Answer türkçesi Answer nedir
- Yeterli olmak.
- Yerine getirmek.
- Gitmek.
- Eşit olmak.
- Cevap.
- Tatmin edici olmak.
- Karşılık.
- Yanıt.
- Karşılamak.
- Bakmak (kapı).
- Cevaplamak.
- Hukuk alanında kullanılır.
- Tanıma uymak.
- Uymak.
- Yanıtlamak.
- Cevaplandırmak.
- Kefil olmak.
- Yetmek.
- Bir gözlem aracında yer alan sorulara ya da sınarlara alınan ve bir bilgi içeriği olan sözlü ya da eylemli karşılık.
- Cevap vermek.
- Yanıt vermek.
- Karşılık vermek.
- Tanımlamak.
Answer ile ilgili cümleler
English: A clever student can answer such a question easily.
Turkish: Akıllı bir öğrenci böyle bir soruyu kolayca cevaplayabilir.
English: "Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do" "Like torture?" "I won't answer this question"
Turkish: "Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir" "İşkence gibi mi?" Bu soruya cevap vermeyeceğim."
English: Ali asked Mary to answer the telephone.
Turkish: Ali Mary'den telefona cevap vermesini rica etti.
English: Ali came up with an answer to our problem.
Turkish: Ali sorunumuza bir cevapla çıkageldi.
English: Ali asked Mary a few questions that she couldn't answer, but she was able to answer most of his questions.
Turkish: Ali Mary'ye cevap veremediği birkaç soru sordu, ama o onun sorularının çoğunu yanıtlayabildi.
Answer ingilizcede ne demek, Answer nerede nasıl kullanılır?
Answer a call : Çağrıyı yanıtlamak.
Answer a challenge : Cesarete karşılık vermek. Meydan okumayı kabul etmek. Zorlu işi üstlenmek.
Answer a letter : Cevap yazmak. Mektuba yanıt vermek. Mektubu cevaplamak.
Answer a question : Soru cevaplamak.
Answer back : Çemkirmek. Karşılık vermek. Terbiyesizce cevap vermek. Küstahça cevap vermek. Cevabı yapıştırmak.
Answer signal : Yanıt sinyali. Yanıt işareti. Çağrı yapıldığında telefon kulaklığında duyulan çalma.
Answer now : Şimdi yanıtla.
Answer machine : Telesekreter.
Answer in the affirmative : Olumlu cevap vermek.
Answer evasively : Kaçamak yanıtlar vermek.
İngilizce Answer Türkçe anlamı, Answer eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Answer ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Defines : Tayin etmek. Tanım yapmak. Belirtmek. Belirlemek. Tarif etmek. Kısıtlamak. Açıklamak. Sınırlamak.
Reach : Elin erişebileceği uzaklık. Uzanmak. Kavrama gücü. Etkilemek. Bulmak. Erim. -e varmak. Yetişmek. Anlayış.
Field : Sahaya çıkarmak (bir spor takımını). Ayaktopu oyununun oynandığı, uzunluğu en az 90, en çok 120, genişliği ise en az 45, en çok 90 m. olan toprak ya da çimle kaplı düz yer. Oyun alanı. Futbol, bilgisayar, bilişim, coğrafya, fizik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Sahaya çıkarmak. Çerçevenin en üst satırından en alt satırına kadar yatay taramanın tümü. Otlak. Bir araştırma konusu ya da sorununun taşıyıcısı olan ve belli ayrıtları bulunan gözlem birimlerinden oluşmuş araştırma evreni ya da bu evrenin içinde gözlendiği gerçek yaşam bağlamı. Cevabı yapıştırmak.
Statement : İfade. Beyan. Yapılacak işlemin özelliğine uygun bir düzende adı, soyadı, para ya da sayışımları kapsayan ayrıntılı kağıt. Bilgi verme. Tarife. Bilgisayar, ekonomi alanlarında kullanılır. Laf. Anlatım. Demeç. Çizelge.
Answer the description : Yapılan tarifin ayrıntılarına uymak. Yapılan tarife uymak.
Meet : Tatmin etmek. Görüşme yapmak. Kavuşmak. Bulmak. Tanışmak. Karşı karşıya gelmek. Dokunmak. Tesadüf etmek.
Equal : Bir olmak. Karşılık gelmek. Eşit. Denk. Eş değerde olmak. Emsal. Akran. Egale etmek. Emsali olmak.
Acquit oneself : Görevini yapmak. Yapmak.
Suffice : Doyurmak. Gitmek (yetmek). Yetişmek (yetmek). Elvermek. Çıkışmak (yetmek). Kafi gelmek. Yeterli gelmek.
Fill in : Karnı doyurmak. Stok eksiğini gidermek. Vekillik etmek. (form) doldurmak. Birinin (görev) yerine bakmak. Form doldurmak. Geçici olarak bir işte çalışmak. Desteklemek veya bilgi eklemek (forma, müracata). Tamamlamak.
Answer synonyms : be enough, equalise, departs, cover, counteracts, countering, followup, disembarked, rejoinders, counteract, abided, describes, accord, bond, american law of corporation, rejoins, be tantamount to, characterise, answered, reply to, abstention, compensated, response, go bail, equalises, do, ans, go far, call back, reciprocate, be off, accorded, sponsors.
Answer zıt anlamlı kelimeler, Answer kelime anlamı
Question : Sorun. Soruşturma. Şüphe etmek. Sorgulamak. Sual etmek. Şüphe. - den şüphe etmek. Kuşkulanmak. Soru sormak. Sorguya çekmek.
Disagree : Dokunmak. Çelişmek. Sürtüşmek. Uymamak. Bozuşmak. Anlaşamamak. Aynı fikirde olmamak. Karşıt görüşte olmak. Uyuşmamak. Aynı düşüncede olmamak.
Answer ingilizce tanımı, definition of Answer
Answer kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, to answer a charge. A defense. To speak in defense against. To answer an accusation. A reply to a change. To reply to in defense. To speak or write by way of return (originally, to a charge), or in reply. To make response.
Bu kısımda Answer kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Answer ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Answer anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Answer ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.