Ambar nedir, Ambar ne demek

Ambar; kökeni farsça dilinden gelmektedir.

  • Genellikle tahıl saklanan yer.
  • Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek.
  • Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge.
  • Geminin yük koymaya ayrılmış yeri
  • Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer.
  • Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık.

"Ambar" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Asker ambarlarında buğday var." - H. E. Adıvar
  • "Hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu." - Y. K. Beyatlı
  • "Şu dört yüz elli dört kuruş, iki ambar kum." - H. F. Ozansoy
  • "Buğday ambarımız Konya."

Yerel Türkçe anlamı:

Değirmen çarkına suyun hızla inmesini sağlıyan dik ve kapalı oluk.

Dağda kesilen odunların taşınmasını kolaylaştırmak için, bir insan boyunda baca gibi örülen odun yığını: Dağda üç ambar odunum kaldı.

Gümrük alanında kullanılan anlamı:

[Bakınız: gümrük ambarı]

Hukuki terim anlamı:

ardiyye. ~ sözleşmesi: ardiyye mukavelesi.

İktisat alanındaki kelime anlamı:

Ticari ve kişisel eşyaların saklanmak, sahibine verilmek veya bir yere nakledilmek üzere bırakıldığı mekân.

Tarım alanında kullanılan kelime anlamı:

[Bakınız: silo, birken, serpin]

İngilizce'de Ambar ne demek? Ambar ingilizcesi nedir?:

store house

 

Fransızca'da Ambar ne demek?:

grenier

Osmanlıca Ambar ne demek? Ambar Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

anbar, depo

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

Diyarbakır şehri, Bismil belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Kahramanmaraş ilinde, Ekinözü ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge. Karaman kenti, Ayrancı belediyesi, merkez bucağına bağlı bir bölge. Tunceli şehri, Kocakoç bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Mardin kenti, merkez belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

Ambar tanımı, anlamı:

Ambar memuru : Ambarcı.

Ambarda kurutma : Kapalı bir yerde, güçlü bir vantilatör kullanılarak sağlanan hava akımı ile yeşil ve sulu yemlerin kurutulması.

Kırkambar : İçinde değişik türden şeyler bulunan kap veya yer. Çerçi. Birçok konuda bilgisi olan kimse.

Tahıl ambarı : Tahılın çok yetiştirildiği yer.

Ambarcı : Ambara bakan görevli, ambar memuru.

Ambarcılık : Ambarcının yaptığı iş.

Ambargo : Bir malın serbest sürümünü engellemek için konulan yasak, engelleyim. Bir devletin, gemilerin kendi limanlarından ayrılmasını yasaklama buyruğu, engelleyim. Bir kişinin başka kişilerle ilişkilerini engelleme, engelleyim. Bir ülkenin dış dünyayla ilişkilerini engelleme, engelleyim.

Ambargo koymak : Gemilerin limanlardan hareketini yasaklamak. bir mala el koymak, müsadere etmek. siyasi, ekonomik, sosyal alanlarda caydırmak amacıyla yaptırım uygulamak. bir malın serbest sürümünü engellemek.

Ambargoyu kaldırmak : Ambargo ile ilgili yasaklamayı kaldırmak.

Ambarlama : Ambarlama işi, depolama.

Ambarlamak : Depolamak.

Aç tavuk kendini arpa ambarında sanır : "insanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak hayaller, düşler kurar" anlamında kullanılan bir söz.

 

Askeri ambargo : Bir ülkeyi cezalandırmak amacıyla askerî alanda yaptırım uygulama.

Boş kile dipsiz ambar : Dipsiz kile boş ambar.

Buğdayım var deme ambara girmeyince oğlum var deme yoksulluğa ermeyince : "bir şeyin senin olduğundan kuşkun kalmaması için gereken bütün koşullar gerçekleşmelidir" anlamında kullanılan bir söz.

Dipsiz kile boş ambar : Para, mal tutmayanın durumunu veya bir iş için boş yere uğraşıldığını anlatan bir söz.

Ekonomik ambargo : Cezalandırmak amacıyla bir ülkeye ekonomik alanda yaptırım uygulama.

Sandıktaki sırtında ambardaki karnında : "nesi varsa giyer, nesi varsa yer" anlamında kullanılan bir söz.

Siyasi ambargo : Bir ülkeyi cezalandırmak amacıyla siyasi alanda yaptırım uygulama.

Genel : Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan. Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi.

Tahıl : Buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, pirinç vb. hasat edilen ürünler ile tohumlarının genel adı, hububat.

Yiyecek : Yenmeye elverişli olan her şey. Yenebilen.

Eşya : Türlü amaçlarla kullanılan, insan yapısı, taşınabilir cansız nesneler.

Gemi : Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine.

Koyma : Koymak işi.

Bölge : Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka. Vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye.

Genellikle : Genel olarak, büyük bir çoğunlukla, çoğu kez, çoğun, çoğunlukla, çoklukla, ekseri, ekseriya, ekseriyetle, umumiyetle.

Yer : İz. Yerküre. Önem. Durum, konum. Durum, konum, vaziyet. Görev, makam. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal. Ülke. Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. Gezinilen, ayakla basılan taban. Otel, motel vb.nde kalınacak oda. Ekime elverişli toprak parçası, arazi. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa.

Yük : Eşya. Tedirginlik veren şey, engel. Yüklük. Araba, hayvan vb.nin taşıyabildiği miktar. Doğacak bebek. Yüz bin kuruşluk mal veya tutar. Birinin üzerine almak zorunda kaldığı ağır görev. Bir cismin yüzeyinde biriken elektrik miktarı. Araba, hayvan vb.nin taşıdığı şeylerin hepsi. Bir şeyin ağırlığı.

Ambar kabuğu : Amber kabuğu.

Ambar oluğu : Değirmen çarkına suyun hızla inmesini sağlıyan dik ve kapalı oluk.

Ambar önü : Köylerde misafirhane olarak kullanılan bina.

Ambaralan : Erzurum şehrinde, Pazaryolu ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Giresun ili, merkez belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Ambarbuz : Dondurma.

Ambarcık : Aydın şehrinde, merkez ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge. Burdur şehri, Çavdır ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Gaziantep şehri, Doğanpınar nahiyesine bağlı bir yer. Malatya kenti, Yazıhan ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer. Trabzon ilinde, Akçaabat belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Ambarcılar : Kastamonu şehrinde, Bozkurt ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Ambarcılı : Ordu ilinde, Gülyalı ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Ambargürgen : Ordu ili, Akkuş ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

Ambarlanma : Ambarlanmak durumu.

Ambar ile ilgili Cümleler

  • Ambarda toz birikmiş.
  • İngiltere, Rodezya'ya karşı petrol ambargosu ilan etti.
  • Ali ambarda.
  • Ambarın arkasında saklanıyorum.
  • Birleşik Devletlerin Irak'ı zayıflatmak için on yıllık bir ambargoya ihtiyacı vardı.
  • Ambarlar tahılla dolu.
  • Aç tavuk kendini darı ambarında görür.
  • Ambargoya muhalefet büyüyordu.
  • Ambarda çok gıda var.

Diğer dillerde Ambar anlamı nedir?

İngilizce'de Ambar ne demek? : [Ambar] n. amber, fossilized pine tree resin; yellowish brown color

adj. amber

n. amber, fossilized pine tree resin

Fransızca'da Ambar : entrepôt [le], dépôt [le], (gemide) soute [la], magasin [le]

Almanca'da Ambar : n. Bunker, Lagerhaus, Magazin, Reservoir, Speicher, Vorratsraum, Banse

Rusça'da Ambar : n. склад (M), кладовая (F), хранилище (N), амбар (M), сарай (M), рига (F), трюм (M)