  • Tentür.
  • Hafif etkilemek.
  • İz.
  • Alkolle karıştırılmış madde.
  • Hafifçe renklendirmek.
  • Hafifçe boyamak.
  • Renk.
  • Eser.
  • Hafif renk.

Tincture ingilizcede ne demek, Tincture nerede nasıl kullanılır?

Tincture of iodine : Tentürdiyot.

Tincture of opium : Afyon tentürü.

Tinctured : Hafif etkilemek. Renk. Alkolle karıştırılmış madde. Eser. Tentür. Hafifçe renklendirmek. Hafifçe boyamak. Hafif renk. İz. Ruh.

Tinctures : Renk. Hafif etkilemek. Hafifçe renklendirmek. Hafif renk. Ruh. Alkolle karıştırılmış madde. Tentür. Hafifçe boyamak. Eser. İz.

Tincturing : Hafif renk. Renk. Tentür. Ruh. Hafif etkilemek. Hafifçe boyamak. İz. Alkolle karıştırılmış madde. Eser. Hafifçe renklendirmek.

Noninstinctual : Sezgiden kaynaklanmayan. İçgüdüye dayanmayan. İçgüdüsel olmayan.

Tinctorial : Renksel. Boyama ile ilgili. Renklendirme veya boyama ile alakalı veya bunlara ilişkin. Renk veya boyaya ilişkin. Tinktoryal.

A fine distinction : İnce fark.

Tinctorially : Renklendirerek. Boyayarak.

Maclura tinctoria : Batı hint adaları'nda yetişen sarı renkli ağaç. Maclura tinctoria ağacının özünden elde edilen asidik özelliklere sahip sarı kristalize madde.

İngilizce Tincture Türkçe anlamı, Tincture eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Tincture ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Evidence : Belirtmek. Belirmek. Tanıklık. Bulgu. Açığa vurmak. İspatlamak. İfade. Şahit. Göstermek.

Shade : Lambalık. Lambayı, gözden gizlemeye yarayan, saydamsız ya da yayıcı türlü maddelerden yapılmış örtü. Renközü. Gölgelendirmek. Bilgisayar, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Rengin üç değişkeninden biri (öbürleri: parlaklık, doyma). karmaşık bir ışığın, ağır çeken dalga uzunluğu, dolayısıyla bu dalga uzunluğuna uygun düşen rengi. herhangi bir rengin; kırmızı, sarı, yeşil, mavi ve yeniden kırmızı olarak çembersel biçimde sıralanan renklerden birine olan benzerliği. (siyah, beyaz ve gri, renközü bulunmayan ışıklardır). tv. renkli televizyonda, renklilik bilgisini oluşturan öğelerden biri.

Efforts : Girişim. Deneme. Çabalama. Başarı. Gayret. Uğraşma. Mesai. Çaba.

Handiwork : Beceri. El işi. Elişi. Yapıt. İşleme. İş.

Animation : Canlandırma. Animasyon. Yaşam. Canlılık. Canlılık, hayatiyet. Çizgi film yapma. Şevk. Hareket.

Mellowness : Hoşgörü. Olgunluk. Yumuşamışlık. Yumuşaklık. Tatlılık.

Eidola : Bir sanat eserinin vücud bulmadan önce yaratıcı insan zekasında kazandığı ilk form. Hayalet. Görüntü.

Complexions : Sima. Yön. Cilt. Ten rengi. Gidişat. Genel görünüm. Beniz. Yüzün rengi. Mahiyet.

Creations : Atama. Evren. Oluşum. Alem. Hilkat. Yaradılış. Acun. Kreasyon. Buluş.

Atman : Nefes. Bir kişinin yaşama kuvveti. İnsanın hayatının özü (hinduizm). İnsan ruhu.

Tincture synonyms : medicinal drug, colour, artifact, color, tinge, medication, cabbage, creation, clues, complexion, blee, tincts, hues, dint, colourings, ghost, arnica, clue, medicine, coloring, chip, eidolons, auras, tinting, ghosts, essence, tinging, tingeing, esprit, colorings, dinting, denotement, atmans.

 

Tincture zıt anlamlı kelimeler, Tincture kelime anlamı

Colorlessness : Renksizlik. Renksemezlik. Rengi olmama niteliği. Akromatizm.

Empty : Boşaltmak. Tahliye etmek. Abuk sabuk. Saçma. Anlamsız. Boşuna. Boşalmak. İçeriksiz. Yoksun.

Tincture ingilizce tanımı, definition of Tincture

Tincture kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To communicate a slight foreign color to. A tinge or shade of color. To impregnate with some extraneous matter. A tint. As, a tincture of red. To tinge.