Yaygın tarım nedir, Yaygın tarım ne demek

Yaygın tarım; İktisat alanında kullanılan bir terimdir.

İktisat terim anlamı:

Tarımsal alanda göreli olarak daha az miktarda sermaye ve işgücü kullanılarak gerçekleştirilen tarımsal etkinlik. karşılığı yoğun tarım.

Yaygın tarım anlamı, tanımı

Tarı : Mısır tanesi. Tanrı. Soy, nesil. Ekin. Darı, tahıl. İyi, güzel

Tarım : Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, uygun koşullarda korunması, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanması, ziraat.

Yaygı : Yere veya döşeme üzerine serilen örtü.

Yaygın : Çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış veya benimsenmiş olan. Sınırı genişlemiş. Herhangi bir bölgede çok görülen, bulunan.

Yaygın tarımsal üretim : Yaygın tarıma dayalı olarak yapılan üretim.

Yoğun tarım : Tüm tarımsal olanakları uygulayarak en yüksek verimi elde etmeyi amaçlayan tarım yöntemi, bk. kaba tarım. Tarımsal alanda göreli olarak daha çok sermaye ve işgücü kullanılarak gerçekleştirilen ve bir yılda birden çok aynı ya da farklı ürünün alındığı tarımsal etkinlik. karşılığı yaygın tarım.

Tarımsal : Tarımla ilgili, zirai.

Etkinlik : Etkin olma durumu, müessiriyet. Bir işletmenin, bir kurumun belli bir alandaki eylemi, faaliyet, aktivite. Bir canlının iç veya dış uyaranların etkisiyle giriştiği çalışma durumu. Fiilde bulunanın, etkin olanın niteliği. İnsanın çevresiyle arasındaki ilişkileri düzenleyen her türlü eylemi.

 

Sermaye : Bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların tamamı, anamal, başmal, kapital, meta, resülmal. Genelev kadını. Varlık, servet. Konu.

İşgücü : Bir ülkede ya da işletmede, üretime ya da herhangi bir işe katılan ve bunun gerçekleşmesini sağlayan insan emeğinin tümü. Etkin nüfus içinde yer alıp, cari ücret düzeyinde ve çalışma koşullarında çalışanlar ile işsizlerin toplamı. Toplam nüfustan çalışamayacak durumda olan nüfusun (örneğin 15 yaşından küçük, 65 yaşından büyük olanların, ev kadınlarının, öğrencilerin, mahkumların, ordu mensuplarının, çalışmasını engelleyen fiziksel veya zihinsel engeli olanların) ve çalışmak istemeyenlerin çıkarılmasıyla ulaşılan nüfus. Bir toplumda 15-64 yaşlar arasındaki nüfus bölümü.

Göreli : Göreceli.

Miktar : Bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen veya azalıp çoğalabilen durumu, nicelik. Ölçü.

Gerçek : Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Yalan olmayan. Doğruluk. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Yapay olmayan. Temel, başlıca, asıl. Gerçeklik.

Etkin : Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif, dinamik. Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı. Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom).

 

Serma : Soğuk.

Görel : Hindi.

Yoğun : Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif. Etkisi güçlü olan, ağır (koku vb.). Koyu, kalın. Şişman, iri, tombul. Artmış, çoğalmış bir durumda olan. Dolu, sıkı, sıkışık, çok, konsantre. Kaba, kalın, iri (elek, iğne).

Karşı : Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi. İçin, hakkında. Bulunan yere göre önde, ileride olan. Karşılık olarak, mukabil. -e doğru. Karşıt, zıt, muhalif. Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı. Ön, kat, huzur. Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.

İşgü : İçki.

Diğer dillerde Yaygın tarım anlamı nedir?

İngilizce'de Yaygın tarım ne demek ? : extensive cultivation, extensive farming, extensive agriculture