Değirmen nedir, Değirmen ne demek

"Değirmen" cümle içindeki kullanımı

  • "Su değirmeni. Yel değirmeni."
  • "Değirmende biraz kahve çekti." - S. F. Abasıyanık

Kimya'daki anlamı:

Parçalanma, öğütme işlemlerinin yapıldığı cihaz.

İngilizce'de Değirmen ne demek? Değirmen ingilizcesi nedir?:

mill

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

İstanbul şehrinde, Silivri ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Değirmen hakkında bilgiler

Değirmen, tahılları öğütmeye yarayan araçlardan biridir. El değirmeni, su değirmeni ve yel değirmeni gibi çeșitleri bulunmaktadır. Günümüzde, nerdeyse tamâmen terkedilmesi sonucu köy ve kasabalarda ayakta kalan değirmenler günümüzde turistik bir konuma kavuşmuştur.

Değirmenlerin kullanılmaya başlanması Milat'tan önceki yüzyıllara dayanır. MÖ 600'de, Araplar tarım yapabilmek amacıyla yel değirmenini icâd ettiler. Bu olay, aynı zamanda değirmenin icadı olarak da nitelendirilebilir. Bu tarihten 500 yıl sonra bugünkü Eski Yugoslavya ve Arnavutluk'ta su değirmenleri kullanılmaya başlandı. Bunların çalıştırılması için çok hızlı akan nehirlere ihtiyaç vardı.

Günümüze yakın zamanda ise, elektronik enerji tüketimiyle, yani yakıtla çalışan değirmenler icat edilerek bazı bölgelerde kullanılmaya başlanmıştır. Henüz eski yel ve su değirmenlerinin yerini alacak kadar yaygın olmasalar da, kullanımı gelişen teknolojinin gereğiyle hızla artmaktadır.

 

Bugün, değirmenlerin çalışma sistemindeki farklılığın nedenini tarihsel açıdan değerlendirebiliriz. Şöyle ki, bunun nedeni çeşitli tarihlerde daha sık kullanılan enerji çeşitliliği bunu gösterir.

Değirmen ile ilgili Cümleler

  • Bir zamanlar fakir olan ama güzel bir kızı olan bir değirmenci vardı.
  • Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim.
  • Mame kahve çekirdeklerini öğütmek için kahve değirmeni kullanır.
  • Anneannem bir avuç yeşil fasulyeyi çıkardı. Onları eski bir tavanın içine döktü. Sabırla onları kızarttı, bakır kulplu bir ahşap el değirmeninde öğüttü, sonucu eski moda bir Macar espresso makinesi içine sıktı, onu bir tepsiye koydu ve iki saat sonra, o kahveydi.
  • Barajın aşağısında bir su değirmeni vardı.
  • Hollanda'da nereye gidersen git farketmez, yel değirmenlerini göreceksin.

Değirmen kısaca anlamı, tanımı:

Öğütme : Öğütmek işi.

Araç : Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta. Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne. Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri. Taşıt.

Değirmenden gelenden poğaça umarlar : "başka bir yerden gelen kimseden, geldiği yerle ilgili, küçük de olsa bir armağan beklenir" anlamında kullanılan bir söz.

Değirmene gelen nöbet bekler : "bir şeyden birçok kimse yararlanacaksa herkes geliş sırasıyla işini görmek üzere beklemelidir" anlamında kullanılan bir söz.

 

Değirmenin suyu nereden geliyor : "bu işin masrafını karşılayacak para nasıl kazanılıyor?" anlamında kullanılan bir söz.

Değirmen taşı : Değirmende, dönerek taneleri ezen yuvarlak taş. Değirmen taşı yapmakta ve bazen de yapılarda kullanılan çakmak taşı türünden sert bir taş.

El değirmeni : El gücüyle çalıştırılan ve kahve, baharat vb.ni öğütmeye yarayan bir tür küçük değirmen.

Kahve değirmeni : Çekirdek durumundaki kahveyi öğütmeye yarayan, elle veya elektrikle işleyen araç.

Kol değirmeni : Bulgur, yarma vb. tahılların öğütülmesinde kullanılan, kol gücü ile çalışan taş değirmen.

Su değirmeni : Su gücü ile çalışan değirmen.

Yel değirmeni : Rüzgâr gücüyle çalışan değirmen.

Değirme : Değirmek işi.

Değirmen iki taştan muhabbet iki baştan : "karı koca arasında karşılıklı sevgi bulunmalıdır" anlamında kullanılan bir söz.

Değirmen taşının altından diri çıkar : "en ağır şartlarda bütün güçlükleri yener" anlamında kullanılan bir söz.

Değirmenci : Değirmen işleten kimse.

Değirmencilik : Değirmencinin yaptığı iş.

Değirmendere fındığı : İnce kabuklu, uzunca, yağı az ve taze taze tüketilen bir tür fındık.

Değirmenlik : Değirmende öğütülmek için ayrılmış (tahıl). Bir değirmen taşını işletecek güçte (akarsu).

Alt değirmen güçlü akar : "kaynakları eski ve bol olan kuruluşlar sağlam ve verimli olur" anlamında kullanılan bir söz.

Dağ başına harman yapma savurursun yel için sel önüne değirmen yapma öğütürsün el için : "yapacağın iyi bir işi, sonunu hesaplamadan yapma" anlamında kullanılan bir söz.

Devlet oğul mal tahıl mülk değirmen : "en büyük mutluluk ve zenginlik, çocuk sahibi olmak; en gerekli mal, tahıl; en değerli mülk, değirmendir" anlamında kullanılan bir söz.

Dökme su ile değirmen dönmez : Taşıma su ile değirmen dönmez.

El el ile değirmen yel ile : Bir değirmenin çalışabilmesi için rüzgâr ne kadar zorunlu ise insanların başarıya ulaşabilmeleri için birbirlerine yardımcı olmaları o kadar gereklidir.

El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır : "deneyimsiz kişi kendisinin herkesten üstün olduğunu, her işi yapabileceğini sanır" anlamında kullanılan bir söz.

Herkesin bir derdi var değirmencininki su : "herkesin kendi yaşayışı ile ilgili bir derdi vardır, bir kişinin derdi ötekininkine benzemez" anlamında kullanılan bir söz.

Sakalı değirmende ağartmamak : Yıllar pek çok deneyim kazandırmış olmak.

Suyu kesilmiş değirmene dönmek : İşlemez, yararsız duruma gelmek.

Taşıma su ile değirmen dönmez : "işi yapacak olanda yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez" anlamında kullanılan bir söz.

Tepesinde değirmen çevirmek : Tepesinde havan dövmek.

Kahve : Bu tozla hazırlanan içecek. Kök boyasıgillerden, sıcak iklimlerde yetişen bir ağaç (Coffea arabica). Bu ağacın meyvesinin çekirdeği. Kahve, çay, ıhlamur, bira, nargile içilen, hafif yiyecekler bulunduran, tavla, domino, bilardo, kâğıt vb. oynanan yer, kahvehane, kıraathane. Bu çekirdeklerin kavrulup çekilmesiyle elde edilen toz.

Buğday : Buğdaygillerin örnek bitkisi (Triticum). Bu bitkinin başaktan ayrılıp öğütülmesiyle elde edilen tanesi.

Nohut : Bu bitkinin bol nişastalı, yuvarlak tanesi. Baklagillerden, ana yurdu Akdeniz kıyıları olan, birleşik telek yapraklı, çiçekleri sarımtırak renkte, tanesi baklamsı bir bitki (Cicer arietinum).

Tane : Çekirdekli küçük meyve. Bazı bitkilerin tohumu. Herhangi bir sayıda olan şey, adet.

Öğüt : Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz, nasihat.

Alet : Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç. Maşa. Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne. Bir makineyi oluşturan ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri.

Tahıl : Buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, pirinç vb. hasat edilen ürünler ile tohumlarının genel adı, hububat.

İçinde : ... ile dolu bir biçimde. Süresince, zarfında. Ortamında.

Yer : Görev, makam. Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân. Yerküre. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa. Otel, motel vb.nde kalınacak oda. Ekime elverişli toprak parçası, arazi. Önem. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal. İz. Ülke. Durum, konum. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. Gezinilen, ayakla basılan taban. Durum, konum, vaziyet.

Değirmen armudu : Yazın olgunlaşan ve yeşil renkli olan bir armut çeşidi.

Değirmen boğazı : Değirmene dane dökülen delik

Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan : “karı koca arasında karşılıklı sevgi bulunmalıdır” anlamında kullanılan bir söz.

Değirmen oluğu : Anlamsız söz söyleyen, boşuna konuşan, boşboğaz

Değirmen tonuzluğu : Su değirmeninde çarkın bulunduğu ve döndüğü yer

Değirmen tozu : Tahılı un yapmak için alınan ücret: Değirmen tozunu vermeden geçme. Yem ve yem unsurlarının işlenmeleri sırasında meydana gelen ince yem parçacıkları.

Değirmenağzı : Giresun kenti, Keşap belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Değirmenaltı : Bitlis ilinde, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Konya ili, Hüyük belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Değirmenarkı : Van ilinde, Erçek bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

Değirmenayvalı : Afyon kenti, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

Diğer dillerde Değirmen anlamı nedir?

İngilizce'de Değirmen ne demek? : n. grinder, mill

Fransızca'da Değirmen : moulin [le]

Almanca'da Değirmen : n. Mühle

Rusça'da Değirmen : n. мельница (F)