Behests türkçesi Behests nedir

Behests ingilizcede ne demek, Behests nerede nasıl kullanılır?

Behest : Israr. Israrlı istek. Buyruk. Emir. İrade.

Behead : Kellesini uçurmak (argo terim). Kafasını kesmek. Boynunu vurmak. Kafasını uçurmak. Kafasını koparmak. Kellesini uçurmak. Başını kesmek. Kellesini vurdurmak. Baş kesmek.

Beheaded : Başı kesilen. Boynunu vurmak. Kafasını kesmek. Başı kesilmiş. Kellesini uçurmak (argo terim).

Beheading : Boynunu vurma. Kellesini uçurma. Başını keserek idam etme. Başını kesme. Boynunu vurdurma.

Beheads : Başını kesmek. Kellesini uçurmak (argo terim). Baş kesmek. Kafasını koparmak. Kellesini vurdurmak. Kafasını kesmek. Boynunu vurmak. Kellesini uçurmak. Kafasını uçurmak.

Beherglass : Beher. Silindir biçiminde, sıvıların hacim olarak ölçülmesinde, karıştırmasında, aktarılmasında veya kaynatılmasında kullanılan, alt tarafı düz, değişik hacimlerde cam kap, beherglas.

Behemoths : Behemot. Dev yaratık. Dev hayvan.

Beherglas : Beherglas. Beher.

White behen : Altın otu. Aspleniaceae familyasından, kaya boşluklarında ve nemli yerlerde yetişen, yaprakları idrar söktürücü ve kabız giderici olarak kullanılan bir tür. mayasıl otu.

Behemoth : Behemot.

İngilizce Behests Türkçe anlamı, Behests eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Behests ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Commandments : Allah'ın emri.

Freedoms : Seçme hakkı. Muafiyet. Bağımsızlık. Özgürlük. Onursal üyelik. İstiklal. Açık sözlülük. Laubalilik. Fahri üyelik.

Insistency : Israrcı olma durumu. Kararlılık. Peşini bırakmama durumu. Zorlama. Ayak direme. Direnme durumu.

Decision : Bağlayıcı karar. Karar metni. Sonuç. Tüzel karar. Hakemin türlü davranışlara ve durumlara uyan kuralları uygulaması. Hüküm. Yargı. Bilgisayar, hukuk, voleybol, uluslararası ilişkiler alanlarında kullanılır. Ara kararı.

Commandment : İcra emri. Suç işlemeye tahrik etme. On emirden biri. Suç işlemeye teşvik etme. On emir'den biri. Allah'ın emri.

Spine : İğne. Kitap sırtı. Kılçık. Omurga. Diken. Filiz. Belkemiği. Uçurtmanın dik çıtası. Sürgün.

Persistence : Kararlılık. İnatçılık. Sürerlik. Süreğenlik. Devamlılık. Sürüp gitme. İnat. Israr etme. İz bırakma.

Imperative : Şart. Buyurucu. Buyrultu. Zorunlu. Kaçınılmazlık. Tasarlanan, yapılması istenen işi emir veya dilek biçiminde ifade eden, zaman ve şahıs kavramının aynı ekle verildiği tasarlama kipi. bugün, tt.’nde bu kip daha çok ve şahıslarda kullanılır. şahıslarda emir ve istek kipleri iç içe girmiştir; eki -(y)ayım -(y)alım’dır. teklik şahısta emir doğrudan fiil kök veya gövdesinin söylenmesiyle oluşturulur. çokluk şahıs için -ın/-un, -ınız/-unuz, teklik şahıs için -sın/-sun, çokluk şahıs için -sınlar/-sunlar ekleri kullanılır: gel-eyim, otur-alım; gel, gelin (geliniz); gelsin, gelsinler gibi. kendi kendime gidip şu işi yapayım dedim. kalk gidelim artık. gel bakayım, ne oldu parmağına? (m.ş. esendal, ev ona yakıştı, s. 122). asla örtülü şeylere meyletme (y.k. karaosmanoğlu, erenlerin bağından, s. 99). ey güneş! siyah peçeli hatunun ay, sarı saçlı çocukların yıldızlarla başımızın üstünde dolaş ve bize doğru yolu göster! (a.h. müftüoğlu. çoğlayanlar, s. 16). pencereleri açın! kapıları açın! hava girsin! (a.h. müftüoğlu, göst. e. s. 129). delikanlı, nafile yere gözlerin arkada kalmasın! (y.k. karaosmanoğlu, erenlerin bağından, s. 98). şimdiye kadar yapılanları unutsunlar (göst. e.) aldanma ki sen bir susamış ruh, o bir aç; || sen bir susamış ruh, o bütün ten ve biraz saç; || ummana çıkar burda bugün beklediğin yol, || at kalbini girdaba, açıl engine, ruh ol (y.k. beyatlı, deniz, kendi gök kubbemiz, s. 128). || «ver allahım ver! ver ki şenelsin dünya. çayır çimen, kurt kuş da allah diye çağırıyor. ver! sellice ver!» (y. kemal, ortadirek, s. 386). vb. Zorunlu şey. Emir kipi. Zorunluluk.

 

Self control : Özdenetim. Kendine hakim olma. Kendini tutma. Soğukkanlılık. Kendine hakimiyet. Kendini kontrol etme. İrade gücü.

Behests synonyms : ameer, biddings, pleasures, bidding, captive, perseverance, commanding, appointment, sedulousness, amir, enactments, edicts, urgency, fiats, amirs, enjoinders, behest, imper, pleasure, decree, dictation, becks, urgencies, decreeing, edict, pertinacity, enjoinder, persistency, command, insistence, freedom, bid, fiat.