Antrakozis nedir, Antrakozis ne demek

Antrakozis; Veteriner alanında kullanılan bir sözcüktür.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Solunum yoluyla alınan karbon bileşiklerinin veya kömür tozlarının, akciğerlere sızması veya birikmesiyle oluşan bir çeşit birikim hastalığı.

Antrakozis tanımı, anlamı

Akciğer : Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü içten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı sollu iki parçadan oluşan solunum organı. Bronşçukların son bölümü

Birikim : Birikme, bir yerde toplanıp yığılma. Biriktirilen mal ya da para. Gözlemler, deneyler sonucu elde edilmiş şeylerin bütünü, deneyim. Bilim veya sanat alanında sahip olunan bilgi, repertuvar. Herhangi bir aşınma sürecinde veya taşıma işi yapılırken alüvyonlu maddelerin bırakılması. Toplumların kültürel varlıklarının gelişip genişlemesi ve uygarlık düzeyinin yükselmesi süreci.

Solunum : Bütün canlılarda, oksijen alıp karbondioksit verme biçiminde görülen hareket, teneffüs. Bitkilerde geceleri oksijen alıp karbondioksit verme, gündüzleri ise karbondioksit alıp oksijen verme biçiminde görülen hareket.

Bileşik : Birleşerek oluşmuş, basit olmayan, mürekkep. Kimyasal tepkimeler sonucu iki veya daha çok elementten oluşan ve bunlardan bağımsız fiziksel, kimyasal nitelikler gösteren (madde). Ses ve görüntünün birlikte yer aldığı film parçası.

 

Hastalı : Hastalıklı.

Yoluyla : Aracılığıyla. Yöntemiyle, usulüne uygun olarak. bir şeye göre, bir şeye uygun olarak.

Birikme : Birikmek işi.

Karbon : Atom numarası 6, atom ağırlığı 12 olan, doğada elmas, grafit gibi billurlaşmış veya maden kömürü, linyit, antrasit gibi şekilsiz olarak bulunan, canlı varlıkların aslını oluşturan ve yandıktan sonra kömür durumuna geçen element (simgesi C).

Tozla : Kısır koyun. Rüzgârların kurak bölgelerden az çok yağışlı bölgelere taşıyıp, yığdıkları, katmanlaşmamış, ince öğelerden oluşan, kalın ve bitek topraklar. Karaların iç bölgelerindeki üstlerini otlar bürümüş bozkırlarda, yelin savurduğu ve kalın yığınlar biçiminde biriktirdiği ince tozlar bölgesi.

Birik : İki tekerlekli araba. Arı. Eş, benzer. Örümcek ağı. Çocukların koşarak oynadıkları bir oyun.

Karbo : Odun kömürü, bitkisel ya da hayvansal kömür.

Sızma : Sızmak işi. Kapı, pencere aralıklarından oda havasının değişmesi. Sızdırılmış.

Çeşit : Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev. Türlü. Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik.

Hasta : Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız. Aşırı düşkün, tutkun. Parasız, züğürt. Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan.

Kömür : Karbonlu maddelerin kapalı ve havasız yerlerde için için yanmasından veya çok uzun süre derin toprak katmanları altında kalıp birtakım kimyasal değişmelere uğramasından oluşan, siyah renkli, bitkisel kaynaklı, içinde yüksek oranda karbon bulunan katı yakıt. Siyah renkli.

 

Alın : Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü. Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi. Karşı. Bazı şeylerin önü, ön yüzü.

Kömü : Keklik ve benzerleri kuşları avlamak için çalı çırpıdan yapılan, avcının gizlenmesine yarayan yer, barınak. Yeraltında saklanan mal, para, gömü. [Bakınız: körne]. Kuytu, çukur yer. Yelkencilik, vardiyacılık gibi görevler yapan deniz azabı.

Bile : Da, de, dahi. Birlikte. Üstelik.

Veya : Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.

Oluş : Olma işi, vuku. Oluşma, teşekkül, tekevvün. Bir durumdan öteki duruma geçiş.

Diğer dillerde Antrakozis anlamı nedir?

İngilizce'de Antrakozis ne demek ? : anthracosis