Boyut nedir, Boyut ne demek

"Boyut" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Boyutları da çok farklı, ince uzun bir dergi." - A. Ümit
  • "Belki öteden beri böyleydi ama son üç senedir radikalliği etrafındakilere kaygı verecek boyutlara ulaşmıştı." - E. Şafak
  • "Yeni boyutlar, düşünme olanakları kazandığımı sanarak ayrıldım tiyatrodan." - N. Cumalı

Bilişim alanındaki terim anlamı:

Bir dizgiyi oluşturan öğe sayısı.

Kimya'daki anlamı:

Bir yöndeki büyüklük.

Matematik terimi olarak kelime anlamı:

doğrusal uzayının bir tabanının sayal sayısı. Simgesi boy (E)

Tiyatro'daki terim anlamı:

Yükseklik. Bu üç boyut oyuncu ve seyirci yerleri için de söz konusudur.

Derinlik;

Genişlik;

Yayılma: Tiyatroda üç boyut kullanılır:

Geomteri'deki kelime anlamı:

Cisimde üç “Boyut” yahut “Direget” vardır :Uzunluk, genişlik ve yükseklik. Cisimlerde yükseklik olduğu gibi derinlik te vardır. Misal : Minarede yükseklik vardır. Kuyuda derinlik vardır. Cisimlerde bazen genişliğe, kalınlık ta derler : Duvarın genişliği dendiği gibi duvarın kalınlığı da denir.

 

Bilimsel terim anlamı:

Birbiriyle açık ya da örtük ilişkisi olan çeşitli tutum ve davranış görünüşlerine bir içbütünlük kazandıran temel öğe ya da bir ölçme aracının ölçtüğü konu.

İngilizce'de Boyut ne demek? Boyut ingilizcesi nedir?:

dimension

Almanca'da Boyut ne demek?:

dimention, ausdehnung

Osmanlıca Boyut ne demek? Boyut Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

buud

Boyut hakkında bilgiler

Fizik ve matematikte bir uzayın ya da nesnenin boyutu, gayriresmi olarak bu uzay ve nesne üzerindeki herhangi bir noktayı belirlemek için gereken minimum koordinat sayısı olarak tanımlanır. Bir doğru üzerindeki bir noktayı tanımlamak için bir koordinat gerektiğinden doğrunun bir boyutu vardır (örneğin sayı doğrusu üzerindeki 5 noktası). Düzlem, silindir ya da küre yüzeyinin iki boyutu vardır, çünkü bu yüzeyler üzerindeki herhangi bir noktayı tanımlamak için iki koordinata ihtiyaç vardır (örneğin küre üzerindeki bir noktayı tanımlamak için hem enleme, hem de boylama ihtiyaç vardır). Yine aynı şekilde küre, silindir ya da küpün içindeki bir noktayı tanımlamak için üç koordinat gerektiğinden bu boşluk üç boyutludur. İzafiyet Teorisi'nde ise zaman, dördüncü ve uzaysal olmayan boyut olarak eklenir.

Fizikte üç uzay boyutu ve bir de zaman boyutu kabul gören normdur. Fakat temel kuvvetleri birleştirmeye çalışan teoriler, bu amaçla daha fazla boyut eklemektedirler. Süper sicim teorisi, M teorisi ve Bozonsal sicim teorisi, fiziksel uzayın sırasıyla 10, 11 ve 26 boyutlu olduğunu iddia ederler. Bu ilâve boyutların uzaysal olduğu söylenir. Fakat biz ancak üç uzaysal boyutu algılarız ve bugüne kadar ne deneysel, ne de gözlemsel deliller, ilave boyutların varlığını tasdik etmez. Muhtemel bir açıklama, uzayın atomaltı ölçekte (muhtemelen quark/sicim ölçek seviyesi veya daha altta) ilave boyutların içine "sarılmış gibi" davrandığıdır.

 

Aralık 2012'de Büyük Hadron Çarpıştırıcısı sonuçlarının analizi, büyük ilave boyutlu teorileri ciddî şekilde sınırlamıştır.

Boyut ile ilgili Cümleler

  • Çoraplar uygun boyutta olması gerekmektedir.
  • Satürn buz ve tozdan oluşan 1000'den fazla halka ile çevrilidir. Halkaların bazıları çok ince ve bazıları çok kalındır. Halkalardaki parçacıkların boyutları çakıl boyutundan ev boyutuna kadar değişir.
  • Boyut önemli değil.
  • Biz aynı boyuttayız.
  • Gelecek sefer daha büyük bir boyut almalısın.
  • Bu gömleklerin hepsi aynı boyutta.
  • Bazen, boyut önemlidir.
  • Ali üç boyutlu kızlarla ilgilenmediğini söyledi.
  • Boyut önemlidir.

Boyut kısaca anlamı, tanımı:

Yüzey : Bir cismi uzaydan ayıran dış ve yaygın bölüm, satıh, yüz.

Boyut katmak : Başka veya yeni bir görüş açısı vermek, genişlik, kapsam ve içerik kazandırmak.

Boyut kazandırmak : Yeni bir durum, içerik, genişlik, kapsam kazandırmak.

Boyutlandırmak : Boyut kazandırmak.

Boyutlanma : Boyutlanmak işi.

Boyutlu : Boyutu olan.

Boyutsuz : Boyutu olamayan.

Boyutsuzluk : Boyutsuz olma durumu.

Üç boyutlu : Eninden ve boyundan başka derinliği de olan, üç buutlu.

Üç boyutlu film : Görüntüsü en ve boydan başka derinlik duygusu da uyandıran, özel gözlüklerle izlenen film.

Uzantı : Bazı nesnelerin herhangi bir yerinde görülen uzamış bölüm. Ana konumdaki bir bütünün, özün veya durumun, kendisinden ayrı görülen ancak aynı yapısal özellikleri içeren parçası.

Genişlik : Geniş olma durumu. En, boy karşıtı.

Kapsam : Sınırları içine başka konuları veya anlamları alma durumu, şümul. Kaplam.

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Duruş biçimi, konum, tavır.

Nitelik : Bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, kalite. Bireyi, nesne veya yaşantının bir yönünü ötekilerden ayırt etmeye yarayan ve ölçülebilen özellik, keyfiyet. Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet.

Cisim : Gövde, beden, vücut. Doğada element, bileşik veya bunların karışımları hâlinde bulunan, kütlesi ve ağırlığı olan, duyularla algılanabilen şey.

Ölçü : Aşırı olmama, ılımlı, uygun olma durumu. Bu değerlendirmede kullanılan birim, ölçme birimi. Belirlenmiş boyut. Bir ezginin eşit bölümlere ayrılışı. Değer, itibar. Ölçme sonucu bulunan rakam. Bir şiirdeki dizelerin hece ve durak bakımından denk oluşu, vezin. Ölçüt. Bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme, mizan.

Fizik : Maddenin kimyasal yapısındaki değişiklikler dışında genel veya geçici yasalara bağlı, deneysel olarak araştırılabilen, ölçülebilen, matematiksel olarak tanımlanabilen madde ve enerji olgularıyla uğraşan bilim dalı. İnsanın doğal yapısı. Kişinin dış görünüşü.

Film : Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit. Sinemalarda gösterilen eser. Camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini engelleyen bir tür ince yaprak. Bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü.

Veya : Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.

Boyut : Doğruların, yüzeylerin veya cisimlerin ölçülmesinde ele alınan üç doğrultudan uzunluk, genişlik ve derinlikten her biri, buut. Genişlik, kapsam. Durum, nitelik. Film veya fotoğrafta boyut, format. Bir cismin herhangi bir yöndeki uzantısı.

Format : Boyut. Biçim.

Boyut değişimi : Isıl işlem ya da yüzey işlemi sırasında, ısıl, kimyasal ya da dönüşümsel nedenlerle, parçaların boyutlarında görülen değişim.

Boyut denetimi : Parçaların, ısıl işlem sonucu doğabilecek boyutsal değişimlerini yoklama işi.

Boyut tutma : Isıl işlem sırasında, sıcaklık değişimleri sonucu çatlamalarını önlemek için, parçalara boyuttutar içinde ısıl işlem uygulama.

Boyut tümleme : Mekanik işleme ya da öteki işlemler sırasında, boyutların gereken değerlere ulaşmaması durumunda, genellikle kaplama yoluyla bu boyutları istenilen değere getirme.

Boyutlama : Boyutlamak işi.

Boyutlamak : Boyutları belirlemek, ortaya koymak.

Boyutlandırılış : Boyutlandırılma işi.

Boyutlandırılma : Boyutlandırılmak işi.

Boyutlandırılmak : Boyut kazanması sağlanmak.

Boyutlandırış : Boyutlandırma işi.

Diğer dillerde Boyut anlamı nedir?

İngilizce'de Boyut ne demek? : n. dimension, size, format, extent, dimensions

Fransızca'da Boyut : dimension [la], format [le]

Almanca'da Boyut : n. Dimension, Format

Rusça'da Boyut : n. размер (M), формат (M), габарит (M), измерение (N)