Abazanlaşmak nedir, Abazanlaşmak ne demek

Abazanlaşmak; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de argo olarak kullanılır.

  • Cinsel ilişkiden uzun süre uzak kalmış olmak

Abazanlaşmak anlamı, tanımı

Abaz : Fesatçı. İddiacı, inatçı. Dangalak. Ayı yavrusu. Şişman, etli, gürbüz

Abazanlaşma : Abazanlaşmak durumu.

Abaza : Abhaz.

Abazan : Uzun süre cinsel ilişkide bulunmayan (erkek). Karnı aç olan (kimse).

Cinsel ilişki : Cinsi münasebet, penisin vajinaya girmesi sonucu spermanın boşaltılması.

Kalmış : Evlenmemiş, yaşlı kız. Türlü nedenlerle savaşa katılmayıp İstanbul'da kalan kapıkulu askeri. Âciz, düşkün.

Cinsel : Cinsiyetle ilgili, cinsî, eşeysel, seksüel.

İlişki : İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas. Bağlantı, temas.

Olmak : Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak. Hazırlanmak, hazır duruma gelmek. Bir şeyi elde etmek, edinmek. Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak. Yitirmek, elinden kaçırmak. Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur. Gerçekleşmek ya da yapılmak. Yol açmak. Sarhoş olmak. Bir şey, birinin mülkiyetine geçmek. Hastalığa yakalanmak, tutulmak. Yetişmek, olgunlaşmak. Bulunmak. Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak. Ek fiilin geniş zamanı olan -dır (-dir) anlamında kullanılan bir söz. Sürdürmek, yürütmek. Herhangi bir durumda bulunmak. Bir ad veya sıfatın belirttiği durumu almak. Yaklaşmak, gelip çatmak. Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek. Bir durumdan başka bir duruma geçmek. Bir kuruluşla, örgütle ilgili bulunmak, mensup olmak. Geçmek, tamamlanmak. Uygun düşmek, yerinde görülmek. Uymak, tam gelmek.

 

Süre : Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet. Gelin giysisi yapılan bir çeşit kumaş : Sürenin arşınını iki kaymeye aldım. 1.Yüreklilik, yiğitlik. 2.Dayanıklılık : Şu adamın süresi yok. Arapça kökenli sûre: sure. Bir sesin çıkarılmasına verilen zaman. müddet. Tecimsel belgitlerin sayışımlarındaki paraların ödenmeleri için saptanan gün. Bir işin yapılması ya da bir borcun ödenmesi için gösterilen süre. [Bakınız: gösterim süresi]. [Bakınız: yayın süresi].

Olma : Olmak işi.

Cins : Tür, çeşit. Soy, kök, asıl. Pek çok ortak özellikleri bulunan türler topluluğu. Diğerlerine göre üstün nitelikleri olan. Garip, tuhaf.

Uzun : İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı. Ayrıntılı olarak, derinlemesine. Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren. Ayrıntılı.

Uzak : Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı. Yakın olmayan yer. Eli, gücü ya da hükmü yetişmez. Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan. İhtimali az olan. Arada çok zaman bulunan.

Diğer dillerde Abartılı oynamak anlamı nedir?

İngilizce'de Abartılı oynamak ne demek ? : overplay, overphy