A pretty penny türkçesi A pretty penny nedir

  • Çok para.
  • Dünyanın parası.
  • Büyük miktarda para.
  • Epey para.

A pretty penny ile ilgili cümleler

English: I bet Dave paid a pretty penny for his new car.
Turkish: Dave'in yeni arabası için epeyce para ödediğine bahse girerim.

A pretty penny ingilizcede ne demek, A pretty penny nerede nasıl kullanılır?

A : Amperin simgesi. En yüksek not. (herhangi) bir. Herhangi bir. Argonun simgesi. İngiliz alfabesinin birinci harfi. Belirli bir tür veya nitelikteki. Bir. La (müzik terimi). Pek iyi.

Pretty : Hayli. Sevimli. Hoş. Kıyak. Oldukça. Çekici. Tatlı. Şirin. Zarif. Cici.

Penny : Peni. Sent. Kuruş. Metelik. Pound'un yüzde biri.

Cost a pretty penny : Oldukça pahalıya mal oldu. Epey pahalıya mal olmak. Bir servete mal olmak. Pahalıya patlamak. Çok pahalıya mal olmak. Pahalıya mal olmak.

Earned a pretty penny : Çok kar etti. İyi para kazandı. İyi bir kar elde etti.

Lead someone a pretty dance : Canından bezdirmek.

A pretty kettle of fish : Güç durum. Zor durum.

Lead a person a pretty dance : Birinin başına çorap örmek.

İngilizce A pretty penny Türkçe anlamı, A pretty penny eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak A pretty penny ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bundles : Tomar. Desteler. Yığın. Deste. Yığınlar. Demet. Çıkın. Bohça.

 

Pile : Kazık çakmak. Kuru pil. Yığmak. Yığın haline getirmek. Küme. Tepeleme doldurmak. Yığın. Ölçekleme yordamında değişik sınarların, ölçek konumlarını belirlemek üzere yargıcılarca içine sokulduğu küme. Stok yapmak.

At a price : Çok pahalı. Fiyatla. Yüksek maliyetli. Yüksek fiyatla. Özveri veya kayıpla. Çok maliyetli. Fiyatlı.

Big money : Çok miktarda para. Büyük para. Büyük kar.

Racks : Uzatmak. Rafa koymak. Eziyet etmek. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Alıcı denet masasının ve alıcının çalışmasını düzenleyen, ayarlayan öbür araçların yer aldığı oda. Fıçıdan çekmek (içki). Askıya asmak. Rafa kaldırmak. Kirayı artırarak eziyet etmek.

Good money : İyi para. Geçerli para. Büyük para miktarı. Değişim değeri ile mal değeri arasındaki fark çok küçük olan, diğer bir deyişle piyasa değeri değişim değerinden büyük olan altın gibi madeni para. Nakit.

Bundle : Paket. Demet. Paldır küldür gitmek. Bohçalamak. Tomar. Tıkıştırmak. Deste. Sokuşturmak. Palas pandıras yollamak. Kundaklamak.

Gigabucks : Çok büyük para miktarı (argo terim).

Small fortune : Küçük talih. Küçük servet. Dikkate değer para miktarı.

A pretty penny synonyms : a tidy penny, heap of money, top dollar, heaps of money.