Şövalye nedir, Şövalye ne demek

Şövalye; bir tarih terimidir. kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Eski Roma'da üç sınıftan ikincisinin üyesi olan yurttaş
  • Günümüzde Fransız hükûmetinin verdiği şeref belgesi ve nişanı.
  • Derebeylik düzeninde soyluluk unvanlarının en alt basamağı.
  • Orta Çağ Avrupası'nda özel eğitimle yetişmiş, belli ülküler taşıyan, soylu, atlı savaşçı.

"Şövalye" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Niğbolu muharebesine birçok Fransız asilleri ile şövalyeler ve Almanlar iştirak etmişlerdir." - F. R. Atay

Tarih'teki anlamı:

Feodal düzende soyluluk sanlarının en alt derecesi.

Orta Çağ Avrupa'sında özel biçimde yetişmiş ve özel ülküler taşıyan soylu kişi, atlı savaşçı.

Eski Roma'da üç sınıftan ikincisinin üyesi olan yurttaş.

İngilizce'de Şövalye ne demek? Şövalye ingilizcesi nedir?:

knight

Şövalye hakkında bilgiler

Şövalye, Ortaçağ Avrupa'sında seçkin ve profesyonel bir atlı asker (süvari) sınıfı. Şövalyelik günümüzde, bazı ülkelerde önemli bir hizmet nedeniyle verilen bir unvana dönüşmüştür.

Şövalye sözcüğü Türkçeye, Fransızcada aynı anlama gelen chevalier kavramından geçmiştir. Sözcüğün kökleri Ortaçağ Latincesindeki caballus (yük atı) ve caballarius (atlı) sözcüklerine dayanır. Modern İngilizcedeki cavalry (süvari) sözcüğü de aynı kökten gelir.

 

Ortaçağdaki ilk şövalyeler profesyonel atlı askerlerdi. Bir kısmı feodal bir beyin veya hükümdarın -tımar sistemine benzer şekilde- toprak tahsis ettiği vasallardı ve gerektiğinde efendilerinin birliklerinde savaşıyorlardı; ancak toprak tahsis edilmeyen şövalyeler de vardı. Bazen efendi, şövalyeleri tek tek hizmetine alıyor ve onlara toprak tahsis ediyordu; bazen de kendisine toprak tahsis edilen bir şövalye, yanında başka şövalyeleri getiriyordu.

Şövalye efendisine korumalık yapıyor, keşiflerde eşlik ediyor, şatosunda bekçilik yapıyor ve gerektiğinde onun adına savaşlara katılıyordu. İngiltere'de sadece hükümdarın şövalye istihdam etmesine izin veriliyordu. Fransa'da ise diğer soylular da şövalye istihdam edebiliyordu. Bu durum zamanla bazı soyluların çok güçlenmesi sonucunu doğurdu.

Şövalye ile ilgili Cümleler

  • "Tak tak, evde kimse var mı?" "Defol git!" "Seni duyamıyorum." "Tamam, ne var" "Kendimi tanıtmama izin ver.Ben Geronimo Stilton." "Ne istiyorsun?" "Ekselansları, Krallığınızdan geçmeme izin verin böylece ben-" "Reddedildi." "Ama-" "Eğer gerçek bir savaşçı değilsen." "İnan bana şövalye değilim." "Öyleyse hiç kılıcın yok? "Bir tane bile yok." " Şövalye değilim." "Triforce parçası için ne diyeceksin?" "Şövalye değilim!" "Web sitende bulduğum bu resimde bir şövalyeye benziyorsun." "Şövalye değilim!" "Hadi defol git." "Ama... Tamam."
  • Tom'a şövalye nişanı verilmeli.
  • Ali 2013 yılında şövalye oldu.
  • Bay Tanaka şövalye gibi bir adamdır.
  • Cesur şövalye, güzel prensesi kötü ejderhadan kurtardı.
  • General Franks fahri şövalyelik aldı.
  • Cesur şövalye saldırganın üzerine gitmek için o anda tereddüt etmedi.
 

Şövalye anlamı, tanımı:

Sınıf : Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı yararı sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas. Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği. Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri. Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri. Derslik. Çeşitli amaçlarla oluşmuş kümeler. Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü.

Avrupa : Dünya üzerinde yer alan kıtalardan biri.

Soylu : Saygı uyandıran, yücelik taşıyan. Soyu iyi nitelikli olan, iyi cins soydan gelen (at vb.). Doğuştan veya hükümdar buyruğuyla, bazı ayrıcalıklara sahip olan ve özel unvanlar taşıyan (kimse), asaletli, asil, kerim. İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen (kimse), necip, kişizade, asil.

Atlı : Atı olan. Ata binmiş kimse, süvari. Binek atı kullanan (asker veya asker sınıfı).

Unvan : San.

Şövalye ruhlu : Gereğinden fazla yüreklilik ve atılganlık gösteren (kimse). Şövalye geleneği çerçevesinde yetişen (kimse).

Şövalye yüzüğü : Kaşı kalın ve köşeli bir çeşit yüzük.

Şövalyece : Şövalye gibi, şövalyeye yakışır bir biçimde.

Şövalyelik : Şövalyenin bağlı olduğu derebeylik kurumu. Şövalye olma durumu. Gereğinden çok yüreklilik, atılganlık gösterme durumu.

İkinci : Yeni, bir başka. Birinciden sonra gelen kimse veya nesne. İki sayısının sıra sıfatı. Değer ve kalitece birinciden sonra gelen. Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen.

Yurttaş : Yurtları veya yurt duyguları bir olanlardan her biri, vatandaş.

Orta : Ne büyük ne küçük, midi. Ne uzun ne kısa, midi. Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre. İyi ile kötü arasındaki durum. Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen. Orantı. Yeniçeri Ocağında tabur. Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm. Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş. Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri. Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan. Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece. Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer. Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer. İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat. Çankırı iline bağlı ilçelerden biri.

Eğitim : Eğitim bilimi. Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye.

Yetişmiş : Gereken niteliğe veya olgunluğa erişmiş.

Ülkü : Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey, ideal. Gerçekte olmayıp yalnız düşüncede tasarım biçiminde var olan, yalnızca düşünce ile kavranabilen şey, ideal. İnsanı duyular dünyasının üstüne yükselten ve hiçbir zaman tam olarak gerçekleştirilemeyecek olan, yalnızca erişilmesi istenen amaç olarak kalan kılavuz ilke, mefkûre, ideal, vizyon.

Savaşçı : Savaşan, savaş durumunda bulunan, muharip. İyi veya çok savaşan, savaşkan, cengâver. Savaşa katılan kimse.

Ortaç : Sıfat-fiil.

Diğer dillerde Şövalye anlamı nedir?

İngilizce'de Şövalye ne demek? : n. knight, chevalier, paladin

Fransızca'da Şövalye : chevalier [le], commandeur [le]

Almanca'da Şövalye : n. Caballero, Ritter, Rittersmann

Rusça'da Şövalye : n. рыцарь (M)

adj. рыцарский