Bergamot nedir, Bergamot ne demek

Bergamot; bir bitki bilimi terimidir. kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Turunçgillerden bir ağaç (Citrus bergamia).
  • Bu ağacın, kabuklarından reçel yapılmış olan ve esans çıkarılan meyvesi

Biyoloji'deki anlamı:

Turunçgiller (Rutaceae) familyasından, taze meyvelerinden bergamut esansı elde edilen ve parfümeri sanayiinde kullanılan ağaçsı bitkiler.

İngilizce'de Bergamot ne demek? Bergamot ingilizcesi nedir?:

citrus tree, bergamot orange

Bergamot hakkında bilgiler

Bergamot (Citrus bergamia), sedef otugiller (Rutaceae) ortalama 4 m boyunda bir ağaç türü. Esas vatanı Batı Hindistan'dır. Yaprakları uzun ve koyu yeşildir. Çiçekleri beyaz renkli ve küçük olup, meyveleri küre veya armut biçiminde, 5-7 cm çapında etli kısmı ekşi lezzetli, kabuk kısmı limon sarısı renklidir.

Türkiye'de yetiştiği yer Doğu Akdeniz'in kıyı kesimleridir (Adana, Mersin, Hatay). Meyve kabuklarından sıkma usulü ile bergamut esansı elde edilmektedir. Yeşilimtrak sarı renkli, hoş kokulu ve acı lezzetli bir sıvıdır. Parfümeri (ıtriyat) sanayisinde kullanılmaktadır.

Usaresinden kalsiyum sitrat ve sitrik asit elde edilir. Koku vermesi için bazen çaylara da karıştırılır. Çay sektöründe kullanılan aromasına Earl Grey aroması ismi de verilir. Ayrıca reçeli de yapılır.

 

Bergamot ismi Türkçe "Bey Armudu" sözcüğünün bozularak önce İtalyanca'ya (Bergamotta) ardından da Fransızca'ya (Bergamote) geçmesiyle oluşmuştur.

Bergamot kısaca anlamı, tanımı:

Ağaç : Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki. Tahta, kereste. Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan.

Kabuk : Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi veya boynuzsu örtü, kavkı. Deri üzerinde bir yaranın veya sivilcenin kurumasıyla oluşan sertçe bölüm. Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır. Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü. Bir sıvı veya gazı dıştan saran, sert katman.

Reçel : Meyvelerin şekerle kaynatılmasıyla hazırlanan tatlı.

Esans : Bitkilerden türlü yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan, kokulu ve uçucu sıvı.

Meyve : Ürün, sonuç, kâr. Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan, genellikle yenebilen organ, yemiş.

Turunçgiller : Sedef otugillerin, turunç, portakal, limon, mandalina vb.ni içine alan bir alt familyası, narenciye.

Sedef : Sedef hastalığı. Midye, istiridye vb. deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan sedefçilikte kullanılan, pırıltılı, beyaz, sert bir madde. Bu maddeden yapılmış veya bu madde ile süslenmiş.

Orta : Ne uzun ne kısa, midi. Orantı. Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan. Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer. Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre. Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen. İyi ile kötü arasındaki durum. Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm. Ne büyük ne küçük, midi. Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş. Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece. Çankırı iline bağlı ilçelerden biri. Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri. Yeniçeri Ocağında tabur. İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat. Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer.

 

Boyun : Dağ sırtlarında geçmeye elverişli alçak yer. Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım. Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi.

Esas : Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi. Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel. Bir iş veya sözde doğru biçim.

Vatan : Yurt.

Batı : Güneşin battığı yöndeki ülkeler bölgesi, Garp, Doğu karşıtı. Bulunulan yere göre güneşin battığı yönde olan bölge, garp. Güneşin 22 Mart'ta ve 23 Eylül'de battığı nokta. Siyasal anlamda Avrupa ve Kuzey Amerika. Yeryüzündeki başlıca dört yönden güneşin battığı yön, gün batısı, günindi, garp, mağrip, doğu karşıtı.

Bir : Eş, aynı, bir boyda. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Sadece. Beraber. Tek. Aynı, benzer. Ancak, yalnız. Bu sayı kadar olan. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Bir kez. Sayıların ilki.

Diğer dillerde Bergamot anlamı nedir?

İngilizce'de Bergamot ne demek? : n. citrus tree; fruit from this tree; variety of pear; any of a number of plants of the mint family

n. bergamot, citrus tree; fruit from this tree; variety of pear; any of a number of plants of the mint family

n. bergamot, citrus tree, fruit from this tree, variety of pear, any of a number of plants of the mint family

Fransızca'da Bergamot : bergamote [le]

Almanca'da Bergamot : n. Bergamotte