Eleştiri nedir, Eleştiri ne demek

  • Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit
  • Özellikle bilginin temellerini ve doğruluk durumunu inceleme, sınama, yargılama.
  • Bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle değerlendirerek anlaşılmasını sağlamak amacıyla yazılan yazı türü, tenkit, kritik.

"Eleştiri" ile ilgili cümle

  • "Zengin seçenekleri dinlerken siz de muhayyilenizi, eleştiri bilincinizi bilemiş olurdunuz." - H. Taner
  • "Haklarında yazılan yüceltici eleştirileri de tam anladığımı söyleyemem. O zaman biraz komplekse kapılıyorum." - N. Meriç

Felsefi anlamı:

(Genel anlamda) Bir insanı, bir yapıtı, bir konuyu, doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek ereğiyle inceleme işi.

(Kant'ta) Usun yargılanması, eleştirilmesi. // Burada insan usunun sınırları söz konusu edilir. İnsan usunun deneyden bağımsız olarak salt kendi kendine neyi başarıp neyi başaramayacağı araştırılır. Eleştirilen bilgi değil, us yetisinin kendisidir.

(Yun. kritike(tekhne) - ayırt etme, yargılama, eleştirme (sanatı)) :

Gösteri Sanat terimi olarak anlamı:

Bir oyunu, dünya görüşü, sanatsallığı, toplumsal katkısı, sahneye konuşu, oyunculuğu ve plastik değerleri açılarından değerlendirme işlemi.

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

 

Bir filmin sanat, estetik, uygulayım, düşüngü, toplumbilim yönünden değerlendirilmesiyle uğraşan yazı türü.

Bir televizyon izlencesinin aynı yönlerden değerlendirilmesiyle uğraşan yazı türü.

Tiyatro'daki terim anlamı:

Bir oyunun, yapılmış olan sanat, estetik, teknik, dünya görüşü ve toplumbilim, sahneye koyuş, oynanış, dekor, kostüm, rol psikolojisi ve benzeri yönlerinden herhangi biri, birkaçı, ya da tümü yönünden bakarak yapılmış olan değerlendirme.

Bilimsel terim anlamı:

Bir sanat yapıtının, iyi ve kötü yönlerini inceleyerek bir yargı ile belirten yazı türü.

İngilizce'de Eleştiri ne demek? Eleştiri ingilizcesi nedir?:

critical, criticism, film criticism, television criticism, critism

Osmanlıca Eleştiri ne demek? Eleştiri Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

tenkit, intikat

Eleştiri hakkında bilgiler

Eleştiri, bir kişi, eser ya da konuyu doğru ve yanlışlarını göstererek anlatmak amacıyla yazılan kısa metinlerdir. Sanat, edebiyat, düşünce eserlerini hem öz hem yapı yönünde açıklayan, başarılı ve başarısız ya da değerli ve değersiz yönlerini gösteren, bunları örneklerle somutlayıp belirten yazı türüdür.

Eleştirinin Özellikleri;

Tanzimat dönemi Romantik eleştiri yazarları Şinasi, Namık Kemal, Abdülhak Hamid; Realist eleştiriciler Samipaşazade Sezai, Beşir Fuad, Nabizade Nazım, Mizancı Murat olup Servet-i fünun döneminde, Cenap Şahabettin intikad (sahte parayı gerçeğinden ayırmak) anlayışıyla tenkit eder. Halit Ziya, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit dönemin eleştiricileridir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında eleştiri Yahya Kemal ve Ahmet Haşim'le başlar. İsmail Habip Sevük ve Ahmet Hamdi Tanpınar eleştiriyi edebiyat tarihi içinde ele alırlar. Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin iki öznelci eleştirmendir.

 

Eleştiri ile ilgili Cümleler

  • Eleştirilmek istemiyoruz.
  • Eleştiriye karşı çok duyarlıdır.
  • Kitabı eleştiri ışığında okudum.
  • Eleştiriye çok duyarlı.
  • Onlar çoğu zaman bizi eleştirirler.
  • Tom'un eleştirisi haksız.
  • Eleştiriye karşı çok duyarlı olma.
  • Tom'u eleştirip durma. Elinden gelenin en iyisini yapıyor.
  • Ali eleştiriye açık değil.
  • Onun kitabı eleştiri konusu haline geldi.
  • Ali eleştirilmeyi sevmiyor.

Eleştiri tanımı, anlamı:

Eser : İz, işaret, im. Soyut kavramlarda belirti. Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt. Yayın, kitap, yapıt.

Yanlı : Yandaş.

Tenkit : Eleştirme, eleştiri. Noktalama. Eleştiri.

Edebiyat : Bir bilim kolunun türlü konuları üzerine yazılmış yazı ve eserlerin hepsi, literatür. Olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatı, yazın, gökçe yazın. İçten olmayan, gereksiz, yapmacık, boş sözler.

Sanat : Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık. Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım. Zanaat. Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü. Bir şey yapmada gösterilen ustalık.

Öz eleştiri : Bir kişinin kendi davranışları üzerine yönelttiği yargı, otokritik.

Eleştirici : Bir işi bütün incelikleriyle değerlendiren. Yerli yersiz her şeyi eleştiren kimse.

Eleştirilme : Eleştirilmek işi.

Eleştirilmek : Eleştirme işi yapılmak.

Eleştirim : Eleştirme işi.

Eleştirimci : Eleştirmen.

Eleştirimcilik : Eleştiricilik.

Yeni eleştirici : Yeni eleştiricilik yanlısı olan.

Yeni eleştiricilik : Kant sistemine göre eleştiriyi yeni boyutta değerlendiren akım.

İnsan : Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse). Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı. Âdemoğlu, âdem evladı.

Göstermek : Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek. Yapmasını söylemek, görevlendirmek. Etmek. Güzelliğini ortaya çıkarmak, temsil etmek. Kanıtla inandırmak. Görünmek, benzemek. Herhangi bir biçimde değerlendirmeye yol açmak. Bir şeyin etkisi altında tutulmak. Sert bir biçimde karşılık vermek. Görülmesini sağlamak, görmesine yol açmak. Belirtmek, anlatmak. Öğretmek, açıklamak.

İnceleme : İncelemek işi, tetkik. Bir bilim veya sanat konusunu her yönüyle geniş biçimde açıklayan eser veya yazılı araştırma.

Değer : Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı. Üstün nitelik, meziyet, kıymet. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet.

Anlaşılma : Anlaşılmak işi.

Sağlamak : Elde etmek, sahip olmak. Öndeki aracın sağından ilerleyerek önüne geçmek. Bir işlemin doğruluğunu ortaya koymak. Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek.

Kritik : Eleştiri. Ciddi. Nazik.

Kişi : Erkek. Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs. Eş, koca. Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse.

Eleştirici düşünme : Öncülleri ve kanıtları titizlikle değerlendirdikten sonra ilgili bütün etmenleri göz önünde tutarak ve geçerli mantık yöntemlerinden yararlanarak elden geldiğince nesnel sonuçlara varma süreci.

Eleştiriciler derneği : (Resim, Heykel, Mimarlık) Türkiye Sanat Eleştiricileri Derneği. a. bk. AICA.

Eleştiricilik : Eleştiricinin işi, eleştirmecilik, eleştirimcilik, eleştirmenlik, tenkitçilik, münekkitlik. İnsan bilgisinin sınırı üzerine felsefe bilinci ve bu bilincin uyanık tutulması, eleştirimcilik, kritisizm. fel. Kant'ın akıl ve bilginin sınırını ve imkânlarını tespit etmek için özellikle dogmacılığın ve şüpheciliğin karşısına koyduğu felsefe yöntemi, eleştirimcilik, kritisizm. İnsan bilgisinin sınırı üzerine felsefe bilinci ve bu bilincin uyanık tutulması. Kant'ın us ve bilginin sınırını ve olanaklarını saptamak üzere, özellikle -> dogmacılığın ve -> kuşkuculuğun karşısına koyduğu felsefe yöntemi.

Eleştirilebilme : Eleştirilebilmek işi.

Eleştirilebilmek : Eleştirilme imkânı veya olasılığı bulunmak.

Eleştirili kaynakça : Kimliğini belirttiği yapıtları eleştiren, değerlendiren kaynakça.

Eleştirisel : Eleştirel.

Diğer dillerde Eleştiri anlamı nedir?

İngilizce'de Eleştiri ne demek? : n. criticism, strictures, critique, review, commentary, comment, animadversion, censure, denouncement, expostulation, knocking, slating, stricture

Fransızca'da Eleştiri : critique [la]

Almanca'da Eleştiri : Ausstellung, Beurteilung, Kritik, Rezension; (kitap) Besprechung

Rusça'da Eleştiri : n. критика (F)