Bitmek nedir, Bitmek ne demek

"Bitmek" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Aynı anda sahnenin her yerinde birden bitiyor, bir şarkıcıdan çok bir göz bağcıya benziyordu." - M. Mungan
  • "Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?" - F. R. Atay
  • "Buğulu bir sesi var. Ben böyle sese biterim." - H. Taner
  • "Biçare adam on günde limon sarısına dönmüş, incelmiş, bitmiş." - E. İ. Benice
  • "Dün akşam param bitmişti." - S. F. Abasıyanık

Yerel Türkçe anlamı:

Saçlar birbirine dolaşmak.

Sona ermek.

Usanmak, bıkmak.

Koyulaşmak, donmak (Pekmez, sekerli maddeler).

Tükenmek.

Yara kavuşmak, bitişmek.

Çıkmak, görünmek

Zuhur etmek, aniden ortaya çıkmak

Bitlenmek

Bal, reçel, pekmez ve benzeri şekerlenmek.

Birden ortaya çıkmak.

Bitmek, tükenmek

Büyümek.

Diğer sözlük anlamları:

Mahvolmak, iflâs etmek.

(insanlar için) yetişip büyümek.

Bitişmek, kaynaşmak.

Meydana gelmek, hâsd olmak, çıkmak.

Bitmek kısaca anlamı, tanımı:

Bitmek tükenmek bilmemek : Bir türlü sonu gelmemek, eksilmemek.

Bitmez tükenmez : Bitmeyen, sonu gelmeyen, uçsuz bucaksız.

Oldubitti : Başkasına karışma fırsatı vermeden bir işi aceleye ve kargaşalığa getirip sonuca bağlama, olupbitti, emrivaki.

 

Oldum bittim : Oldum olası.

Bitme : Bitmek işi, finiş.

Aküsü bitmek : İyice yaşlanmak, elden ayaktan düşmek. taşıtlarda depolanan enerji bitmek. bitkin düşmek, çok yorulmak.

Berabere bitmek : Oyun veya yarışma aynı sayının alınmasıyla sonuçlanmak.

Dilinde tüy bitmek : Tekrar tekrar söylemekten usanmak, bıkmak.

Eriyip bitmek : Üzüntü ve sıkıntıdan çok zayıflamak.

İş bitmek : İşin sonuçlanması ondan beklenilmek.

İşi bitmek : İşi sona ermek. hâli, gücü kalmamak.

Mantar gibi bitmek : Birdenbire veya kendiliğinden ortaya çıkmak.

Pili bitmek : Gücü kuvveti kesilmek. aşırı yaşlanmak.

Sakalı bitmek : Bir iş sürüncemede kalmak.

Tepesinde bitmek : Ansızın yanına gelmek. istenmediği hâlde birinin yanına gelip ayrılmak istememek, türlü isteklerle canını sıkmak, rahatsız etmek.

Tükenmek : Verimliliğini yitirmek, söyleyecek sözü kalmamak. Bitmek, sona ermek, kalmamak. Güçsüzleşmek, bitkinleşmek, yılgınlaşmak.

Ermek : Erişmek. Kavuşmak. İnsan veya bitki büyüyüp gelişmek, yetişmek. Yetişip dokunmak. Ürün olgunlaşmak. Kendini Tanrı yoluna vermiş kimse insanüstü kutsal bir aşamaya erişmek.

Yorulmak : Yorgun duruma gelmek. Bir sebebe bağlanılmak, yorumlanmak.

Güçsüz : Gücü olmayan, âciz.

Zayıflamak : Zayıf duruma gelmek.

Sevmek : Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek. Çok hoşlanmak. Yerini, şartlarını uygun bulmak. Sevgi ve bağlılık duymak. Okşamak.

Bayılmak : Sıcak, açlık, susuzluk, yorgunluk vb. etkenlerle dayanma gücünü yitirmek. Vermek, ödemek. Baygın duruma girmek, uyur gibi olmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek. Çok hoşlanmak, çok sevmek.

 

Sona ermek : Son bulmak.

Çok : Aşırı bir biçimde. Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı.

Kalmak : Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek. Yetinmek. İleriye atılmak, ertelenmek. Belli bir gelirle geçinmek zorunda bulunmak. Yapamamak. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Hayatını sürdürmek, yaşamak. Konaklamak, konmak. İşlemez, yürümez duruma gelmek. Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak. Sınıf geçmemek. Oyalanmak, vakit geçirmek. Herhangi bir durumu sürdürmek. Sınırlanmak. Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak. Varlığını korumak, sürdürmek. Eğleşmek. Miras olarak geçmek. Olmak, herhangi bir durumda bulunmak. Oturmak, yaşamak. Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek.

Beğenmek : Onaylamak, kabul etmek, tasvip etmek. Benzerleri arasından birini seçip ayırmak. İyi veya güzel bulmak.

Beklenmedik : Beklenmeyen, umulmayan. Birdenbire, ansızın olan.

Çıkmak : Erişmek, görmek. Yükselmek, artmak. Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak. Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak. Unutmak. Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak. Yetişecek ölçüde olmak. Giderilmek, yok olmak. Yayılmak. Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak. Belirmek, tanınmak. Harcamak zorunda kalmak. Bir yere ulaşmak, varmak. Sesini yükseltmek. Yerinden oynamak. Yayımlanmak. Bir iddia ile ortalıkta görünmek. Karaya ayak basmak. Vermeye katlanmak. Ay, Güneş görünmek. Yetkili birinin makamına iş için gitmek. Bir şeyin yukarısına doğru yürümek. Flört etmek. Artırmak, fiyatı yükseltmek. Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak. Olmak, bulunmak, var olmak. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek. Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek. Bir konu yetkililerce karara bağlanmak. Sıyrılmak, ayrılmak. Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek. Eksilmek. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek. Süresi dolduğunda ayrılmak. Mal olmak. Gerçekleşmek. Gelmek. Piyasaya sürülmek. Bulaşmak. Yeni yetişip satışa sunulmak. İçeriden dışarıya varmak, gitmek. Bitmek, büyümek, sürmek. Yapılmak, yürümek. Verilmek. Büyük abdest bozmak. Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek. Meydana gelmek. Oyunda herhangi bir rolü oynamak. Yayılmak, duyulmak. Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak. Niteliği sonradan anlaşılmak. Binaya kat eklemek. Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak. Görünür veya belli bir durumda bulunmak. Oluşmak, olmak. Ay veya mevsim geçmek.

Bitmek ile ilgili Cümleler

  • Bitmek bilmeyen yakınmalarından bıktım.
  • İşimiz bitmek üzere.
  • İşin bitmek üzere mi?
  • Tüm güzel şeyler bitmek zorundadır.
  • Bilin bitmek üzere.
  • Zamanımız bitmek üzere.
  • Neredeyse, bitmek üzere.
  • Maalesef onun istekleri bir türlü bitmek bilmiyor.

Diğer dillerde Bitmek anlamı nedir?

İngilizce'de Bitmek ne demek? : v. end, come to an end, finish, be at an end, expire, run out, adore, be very fond of, break off, break up, cease, conclude, die down, drop, end off, end up, fag, lapse, lay off, leave off, be out of smth., quit, sprout, stop, surcease, terminate

Fransızca'da Bitmek : finir, s'achever, se terminer, (bitki) végéter

Almanca'da Bitmek : v. ablaufen, abreißen, ausgehen, auslaufen, ausspielen, enden, verrauschen, zugehen

Rusça'da Bitmek : v. завершаться, заканчиваться, оканчиваться, кончаться, отшуметь, угасать, изнуряться, изматываться, изнемогать, мучиться, расти, вырастать, произрастать, завершиться, закончиться, окончиться, кончиться, изнуриться, измотаться, изнемочь, измучиться, замучиться, вырасти, произрасти