Ayaklanma nedir, Ayaklanma ne demek

  • Ayaklanmak işi
  • Başkaldırı.

"Ayaklanma" ile ilgili cümle

  • "Ayaklanmanın elebaşısını yatağa atarsın, her şey kendiliğinden çözümleniverir." - N. Hikmet

Ayaklanma hakkında bilgiler

Ayaklanma veya isyan, aynı ortamda bulunan bir grup kişinin (genellikle askeri personel veya gemi mürettebatı, sivil olsa bile) kanunen itaat etmesi gereken emirlere karşı gelmesi nedeniyle işlenen suç. Birçok ülke, ayaklanmayı idam cezası gibi sert cezalarla cezalandırır.

Askerlerin komutanlarına karşı gelmesi, askeri isyan türüne bir örnektir. MÖ 327'de Hindistan'a girmek isteyen İskender, savaşlardan yorulmuş ve bıkmış askerlerinin karşı gelmesi üzerine Hindistan'a girememiştir. Bu isyan sonucunda İskender, Hindistan'a girmekten vazgeçmiştir.

1520'de Ferdinand Macellan, Dünya çevresini turlamak amacı ile çıktığı seyahatte, Amerika açıklarında gemi mürettebatının isyanı ile karşılaştı. İsyancılardan birini idam etti, öbürünü de kıyıda bıraktı.

Sosyal sorunların sebep olduğu isyanlara en güzel örneklerden birisi, MÖ 73'te İtalya'da Spartaküs önderliğindeki köle ayaklanmasıdır.

Ayaklanma ile ilgili Cümleler

  • Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.
  • Bir ayaklanma patlak verdi.
  • İngiltere'deki ayaklanma dehşet verici.
  • Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.
  • Son ayaklanmalarda yaralanmış birkaç kişi vardı.
  • 1918 yılında, pirinç fiyatından kaynaklanan ayaklanmalar tüm dünyada patlak verdi.
  • Ayaklanmalar vardı.
  • Bu bir toplu ayaklanmadır.
  • Lander ayaklanmanın ve çete davranışının yoksulluğun ve kötü ekonomik koşulların bir sonucu olduklarını varsayıyor.
 

Ayaklanma anlamı, tanımı:

Ayak : Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste. Basamak. Bacak. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi. Halk edebiyatında uyak. Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü. Vücudun belden aşağı bölümü. Futun küpü alınarak hesaplanan değer. Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri. Göl ayağı. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu.

Ayaklanmak : Ayağa kalkıp gitmeye davranmak. Hasta iyileşip yürüyebilir duruma gelmek. Uyanmak, uyanıp kalkmak. Toplu bir biçimde zor ve şiddet kullanarak devlet güçlerine karşı gelmek, başkaldırmak, isyan etmek. Çocuk yürümeye başlamak.

Başkaldırı : Herhangi bir amaçla kurulu düzene veya devlet güçlerine karşı gelme, başkaldırma, ayaklanma, isyan. Bir düzene veya emre boyun eğmeme, uymama, itaat etmeme.

 

Aynı : Eski durumunda kalmış, değişmemiş. Başkası değil, yine o. Aralarında ayrım olmayan. Benzer.

Ortam : Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü. Nesnel ve toplumsal yönlerle bazen kişinin iç dünyasını da kapsayan yakın çevre, vasat. Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü. Bir topluluğun veya toplulukların hareket alanı, platform.

Grup : Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü. Çeşitli sınıf veya birliklere bağlı elemanların, belirli bir taktik görevi gerçekleştirmek üzere, tek komutanın emri altında birleştirilmesinden oluşan kıta topluluğu. Küme. Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip.

Kişi : Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse. Erkek. Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs. Eş, koca.

Asker : Er. Askerlik görevi veya ödevi. Yurdunu iyi koruyan, kahraman özelliği taşıyan. Orduda görev yapan erden generale kadar herkes. Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli.

Personel : Bir hizmet veya kuruluşun görevlileri, bir iş yerinde çalışanların tümü. Devlet ve diğer kamu kuruluşlarında çalışan, etkinliğe çeşitli görevleriyle katılan gerçek kişiler.

Diğer dillerde Ayaklanma anlamı nedir?

İngilizce'de Ayaklanma ne demek? : n. rebellion, uprising, commotion, insurgence, insurgency, insurrection, mutiny, putsch, revolt, riot, rising, upheaval

Fransızca'da Ayaklanma : soulèvement [le], émeute [la], mutinerie [la], levée [la], révolte [la], sédition [la]

Almanca'da Ayaklanma : n. Aufruhr, Empörung, Rebellion, Revolte

Rusça'da Ayaklanma : n. мятеж (M), бунт (M), восстание (N)

adj. мятежный