Bordure türkçesi Bordure nedir

Bordure ingilizcede ne demek, Bordure nerede nasıl kullanılır?

Bordures : Bordür.

Bord : Uzun ve düz tahta. Yarılma düzlemine paralel olarak uzanan kömür yüzeyi (madencilik). Pano. Masa. Bir maden ocağında sert kömürle kaplı geçit (madencilik).

Bordage : Borda kaplama.

Bordeaux : Bordo şarabı. Bordo (fransız şehri).

Bordeaux wine : Bordo şarabı.

Bordel : Genelev.

Border : Sınır koymak. Sahne yukarısından asılan, sahnenin üst kesimini maskelemede kullanılan çoğu kez kara perde. Sınır. Sınırlamak. Koşu yolu kıyısı. Sahnenin üstündeki ,ızgaraların ve palangaların bulunduğu mekanik kesim. Kenar süsü. Kıyı. Koşu yolunun çimento, tahta ya da uygun herhangi bir özdekten yapılmış 5 cm. yüksekliğinde, 5 cm. genişlikteki iç kıyısı. Sınırlandırmak.

Bordello : Randevu evi. Genelev.

Border checkpoint : Polis sınır kontrol noktası. Sınır kontrol noktası.

Bordellos : Randevu evi. Genelev.

İngilizce Bordure Türkçe anlamı, Bordure eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bordure ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Anguish : Keder. Şiddetli ıstırap. Acı. Şiddetli acı. Istırap. Yeis. Elem. Izdırap. İçdaralması. Manevi ıstırap.

Close in : Kısalmak (günler). Ortalık kararmak. Karanlık basmak. Sarmak. Kuşatmak.

 

Margents : Kenar. Sınır.

Kerbed : Suluk. Kontrol. Bordür taşları. Yaya kaldırımının kenar taşı. Bordür (yol kenarındaki). Kaldırım kenar taşı. Kaldırım kenarı. Kaldırım taşı. Kaldırımın kenar taşı.

Skirt : Uzak durmak. Kenarından geçmek. Karı. Etek ile örtmek. Etrafından geçmek (bir yerin). -e dokunmamak. Baştan savmak. Etek. Kadın. Eteklik.

Rack : Kirayı çok artırmak. Gererek işkence yapmak. Rafa koymak. Fiyatı fazla yükseltmek. Uzatmak. Bir dişliyle birlikte çalışabilecek biçimde üzerine diş açılmış düz çubuk. Çok acı vermek. Eziyet etmek. Parmaklıklı raf. Mahvolmak.

Fringe : Perçem. Kenarında bulunmak. Şerit. Pervaz. Kakül. Püskül. Saçak. Saçak takmak. Kenar takmak. Kenarını bastırmak.

Cloister : Tecrit etmek. Kapanmak. Manastıra kapatmak. İnzivaya çekilmek. Manastır. Manastıra kapamak. Ayırmak. Dehliz. Kemerli yol. Kapalı geçit.

Contact : Temas. Bir ya da birçok elektrik çevrimini bütünlemek için düzenlenmiş özel ulama yeri. İletişime geçmek. Konuşmak. Kontaklens. Faktör xıı. Değme. Dokunma. Bağ. Bağlantı kurmak.

Bordure synonyms : bordures, adjoin, enclose, meet, touch, inclose, gird, excruciate, torment, hem in, environ, rim, margent, surround, ring, hurt, girdle, pain, shut in, kerb.

Bordure ingilizce tanımı, definition of Bordure

Bordure kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A border one fifth the width of the shield, surrounding the field. It is usually plain, but may be charged.