Danişmentli nedir, Danişmentli ne demek

Danişmentli; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir sözcüktür.

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

Zonguldak şehrinde, Ereğli belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Danişmentli anlamı, tanımı

Dani : Pişmiş buğday. Değin, kadar, dek: Bu dâni uşam var, gene ele möhtaç mı olum

Daniş : Bilgi, bilim.

Danişment : Tanzimattan önce, kadıların yanında yetişmek üzere görevlendirilen kimse. Bilgili. Sahn Medreselerinde oda sahibi olabilen öğrenci.

Yerleşim yeri : Bir toplumsal kümenin ya da daha kalabalık bir nüfus topluluğunun, yaşamak ve ekonomik etkinliklerini sürdürebilmek amacıyla seçip yerleştikleri kent, kasaba, köy ya da daha küçük bir yer.

Zonguldak : Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Yerleşim : Yerleşme, iskân.

Belediye : İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti. Bu örgütün bulunduğu bina.

Ereğli : Konya iline bağlı ilçelerden biri. Zonguldak iline bağlı ilçelerden biri.

Merkez : Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Biçim, tarz. Bir işin öğretildiği yer. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Belirli bir yerin ortası. Polis karakolu. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer.

 

Beledi : Şehirle ilgili. Pamuklu, kalın bir tür kumaş. Yerleşik.

Bağlı : Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.

Yeri : Yürü. Utanmaz: Yêriliğin cezasını çekti.

Merk : Evlek. Yara ya da çıban yangısı. Bir kabın, borunun içindeki tortu, pas. Tarla içindeki her bir bölüm (Erzincan Merkez).

Bele : Yüzü beyaz koyun. İki kardeş çocukları, kuzen. Teyze, hala. Böyle. Belâ. Kundak, çocuk bezi. Böyle, bk. böle. Teyze çocuğu, karşılığı böle. Böyle, bk. böle, böyle. Böyle, şu şekilde.

Buca : İzmir iline bağlı ilçelerden biri.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Diğer dillerde Danimarka landracekoyunu anlamı nedir?

İngilizce'de Danimarka landracekoyunu ne demek ? : danish landrace sheep