Wages türkçesi Wages nedir

  • Karşılık.
  • Yevmiye.
  • İş karşılığı ödenen para.
  • Ecir.
  • Ekonomi alanında kullanılır.
  • İşgücü maliyeti.
  • Gündelik.
  • Haftalık.
  • Bedel.
  • Ücret.
  • Maaş.
  • İş sözleşmesi gereğince işverence işçiye ödenen para.
  • İşçi ücreti.
  • Ücretler.

Wages ile ilgili cümleler

English: I paid his wages on the spot.
Turkish: Maaşını hemen ödedim.

English: At a moment when our economy is growing, our businesses are creating jobs at the fastest pace since the 1990s, and wages are starting to rise again, we have to make some choices about the kind of country we want to be.
Turkish: Ekonomimizin büyüdüğü bir anda bizim işletmelerimiz 1990'lardan beri en hızlı tempoda işler yaratıyorlar ve ücretler tekrar yükselmeye başlıyor, bizim olmak istediğimiz ülke türü hakkında bazı seçimler yapmak zorundayız.

English: According to statistics, men's wages are higher than women's.
Turkish: İstatistiklere göre, erkek ücretleri kadınlarınkinden daha yüksek.

English: My dad saves some of his wages every week.
Turkish: Babam her hafta ücretlerinin bir kısmını biriktirir.

English: I try to save 10% of my wages each month.
Turkish: Her ay maaşımın %10'unu biriktirmeye çalışırım.

Wages ingilizcede ne demek, Wages nerede nasıl kullanılır?

Wages and salaries : Ücretler ve maaşlar.

 

Wages clerk : Ücret sorumlusu wages.

Wages fund : Ücretler fonu. Maaşlar fonu. Herhangi bir ülkede herhangi bir zamanda mevcut olan ve teorik olarak ücret veya maaşların ödenmesi için kullanılması amaçlanan toplam sermaye.

Wages per hour : Saat ücreti. Sögen vergini.

Wages sheet : Ücret bordrosu.

Efficiency wages : Etkinlik ücreti. Teşvik primi. Teşvik ikramiyesi.

Bargaining theory of wages : Ücretlerin toplu pazarlık teorisi. Ücretlerin pazarlık teorisi. Ücretin işçi ve işveren arasındaki pazarlık sonucu belirlendiğini savunan teori. Ücretlerin işçilerle işverenler arasında gerçekleştirilen pazarlık neticesinde kararlaştırıldığını savunan kuram. Ücretlerde pazarlık kuramı. Ücretlerin işçilerle işverenler arasında yapılan pazarlık sonucunda kararlaştırılacağını savunan görüş.

Fair wages : Adil vergin. Adil ücret.

Freeze the wages : Maaşları dondurmak. Verginleri dondurmak.

The wages of sin : Günahın bedeli.

İngilizce Wages Türkçe anlamı, Wages eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Wages ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Daily wage : Gündelik vergin. Gündelik ücret. Günlük yevmiye.

Casual : Gündelikçi. Üstünkörü. Tesadüfen olan. Sıradan. Gelişigüzel. Gündelik giysi. İlgisiz. Kaçamak. Dizgeli bir işlemin ürünü olmayan ya da bir kurala bağlı olmadığı için oluşumu ya da sonucu önceden kestirilemeyen. Yoksul kimse.

Quotidian : Her günkü. Her gün olan sıtma nöbeti. Sıradan. Günlük. Önemsiz.

Forfeit : Ceza olarak kaybetmek. Yoksun kalmak. Ceza. Zarar. Kayıp. Bir hakkınından mahrum kalmak. Ceza olarak vermek. Ceza olarak kaybetme. Kaybetmek.

 

Considerations : İtibar. Göz önünde tutma. Mülahazalar. Düşünce. Göz önüne alma. Saygı. Mülahazat. Düşünceler. Sebep.

Allowance : Sağlanan para. Handikap spor. Göz yumma. İskonto. Pay. İndirim. İzin. Özel bir araç için ayrılan. Müsaade.

Consequence : Ehemmiyet. Netice. Sonuç. Önemli sonuç. Eser. Akıbet. Önem. Serencam. Semere.

Counterbalances : Denk ağırlıkla karşılamak. Eş ağırlık. Eşit güçle karşı koymak. Denk. Karşı denge. Denkleştirmek. Karşılamak. Dengelemek (karşılıklı olarak).

Casually : Günlük. Sıradan. Rastlantı sonucu olarak. Dikkat etmeden. Üstünkörü. Gelişigüzel bir biçimde. Gelişigüzel biçimde. Tesadüfen. Gelişigüzel.

By the week : Haftaya göre. Haftalığına. Hafta hesabına göre.

Wages synonyms : consideration, a posteriori analysis, daily wages, remunerations, compensation, purchase money, comeback, comebacks, a error, ephemeral, daily pay, a level, equivalent, honorariums, fees, everyday, by the day, quittance, counterpart, per diem, remuneration, a posteriori probability, hebdomadal, emolument, pay, aftermath, honoraria, once a week, abc method, sennight, counterweigh, aalen estimator, reward.

Wages ingilizce tanımı, definition of Wages

Wages kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Recompense. Price paid for labor. A compensation given to a hired person for services. The share of the annual product or national dividend which goes as a reward to labor, as distinct from the remuneration received by capital in its various forms. This economic or technical sense of the word wages is broader than the current sense, and includes not only amounts actually paid to laborers, but the remuneration obtained by those who sell the products of their own work, and the wages of superintendence or management, which are earned by skill in directing the work of others. Hire. [Bakınız: Wage].