Earns türkçesi Earns nedir

Earns ile ilgili cümleler

English: Ali earns a lot of money.
Turkish: Ali çok para kazanır.

English: Ali earns $300,000 a year.
Turkish: Ali yılda 300.000 dolar kazanır.

English: Ali earns double my salary.
Turkish: Ali maaşımın iki katını kazanıyor.

English: Ali definitely earns more money than Mary does.
Turkish: Ali kesinlikle Mary'nin kazandığından daha çok para kazanır.

English: "Mary earns ten times as much as I do," complained Moustapha "and yet she expects me to pay half of the household expenses."
Turkish: "Mary benim kazandığımın on katını kazanır," Mustafa şikayet etti ve hâlâ ev giderlerinin yarısını ödememi bekliyor.

Earns ingilizcede ne demek, Earns nerede nasıl kullanılır?

Earnst : Erkek ismi.

Learns : Öğrenmek. Haber almak.

Relearns : Yeniden öğrenmek.

Unlearns : Vazgeçmek. Unutmak. Bırakmak. Öğrendiğini unutmak.

Yearns : Hasretini çekmek. Özlemek. Görmek için can atmak. Can atmak. Arzulamak. Hasret olmak. Çok arzu etmek. Arzu duymak. Özlem duymak. Hasret çekmek.

Earn a bare living : Kıt kanaat geçinmek. Yaşayacak kadar kazanmak.

Earn : Para kazandırmak. Kazanmak. Edinmek. Eline geçmek. Kazanç elde etmek. Hak etmek. Para kazanmak. Doğrultmak.

Earn money : Para kazanmak. Para yapmak.

 

Pay as you earn : Ücretin tahakkuku anında vergi kesilmesi. Gelir vergisini kaynağından kesme. Gelir vergisi. Ücret tahakkuk ettikçe vergi kesilmesi yolu.

Try to earn : Kazanmaya çalışmak.

İngilizce Earns Türkçe anlamı, Earns eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Earns ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Asks : Aranmak. İstemek. Çağırmak. Davet etmek. Talep etmek. Sormak. Kaşınmak. Dilemek. İstirham etmek.

Attained : Varmak. Kazanılmış. Erişilmiş. Erişmek. Ulaşılmış. Ulaşmak. Elde etmek. Gelmek.

Achieves : Erişmek. Başarı elde etmek. Başarmak. Gerçekleştirmek. Ulaşmak. Elde etmek. Kotarmak. Başarı sağlamak. Meydana getirmek.

Etches : Oymak. Kabartma yapmak. Yer etmek. Yeretmek. Asitle hakketmek. Yakmak. İz bırakmak. Desen hakketmek için madeni bir yüzeyi asitle oymak. Hakketmek.

Yield : Yerini bırakmak. Vermek. Belirli bir süre içinde bir makinenin yapabileceği iş. bir işe yatırılan anamalın belirli bir süre içinde meydana getireceği sonuç. yararlanılmak amacıyla kullanılan her şeyin belirli bir süre bitiminde sağladığı sonuç. Randıman. Bir yatırımdan veya taşınır değerden elde edilen gelir. Getiri. Verim. Esnemek. Eğilmek (tahta vb). Verimlilik.

Achieved : Ulaşmak. Meydana getirmek. Gerçekleştirmek. Erişilen. Elde etmek. Erişmek. Başarmak.

Bring in : Tanıtmak. Hüküm vermek. İşi vermek. Sunmak. İşe karıştırmak. Para getirmek. Kazanç getirmek. Suçluyu karakola getirmek. Öne almak. İşe almak.

Be deserving of : Layık olmak.

Entitling : Adlandırmak. Salahiyet verme. İsimlendirmek. Yetki vermek. Ad takma. Yetkilendirme. Ünvan vermek. Hak kazandırma. Ünvan verme. Yetki verme.

 

Sack : Kovmak. Yağma etmek. Torba. Çuval. Çuvala doldurmak. Atmak. İşten atmak. Defetmek. Soyup soğana çevirmek. Sepetlemek.

Earns synonyms : turn a profit, pay, earn money, make money, coined, achieve, clear, deserves, squeeze out, realise, profit, eke out, attain, sack up, entitles, take home, pull in, etch, carry the day, be in pocket, deserve, make a killing, come in for, made money, ask, entitle, achieving, letter, carry off, rake in, earn, attaining, pull down.

Earns zıt anlamlı kelimeler, Earns kelime anlamı

Break even : Başa baş gelmek. Ne kar ne zarar etmek. Kar ve zararı eşit olmak. Ancak masrafını karşılamak. Karı zararını kapatmak.

Lose : Yitirmek. Zayi etmek. Şaşırmak. Heba etmek. Mağlup olmak. Geri kalmak. Kaçırmak. Kaybetmek. Azıtmak. Mahrum etmek.