Cığal nedir, Cığal ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Kümes hayvanları ve kuşların baş, kanat ve kuyruklarındaki renkli ince ve uzun tüyler.

Boynuzları uzun ve iri öküz.

Hilâl boynuzlu öküz.

Aldatıcı, hileci.

Teknik terim anlamı:

[Bakınız: cığa].

Cığal anlamı, kısaca tanımı

Cığa : Gelinlerin ve genç kızların düğünlerde başlarına süs olarak taktıkları parlak renkli tel veya tüy. Kümes hayvanları ve kuşların baş, kanat ve kuyruklarındaki renkli ince ve uzun tüyler. Kuş. Türlü renklere boyanmış tavuk tüyleri. İbik. Zayıf ve uzun boylu. Olgunlaşmış başak tanesi. Soğuk girmemesi için tavan tahtaları arasına doldurulan çamur. Beyaz ve sarı renkte ince çok türlü bir cins ot. Filiz. İnce, dar, taşlı yol, patika. Kıvılcım. Gelin tacı. Gelinlerin ve genç kızların düğünlerde başlarına süs olarak taktıkları parlak renkli tel veya tüy. “boynu altın cığalı. Horoz, ördek, turna gibi hayvanların kuyruklarında uzun tüy

Cığalak : Geveze, dedikoducu. Zayıf adam.

Cığalamah : Kabadayılık etmek.

Cığalamak : Bitki filizlenmek, gelişmeye başlamak. Süslemek.

Cığalanmak : Süslenmek. Uğraşmak, didinmek. Süsünü göstermek, süslü olarak görünmek.

Cığalı : Doğu Anadolu'da kullanılan ündeşli manilere verilen ad. bk. ündeşli mani.

Cığallamak : Oyunda mızıkçılık etmek.

 

Cığalmak : Nemlenmek. Sulanmak.

Kümes hayvanları : Etinden, tüyünden, yumurtasından yararlanmak üzere yetiştirilip beslenen tavuk, kaz, ördek, hindi vb. evcil hayvanlar.

Hayvanlar : (Animalia), Canlı varlıklardan bitkiden farklı olarak yer değiştirebilen, uyartılara cevap veren, besinlerini vücudu içinde sindirebilenleri içine alan bir âlemdir. Birgozeliier (Protozoa) ve çokgözeliler (Metazoa) olmak üzere 2 altâlemi vardır.

Boynuzlu : Boynuzu olan (hayvan). Karısının veya kadın yakınlarından birinin iffetsizliğine göz yuman (erkek). Troleybüs.

Renkli : Beyaz dışında başka rengi veya renkleri olan. Doğadaki renkleri olduğu gibi görüntüye aktarmayı gözeten film. Neşeli, canlı, ilgi çekici. Kendine özgü, ilginç, çarpıcı nitelikleri olan (kimse).

Kuşlar : Çok hücreli hayvanlardan, omurgalıların geniş bir sınıfı.

Kuyruk : Hayvanların çoğunda, gövdenin sonunda bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ. Koyunun bazı türlerinde eritilerek yağı alınan bir uzantısı. Birisinin arkasına takılıp ondan ayrılmayan kimse. Bir harfin bitiş çizgisine yakın yerde, birden bir dönüş yapan kısa çizgi. Bu organa benzeyen uzantı. Kuşlarda gövdenin sonunda bulunan tüy demeti. İnsanların sıra beklemek için art arda durarak oluşturduğu dizi. Başın arkasına toplanmış saç demeti.

Aldatı : İlk bakışta inandırıcı görünmekle birlikte geçerlenemeyen ve olgulara uygun düşmeyen sav ya da çıkarım.

Hileci : Hile yapan, hile karıştıran, hilebaz, hilekâr, dolmacı.

Hayvan : Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse).

 

Boynuz : Bazı hayvanların başında bulunan, tırnaksı bir maddeden, uzun, kıvrık veya çatallı korunma organı. Bu organdan yapılmış. Kurşun borudan kol alma işleminde kullanılan demirden yapılmış alet.

Hayva : Ayva. Tenekeyi lehimlemek için kullanılan bakır ya da demir araç. [Bakınız: hayva demiri].

Kuşla : Köpeğe verilen “yat"emri.

Diğer dillerde Cıf anlamı nedir?

İngilizce'de Cıf ne demek ? : cost, insurance and freight, cif