Concentrator türkçesi Concentrator nedir

  • Koyultucu.
  • Zenginleştirici.
  • Yoğunlaştıran kimse veya şey.
  • Deriştirici.
  • Yoğunlaştırıcı.
  • Toplayıcı.
  • Yoğunlaştırma cihazı.
  • Deriştireç.
  • Dikkatli olan kimse.
  • Bilgisayar alanında kullanılır.
  • Konsantratör.

Concentrator ingilizcede ne demek, Concentrator nerede nasıl kullanılır?

Data concentrator : Veri yoğunlaştırıcı.

Port concentrator : İskele trafiğini yoğunlaştırıcı. İskele trafiği yoğunlaştırıcısı.

Speed converter concentrator : Hız değiştiren yoğunlaştırıcı. Hız değiştiren çoğullayıcı.

Concentrators : Konsantratör. Deriştiriciler. Dikkatli olan kimse. Yoğunlaştıran kimse veya şey. Yoğunlaştırıcılar.

Concentrate : Bir yerde toplamak. Konsantre. Bir noktaya toplamak. Derişik madde. Dikkati bir noktada toplamak. Tek noktada toplamak. Derişmek. Yoğunlaştırmak. Azotsuz öz madde.

Concentrate on : Yoğunlaşmak. Bir konu üzerinde yoğunlaşmak. Konsantre olmak. Bir konu üzerinde odaklanmak. Ağırlık vermek.

Concentrated acid : Konsantre asit. Derişik asit. Konsantre asit.

Concentrated feed : Yoğun yem. Sindirilebilir besin maddeleri yüksek, selülozu düşük, genellikle kendi içinde enerji ve protein konsantresi olarak ayrı adlandırılan, ham selüloz oranı % 18’den az ve kaba yem karakterinde olmayan yem, kesif yem, yoğun yem. Konsantre yem.

 

Concentrated fish solution : Konsantre balık eriyiği. Balıkların buharla yağın alınması işleminden geçirilmesiyle geriye kalan sıvı kısımın suyu uçurulmasıyla elde edilen, yarı katı formda, ürünün tamamen kurutulmasıyla % 60 ham protein içeren kurutulmuş balık eriyiği elde edilen, protein ve b grubu vitaminler bakımından zengin ürün, kurutulmuş balık eriyiği.

Concentrate fish solution : Kurutulmuş balık eriyiği. Konsantre balık eriyiği.

İngilizce Concentrator Türkçe anlamı, Concentrator eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Concentrator ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abstract syntax tree : Soyut söz dizimi ağacı. Soyut sözdizim ağacı.

Density : Kalınlık. Sıkışıklık. Sıklık (orman veya saç vb için). Bir maddenin hacim ağırlığının, standart olarak alınan başka bir maddenin aynı hacminin ağırlığına oranı, dansite. Koyuluk. Bilgisayar, fizik, kimya, madencilik, sinema, televizyon, veterinerlik alanlarında kullanılır. Birim oyluma düşen özdecik sayısı. Sıklık. Özgül ağırlık. yoğunluk. film üzerindeki kararma derecesi. Bir özdeğin birim oylumunun kütlesi.

Abbreviate : Kısaltmak. İhtisar etmek. Kırpmak. Sadeleştirmek. Özetlemek.

Collectors : Toplayan kimse. Yardım toplayan kimse. Kollektör. Kolektör. Tahsildar. Koleksiyoncu.

Accelerator key : Hızlandırıcı tuş. Kısayol tuşu. Hızlı erişim tuşu. Hızlandırma tuşu. İvmelendirme tuşu. Belirli işlemler yapmak için hızlı erişim sağlayan tuş dizisi.

Condensers : Mercek. Kondansör. Yoğunlaç. Kondensör. Aydınlatma merceği. Kondenser. Biriktirici. Kondansatör. Meksefe.

 

Denseness : Yoğunluk. Darlık. Kesafet. Kalınlık. Kesiflik. Sıklık. Koyuluk. Bir maddenin bir mililitresinin gram olarak ağırlığı. her birim alandaki birey sayısı, dansite, konsantrasyon. Sıkışıklık.

Amasser : Akümülatör. İstifçi. Biriktirici.

Titre : Titre. Kıkırdama. Titre etmek. Titre etme. Kertelemek. Bir solüsyondaki reksiyonun tamamlanması için gereken madde miktarı (kimya).

Collecting : Para toplama. Derme. Toplama. Tahsil. Koleksiyonculuk. Devşirici. Derleme. Devşirme. Cemi.

Concentrator synonyms : molal concentration, spatial arrangement, accent bar, hydrogen ion concentration, accumulative, accumulator, absolute device, aggregator, accent char, ac adapter, amassers, molality, access mechanism, condenser, gatherer, gatherers, enricher, m, property, abort, absolute loader, enrichers, thickeners, condensing, spacing, enriching, titer, molarity, agglomerative, adder, access control entry, tightness, access control.

Concentrator zıt anlamlı kelimeler, Concentrator kelime anlamı

Distribution : Bölüştürme. Dağılış. Coğrafyanın, doğal ya da insana değgin olayların yeryüzüne dağılış ve yayılışlarını göz önüne alan temel ilkelerinden biri. Yayılma. Oyun kişilerinin her birinin hangi oyuncu tarafından canlandırılacağını belirtme işi. Bir ölçme sonucunda elde edilen değerlerin ya da test puanlarının bir ortalama noktası çevresinde serpilmesi durumu, bk. sıklık dağılımı. Bir özdek ya da nesneyi çeşitli evrelere, konumlara durumlara üleştirme. Dağılım. Düzenleme. Dağıtım.

Loose : Atmak. Ateşlemek. Serbest bırakmak. Ateş etmek. Kaçmak. Çözmek. Gevşek. Salıvermek. Bol. Oynak.

Distributed : Dağınık. Dağıtımlı. Dağılmış. Dağıtılan. Ayrılmış. Kısımlanmış. Yayılmış. Dağıtık. Dağıtılmış.

Concentrator ingilizce tanımı, definition of Concentrator

Concentrator kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A frame or ring of wire or hard paper fitting into the cartridge case used in some shotguns, and holding the shot together when discharged, to secure close shooting. An apparatus for the separation of dry comminuted ore, by exposing it to intermittent puffs of air. Also, a device for slightly narrowing the bore at the muzzle for the same purpose.