Çelermek nedir, Çelermek ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Hayvan, zehirli ot yiyerek ölmek.

Hayvanlar fazla yağlanarak ölmek.

Hayvanlar ansızın ölmek.

Davarlar ilkbaharda taze olan otları çok yiyip hazmedemeyerek ölmek.

Gözleri bir noktaya dikilerek ölmek: Tavuğa bir taş vurdum çelerdi kaldı.

Ekinler yeşermek.

Büyümek, gelişmek.

Sinirlenerek gözlerini açıp bağırmak.

Büyüklere karşı gelmek: Terbiyesiz çocuk babasına çelermeğe başlamış.

Bebek ağlamaktan tıkanmak: Kız koşsene, çocuk çelerdi.

Boğaza birşey tıkanıp çıkarmağa çalışmak.

Soğukta kalıp üşümek.

Sallanarak yürüyüp kendini göstermek.

Kan pıhtılaşmak.

Susuzluktan bayılmak.

Hastalıktan kalkmak, iyi olmak.

Vurulan yer yara olmak: Koluma bir değnek vurdular kolum çelerdi.

Soğuktan donacak gibi üşümek.

Teknik terim anlamı:

[Bakınız: çerermek].

Çelermek tanımı, anlamı

Çelerme : Hlk. Bradzo hastalığı

Pıhtılaşmak : Pıhtı durumuna gelmek.

Karşı gelme : Karşılaşma sonucunda verilen yargıyı ya da ileri sürülen bir öneriyi geçersiz saymak.

Terbiyesiz : Terbiyesi olmayan. Topluluk kurallarına aykırı davranan.

Pıhtılaşma : Sıvı durumdan pıhtı durumuna geçme, pıhtılaşmak işi.

Göstermek : Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek. Bir şeyin etkisi altında tutulmak. Görünmek, benzemek. Belirtmek, anlatmak. Öğretmek, açıklamak. Görülmesini sağlamak, görmesine yol açmak. Kanıtla inandırmak. Güzelliğini ortaya çıkarmak, temsil etmek. Yapmasını söylemek, görevlendirmek. Etmek. Herhangi bir biçimde değerlendirmeye yol açmak. Sert bir biçimde karşılık vermek.

 

Hayvanlar : (Animalia), Canlı varlıklardan bitkiden farklı olarak yer değiştirebilen, uyartılara cevap veren, besinlerini vücudu içinde sindirebilenleri içine alan bir âlemdir. Birgozeliier (Protozoa) ve çokgözeliler (Metazoa) olmak üzere 2 altâlemi vardır.

Çerermek : (Göz) açılıp parlamak.

Gösterme : Göstermek işi. Teşhir, sergileme.

Gelişmek : Büyüyüp boy atmak, yetişmek, neşvünema bulmak. İlerlemek, olgunlaşmak, genişlemek, inkişaf etmek. Şişmanlamak.

Hastalık : Organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla sağlığın bozulması durumu, rahatsızlık, çor, dert, sayrılık, illet, maraz, maraza, esenlik karşıtı. Aşırı düşkünlük, tutku. Ruh sağlığının bozulması durumu. Bitkilerin yapılarında görülen bozukluk.

Başlamış : Hatay ili, Erzin ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Konya şehri, Hüyük ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Manisa şehrinde, Akhisar ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Samsun ilinde, Lâdik ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

Çalışmak : Bir şeyi oluşturmak ya da ortaya çıkarmak için emek harcamak. Makine veya aletler işe yarar durumda olmak veya işlemekte bulunmak. Bir şeyi öğrenmek veya yapmak için emek vermek. Herhangi bir iş üzerinde olmak. İşi veya görevi olmak, bulunmak. Bir şeyi yapmak için gereken çarelere başvurmak, o şeyi gerçekleştirmek için kendini zorlamak, çaba harcamak.

 

Tıkanmak : Tıkama işine konu olmak. Soluk alamamak, soluğu kesilmek. İştahı kalmayıp yemek yiyememek.

Yeşermek : Bitki yaprak vermek, yapraklanmak. Canlanmak, yeniden ortaya çıkmak. Yeşil renk almak, yeşillenmek.

Susuzluk : Susuz olma durumu, kuraklık. Susamış olma durumu.

İlkbahar : Kuzey yarım kürede mart, nisan ve mayıs aylarını içine alan, 21 Mart-22 Haziran arası zaman aralığı, bahar, erken bahar, evvel bahar, ilkyaz.

Bayılmak : Baygın duruma girmek, uyur gibi olmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek. Vermek, ödemek. Sıcak, açlık, susuzluk, yorgunluk vb. etkenlerle dayanma gücünü yitirmek. Çok hoşlanmak, çok sevmek.

Bağırmak : İnsan yüksek ve gür ses çıkarmak. Yüksek sesle azarlamak. Kendini belli etmek.

Bayılma : Bayılmak durumu.

Diğer dillerde Çekişölçer anlamı nedir?

İngilizce'de Çekişölçer ne demek ? : draft gauge