Döndürü nedir, Döndürü ne demek

Döndürü; Yazın alanında kullanılan bir sözcüktür.

Teknik terim anlamı:

Bir sözün iki karşıt anlama gelebilecek yolda kullanılması. Ör. / Tek gözüyle bunu yazmış hattat / Kâşki ikisi bir olsa idi.

Döndürü ile ilgili Cümleler

  • Budizmden Hıristiyanlığa döndürüldü.
  • Öyle söylediğini duymak başımı döndürüyor.
  • Bu beni deliye döndürüyordu.
  • Güzelliğin başımı döndürüyor.
  • Aşk dünyayı döndürür.
  • Geriye döndürün.
  • Eski bina okula döndürüldü.
  • “Her söyleşisinde lafı döndürüp dolaştırmasından bıkmışlardı.”
  • Ölüm cezası nihai ve geri döndürülemez.

Döndürü ile ilgili Atasözü veya Deyim

lafı döndürüp dolaştırmak : sözü uzatmak.

sözü döndürüp dolaştırmak : lafı döndürüp dolaştırmak.

Döndürü kısaca anlamı, tanımı

Döndü : Gittiği yerden geri gelen. Din değiştiren, dönme. Henüz evlenmemiş kız. l. Henüz evlenmemiş kız

Çizi döndürücü : Döner yazı biçiminde hazırlanmış çizi gerecini devindiren alıcı-verici makaralı aygıt.

Döndürücü saat : Irakgörürleri döndürerek yıldızların izlenmesini sağlayan saat düzeni.

Döndürügeç : Sacda pişirilen yufkayı döndürmeye yarayan tahta ya da ince demirden yapılmış fırıncı küreği.

Döndürük : Topaç.

Döndürülme : Döndürülmek işi.

 

Döndürüm gücü : Santimetre küpünde bir gram ışımetkin özdek çözünmüş olan bir çözeltide ucayla ışığın uçaylanım düzleminin (derece olarak) dönme açısı.

Baş döndürücü : Şaşkına, serseme çevirici. Baygınlık verici. Çabuklukta olağanüstü, aşırı.

Döndürülmek : Döndürme işine konu olmak.

Döndürüş : Döndürme işi.

Kullanılma : Kullanılmak işi.

Karşıt : Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast.

Yazmış : Doğurma yaşına giren doğurmamış keçi. Bir, iki yaşında olan dişi davar. Döl tutmamış, kısır keçi.

Anlama : Anlamak işi, anlamaklık, derk, fehim, intikal, tefehhüm, vukuf. Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme.

Hattat : Çok güzel el yazısı yazan sanatçı.

Yazmı : Yazma, tülbent başörtü.

Anlam : Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, meal, fehva, deme, mazmun, medlul, valör. Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey.

Karşı : Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi. İçin, hakkında. Bulunan yere göre önde, ileride olan. Karşılık olarak, mukabil. -e doğru. Karşıt, zıt, muhalif. Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı. Ön, kat, huzur. Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.

Hatta : Bile, hem de. (ha'tta:) Üstelik, ayrıca.

Gele : Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı, uygun olmayan zar.

Diğer dillerde Döndürü anlamı nedir?

Osmanlıca Döndürü : tevcih