Cırbağa nedir, Cırbağa ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Küçük çocuk.

Gelişmemiş, cılız çocuk.

Aşağılık.

Yaramaz, arsız.

Sıska (çocuklar hakkında).

Cılız çocuk, zavallı, beceriksiz.

Cırbağa anlamı, tanımı

Cırba : Gelişmemiş, cılız çocuk. Üzüm posası. Üzüm küspesi. (Kızılca Bor, Taşpınar Aksaray, Beyağıl Ulukışla Niğde)

Beceriksiz : Becerisi olmayan, usta olmayan, maharetsiz.

Aşağılık : Aşağı olma durumu, adilik. Niteliği düşük, adi.

Hakkında : İlgili olarak, üzerine.

Gelişme : Gelişmek işi, inkişaf, neşvünema, tekâmül, evolüsyon. Olan biten şey. Yazılarda giriş bölümlerinden sonra konunun türlü yönlerden açılıp genişlediği, zenginleştiği, olgunlaştığı bölüm.

Yaramaz : Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan. Çapkın. Söz dinlemeyen, uslu durmayan, yasaklanan şeyleri yapmakta ayak direyen, haşarı (çocuk), uslu karşıtı.

Zavallı : Acınacak kadar kötü durumda bulunan. Gücü bir şeye yetmeyen, âciz.

Yarama : Yaramak işi.

Beceri : Elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet. Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği, maharet. Vücudun, yapılması güç alıştırmalara yatkın olması durumu.

Arsız : Utanması, sıkılması olmayan, yılışık, yüzsüz (kimse). Açgözlü davranan (kimse). Kolayca üreyebilen (bitki).

 

Hakkı : Doğrulukla, hakla ve adaletle ilgili.

Zaval : Hayvanlara yedirilmek için hazırlanan tahıl kırması. Kızılcık. Zeval, yok olma, son.

Sıska : Çok zayıf ve kuru, kaknem, çelimsiz, arık. Karın boşluğuna su dolmuş olan.

Cılız : Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif. Güçsüz bir biçimde. Güçsüz, sönük (ışık). Basit, değersiz, önemsiz. İnce.

Aşağı : Bir şeyin alt bölümü, zir, yukarı karşıtı. Bayağı, adi. Niteliği düşük, kötü. Daha küçük, daha az. Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri. Değeri daha az. Aşağıya, yere doğru. Bir yere göre daha alçak yerde bulunan.

Küçük : Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Geri aşamada. Değersiz, önemsiz. Niceliği az olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Yaşı daha az olan. Niteliği aşağı olan, bayağı. Kısık, parlak olmayan (ses). Küçük abdest.

Çocuk : Küçük yaştaki erkek ya da kız. Genç erkek. Soy bakımından oğul veya kız, evlat. Büyükler arasında daha az yaşlı olan kişi. Belli bir işte yeteri kadar deneyimi ve yeteneği olmayan kimse. Büyüklere yakışmayacak, daha çok küçüklerin yapabileceği gibi davranan kimse. Bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde bulunan oğlan veya kız, uşak.

Geliş : Gelme işi.

Hakk : Hak. Hak, hisse.

Zava : Güvey. Taşsız yüzük. Mısır koçanı. Damat, güvey. Damat.

Diğer dillerde Cıp anlamı nedir?

İngilizce'de Cıp ne demek ? : carriage and insurance paid to, cleaning in place