Travel türkçesi Travel nedir

Travel ile ilgili cümleler

English: A passport identifies you as a citizen of a country and allows you to travel to foreign countries.
Turkish: Bir pasaport sizi bir ülkenin bir vatandaşı olarak tanımlar ve yabancı ülkelere seyahat etmene imkan verir.

English: A light-year is a unit of distance. It is the distance that light can travel in one year.
Turkish: Bir ışık yılı bir mesafe birimidir. Bu, ışığın bir yılda seyahat edebileceği mesafedir.

English: A passport is usually necessary when you travel overseas.
Turkish: Yurt dışına seyahat ederseniz genellikle bir pasaport gereklidir.

English: A submarine can travel over and under the water.
Turkish: Bir denizaltı, su yüzünde ve su altında yolculuk edebilir.

English: "Soon it will get colder," said Mother Bat. "We will fly south where it is warmer and stay there all winter. This is what it means to migrate. We will travel to a cave where we will meet other bats. This is a wonderful time for us."
Turkish: "Yakında soğuk olacak." dedi anne yarasa. "Daha ılık bir yere uçacağız ve bütün kış orada kalacağız. Göçün anlamı budur. Diğer yarasalarla buluşacağımız mağaraya yolculuk edeceğiz. Bu bizim için harika bir zaman."

 

Travel ingilizcede ne demek, Travel nerede nasıl kullanılır?

Travel agency : Yolculuk için bilet ve paketler satan yer. Seyehat ajansı. Seyahat acentası. Seyahat acentesi. Seyehat ajentası.

Travel agent : Seyahat acentası.

Travel allowance : Seyahat tazminatı. Yol parası. Sürekli ya da geçici olarak resmen görevlendirilen kişilere yolculuk ve konaklama giderleri için yapılan ödeme. Seyahat izni. Yol gideri. Yolluk. Harcırah. Yol harcı. Yol masrafı.

Travel along with : Yolculuk etmek.

Travel around : Etrafında dolaşmak.

Travel express : Doğrudan giden trenle seyahat etmek. Hızlı trenle seyahat etmek. Acele içerisinde seyahat etmek.

Travel bargain : Seyahat anlaşması.

Travel film : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Herhangi bir ülkeyi tanıtmak, bir geziden izlenimleri aktarmak amacıyla çevrilen film. Gezi filmi.

Travel by : Yolculuk etmek.

Travel expenses : Harcırah. Yol masrafları. Yolculuk giderleri. Seyahat giderleri. Yol gideri. Seyahat masrafları.

İngilizce Travel Türkçe anlamı, Travel eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Travel ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Cut away : Kesip çıkarmak. Kesip atmak. Budamak. Kesip çıkartmak. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Kesip çıkartmak (örneğin, oğluma ağaçtan dışarı uzanan dalları kesmesini rica ettim). Bağlayıcı çekim. Film çekimi sırasında hızlıca başka bir sahneye geçmek veya başka bir şeye odaklamak (örneğin, savaş sahnesinin çekimi sırasında, askerin yaralandığı zaman yönetmen 'şimdi kesip atın!' diye bağırdı). Bir görünçlüğün kurgusunda zaman ya da akıcılık yönünden duyulan boşluğu doldurmak için kullanılan çekim.

 

Vagabond : İşsiz güçsüz dolaşan kimse. Kopuk. Avare. Belli bir evi bulunmayan. Baldırı çıplak. Çapkın. Hovarda. Serserilik yapmak. Derbeder. Başıboş kimse.

Raft : Taban döşek. Salla taşımak. Büyük miktar. Sal. Sala binmek. Sal kullanmak. Şişme (cankurtaran) bot. Radye. Salla gitmek. Yığın.

Farm : Tarımsal üretimin yapıldığı, üzerinde ev, ahır, depo gibi yapılarla sulama araçları gibi çeşitli donanımların bulunduğu alan. Yetiştirmek. Çiftlik evi. Çiftçilik yapmak. Sürüp ekmek. Ekip biçmek. Çiftlik. Tarım ve hayvancılıkla uğraşılan, kimi tarım ve hayvan ürünlerinin işlendiği, tek evle köy arası bir kırsal yerleşme türü. Coğrafya, iktisat alanlarında kullanılır.

Retire : Çekilmek. Emekliye ayırmak. Uyumaya gitmek. Yatmaya gitmek. Geri çekmek. Ödemek (senet). Emekli olmak. Bir köşeye çekilmek. Emekliye ayrılmak.

Bust out : Çiçek açmak. Çiçeklenmek. Yapraklanmak. Yaprak vermek.

Commit : Yapmak. Önermek. Kalkışmak. Taahhüt etmek. Emanet etmek. Komisyona sunmak. Söz vermek. Vaat etmek.

Automobile : Binek araba. Araba. Motorlu araç. Otomobil. Patlamalı, içten yanmalı, elektrikli bir motor ya da gaz türbiniyle devinen taşıt. Binit. Binek taşıt.

Spread : Yayılım. Aynı konuyu yazan karşılıklı iki sayfa (gazete). Genişleme. Uzatma. Bulaşmak. Sirayet etmek (hastalık). Örtmek. Yaymak. Sürüştürmek.

Travel synonyms : travel purposefully, come, pull back, globe trot, move around, cannonball along, go past, locomote, rush along, move back, slice through, island hop, go across, travel rapidly, travel along, go forward, travel by, go up, lurch, speed, eyre, draw back, surpass, be adrift, flock, blew, hurry, discoursing, retreat, pass over, drive, blow through, commutes.

Travel zıt anlamlı kelimeler, Travel kelime anlamı

Advance : Ödenmesi gerekli bir paranın ödeme gününden evvel verilen bir bölümü. borç olarak ödenen para. karşılıklı ya da karşılıksız borç olarak ödenen para. yapılacak bir hizmet ya da satın alınacak bir mal karşılığı gerçekleşecek borçtan öncelikle ödenen bir bolümü. Avans. İleri gitme. Geliştirmek. İlerlemek. Alacağına sayılmak üzere önceden yapılan ödeme. Avans vermek. Gelişme. Atamak. Bilgisayar, iktisat, ekonomi alanlarında kullanılır.

Linger : Ayrılamamak. Uzamak. Gecikmek. Durmak. Kalmak (gitmesi gerekirken). Geçmişte kalmak. Gitmemek. Geçmek bilmemek. Can çekişmek. Oyalanmak.

Ascend : Yukarı çıkmak. Yükselmek. Ziyadeleşmek. Çıkmak. Artmak. Tırmanmak. Çıkmak (tahta). Tahta çıkmak. Ağmak. Pesten tize geçmek (müzik terimi).

Travel antonyms : ride, rise, recede, descend, stay in place, fall, go, follow, precede, walk.

Travel ingilizce tanımı, definition of Travel

Travel kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The act of traveling, or journeying from place to place. As, to travel the continent. To journey over. A journey. To labor. To traverse. To travail.