Elektron mikroskobu nedir, Elektron mikroskobu ne demek

Elektron mikroskobu; bir teknik terimidir.

  • Normal ışık yerine bir elektron demeti ile çalışan ve bir milyon kez net büyütebilen özel mikroskop

Biyoloji'deki anlamı:

Canlı yapıların, özellikle hücrelerin ince yapısının incelenmesinde kullanılan, ısıtılan bir metal parçasından çıkan ve vakum içinde yönlendirilen elektronların bir elektromanyetik alandan geçerek incelenen yapının çok fazla büyütülmüş olarak görülmesini sağlayan araç.

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Canlı yapıların özellikle hücrelerin ince yapılarının incelenmesinde kullanılan, ısıtılan bir metal parçasından çıkan ve vakum içinde yönlendirilen elektronların bir elektromanyetik alandan geçerek incelenen yapının çok fazla büyütülmüş olarak görülmesini sağlayan mikroskop.

İngilizce'de Elektron mikroskobu ne demek? Elektron mikroskobu ingilizcesi nedir?:

electron microscope

Elektron mikroskobu hakkında bilgiler

Mikroskop (Yunanca: μικρός; σκοπεῖν), çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük cisimlerin birkaç çeşit mercek yardımıyla büyütülerek görüntüsünün incelenmesini sağlayan bir alettir. Öncelikle adından da anlaşılacağı üzere, mikro, yani çok küçük hücrelerin incelenmesinin yanı sıra, sanayi, menakür, genetik, jeoloji, arkeoloji ve kriminoloji adli bilimler alanında da büyük hizmetler görmektedir.

 

Mikroskobu, ilk önce Hollandalı Zacharias Janssen'in, 1590 dolaylarında bir teleskobu tadil etmek suretiyle meydana getirdiği kabul edilmektedir. Ancak bu sıralarda başka Hollandalı, Alman, İngiliz ve İtalyan bilginleri de, mercek sistemi tersine çevrilmiş bir teleskobun, cisimleri büyütmek için kullanılabileceğinin farkına varmışlardır.

Nitekim dünyanın güneş etrafında döndüğünü açıkladığı için, engizisyon işkencesine tabi tutulan ve dünyayı güneş etrafında döndüğünü iddia etmekten vazgeçmesi şartıyla Papa tarafından serbest bırakılan meşhur İtalyan bilgini Galilei Galileo (1564-1642) iki mercek kullanarak bazı tecrübelerde bulunmuştu. Bugünkü mikroskobun ana prensiplerini ise 17. asırda Hollandalı Anton van Leeuwenhoek ve İngiliz Robert Hooke bulmuşlardır.

İnsan gözü doğal bir mikroskoptur. Uzaktaki cisimler ufak gözükürler. Cisimler yaklaştıkça teferruatı daha iyi seçilmeye başlanır. Göz, sonsuz bir uyum özelliğine sahip olsaydı mikroskoba ihtiyaç olmazdı.

Elektron mikroskobu anlamı, kısaca tanımı:

Büyü : Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlara verilen genel ad, afsun, efsun, sihir, füsun, bağı. Karşı durulamaz güçlü etki.

Mikroskop : Bir mercek düzeneği yardımıyla küçük nesneleri büyütüp daha belirgin duruma getirmeye veya çıplak gözle görülmeyenleri göstermeye yarayan alet.

Elektron : Bütün atomlarda bulunan negatif yüke sahip temel parçacık, pozitron karşıtı.

 

Mikro : Küçük, dar, makro karşıtı.

Normal : Kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun. Aşırılığı, eksikliği ve taşkınlığı olmama, ortalama durum. Bir eğrinin bir teğetine değme noktasından çizilen dikme.

Işık : Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç. Aydınlanmak için kullanılan elektrik. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı. Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk. Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb. Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma.

Demet : Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu. Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam. Bitki veya çiçek destesi. Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon. Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu.

Çalış : Çalma işi.

Milyon : Bu sayının adı. Bin kere bin, 1.000.000.

Çıplak : Üzerinde yaprak olmayan. İçinde gerekli eşya bulunmayan. Yoksul (kimse). Saçsız (baş). Yalın, süssüz. Soyunmuş durumda olan vücudun resmi, nü. Üstünde bulunması gereken giysi, örtü vb. bulunmayan, üryan, nü, cıbıl, cıbıldak.

Küçük : Yaşı daha az olan. Geri aşamada. Niceliği az olan. Değersiz, önemsiz. Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Niteliği aşağı olan, bayağı. Küçük abdest. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Kısık, parlak olmayan (ses).