Elicek nedir, Elicek ne demek

Elicek; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir sözcüktür.

Yerel Türkçe'deki anlamı:

İplik bükülen çıkrığın el ile tutulan yeri.

El değirmenini çevirmek için el ile tutulan yer.

Boyunduruğun ileri gitmemesi için kullanılan ağaç araç.

Yayıkların içinde hareket ettirilen, ağaçtan yapılmış kol.

Çıkrık.

Bulgur çekme taşlarının arasına konulan delikli ağaç parça.

Cıva gibi kabına sığamayan beş yaşına kadar çocuk.

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

Çorum şehrinde, merkez ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Teknik terim anlamı:

Ekin döğmekte kullanılan dirsekli deynek. (Beyceli Fatsa Ordu).

Ekin biçilirken tırpanın elle tutulan kısmı. (Amasya).

Elicek kısaca anlamı, tanımı

Elice : [Bakınız: ellice]. Kazan. Yağ tavası. Küçük yağ tavası

Yerleşim yeri : Bir toplumsal kümenin ya da daha kalabalık bir nüfus topluluğunun, yaşamak ve ekonomik etkinliklerini sürdürebilmek amacıyla seçip yerleştikleri kent, kasaba, köy ya da daha küçük bir yer.

El değirmeni : El gücüyle çalıştırılan ve kahve, baharat vb.ni öğütmeye yarayan bir tür küçük değirmen.

Değirmen : İçinde öğütme işi yapılmış olan yer. Kahve, buğday, nohut vb. taneleri öğüten araç veya alet.

Yerleşim : Yerleşme, iskân.

 

Çevirmek : Bir şeyin yönünü değiştirmek. İşlemek, yapmak. Geri göndermek. Çeviri yapmak. Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek. Kâğıt oyunu oynamak. Yönetmek, idare etmek. Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek. Öteki yüzünü görünür duruma getirmek. Döndürerek hareket ettirmek. Bir durumdan başka duruma geçmek. Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek. Durdurmak. Çevrilemek, tevil etmek. Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak.

Dirsekli : Şırnak ilinde, Cizre ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Şırnak ilinde, İdil belediyesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Beyceli : Adana ilinde, Yüreğir ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Ordu ili, Fatsa ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Delikli : Deliği ya da delikleri olan. Deliklerle kaplı esnek doku şeridi. Kevgir. Bir tür olta iğnesi.

Hareket : Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon. Vücudu oynatma, kıpırdatma ya da kımıldanma. Deprem. Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi. Yola çıkma. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılmış olan ilerlemeler, akım. Davranış, tutum. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri. Devinim. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi.

Çevirme : Çevirmek işi, tedvir. Çevrilmiş, tercüme edilmiş. Uzaktan dolaşıp düşmanın yan gerilerine düşerek onu istemediği bir durumda dövüşmek zorunda bırakma, sarma, muhasara. Kuzu, oğlak vb. hayvanların şişte, kor üzerinde çevrilerek pişirilmişi. Dikenlerden, ağaç dallarından yapılmış duvar. Bir müzik parçasındaki aralığın veya bir cümle parçasının tiz sesini pese, pes sesini tize dönüştürmek işi.

 

Değirme : Değirmek işi.

Nahiye : Bucak. Bölge.

Tırpan : Uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb.ni biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak. Güreşte devirmek amacıyla rakibin ayak bileklerine hızla ayak vurarak yapılmış olan bir oyun.

Merkez : Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Biçim, tarz. Bir işin öğretildiği yer. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Belirli bir yerin ortası. Polis karakolu. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer.

Hareke : Arap alfabesiyle yazılmış metinlerde üstüne ve altına konulduğu ünsüzlerin birer ünlü ile okunmasını sağlayan işaret.

Amasya : Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Deynek : Salı günü: Deynekten sonra çarşamba gelir. Değnek. Çoban sopası. (Saçıkara İslahiye Gaziantep).

Dirsek : Kol ile ön kol arasındaki eklemin arka yanı. Bir direği veya başka bir şeyi sağlamlaştırmak için yanına eğik olarak yerleştirilen ağaç, makas. Giysi kolunda bu organa denk gelen bölüm. Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bağlantı parçası.

Döğmek : Çalmak, vurmak. Enemek (erkek hayvan için). Taşak bağlarını ezmek yoluyla hayvanları kısırlaştırmak. (Gökmenler, Gedikli, Çatak, Kızılağaç Saimbeyli Adana). Ezmek. Topa tutmak, bombardıman etmek. Basmak, baskın yapmak.

Diğer dillerde Eli bozuk anlamı nedir?

İngilizce'de Eli bozuk ne demek ? : missed throws