Voynuk nedir, Voynuk ne demek

Voynuk; Tarih alanında kullanılan bir terimdir.

Tarih terimi olarak anlamı:

Savaş zamanı ordunun ve yüksek komutanların atlarına bakan, barışta da hasahır ve çayır hizmetlerinde çalıştırılan, Hıristiyanlardan, özellikle Bulgarlardan oluşturulan bir sınıf asker.

Voynuk tanımı, anlamı

Voyn : Hey, ulan

Voynuk seraskeri : Voynukların bağlı bulundukları çeribaşı.

Voynukbeyi : Saray ahırlarında çalışan voynukların başı.

Komutan : Bir asker topluluğunun başı, kumandan, bey.

Özellik : Bir şeyin benzerlerinden veya başka şeylerden ayrılmasını sağlayan nitelik, hususiyet, hasiyet, hassa, mahsusluk, spesiyalite.

Yüksek : Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan, alçak karşıtı. Yukarıda, üst tarafta olan yer. Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan. Normal değerlerin üstünde olan. Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan. Güçlü, şiddetli. Derece ya da makamı bakımından üstün. Erdemli, faziletli. Etkili.

Hizmet : Birinin işini görme veya birine yarayan bir işi yapma. Görev, iş. Bakım, özen, ihtimam.

Komuta : Askerî birliği ve onunla ilgili işleri yönetme görevi, kumanda.

Bulgar : Slavların güney kolundan olan bir halk veya bu halkın soyundan olan kimse.

Sınıf : Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri. Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü. Çeşitli amaçlarla oluşmuş kümeler. Derslik. Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği. Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri. Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı yararı sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas.

 

Asker : Orduda görev yapan erden generale kadar herkes. Askerlik görevi ya da ödevi. Er. Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli. Yurdunu iyi koruyan, kahraman özelliği taşıyan.

Barış : Barışma işi. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh, hazar.

Çalış : Çalma işi.

Zaman : Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Çağ, mevsim. Dönem, devir. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Belirlenmiş olan an. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı.

Çayır : Üzerinde gür ot biten düz ve nemli yer. Böyle yerde biten ot.

Bakan : Hükûmet işlerinden birini yönetmek için, genellikle milletvekilleri arasından, başbakan tarafından seçilerek cumhurbaşkanınca onaylandıktan sonra işbaşına getirilen yetkili, vekil, icra vekili, nazır.

 

Komut : Askerlere, izcilere, öğrencilere beden eğitimi çalışmalarında veya bir tören sırasında bir durumdan başka bir duruma geçmeleri için verilen buyruk, emir.

Savaş : Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, harp, cenk, cidal. Uğraşma, kavga, mücadele. Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen mücadele.

Baka : Bak: Baka neler yapıyor. Dik (çift demiri için). Baksan a!.

Komu : Yaşlı, koca : Koca komu.

Diğer dillerde Vortikozus anlamı nedir?

İngilizce'de Vortikozus ne demek ? : vorticosus