Finance policy türkçesi Finance policy nedir

  • Hükümetin tam istihdam, iktisadi büyüme, fiyat istikrarı, gelir dağılımının düzeltilmesi ve yoksulluğun azaltılması gibi iktisadi ve sosyal hedeflere ulaşabilmek amacıyla gelir, harcama ve borçlanmayla ilgili aldığı kararlar bütünü. krş. daraltıcı maliye politikası, genişletici maliye politikası.
  • Maliye politikası.
  • İktisat alanında kullanılır.

Finance policy ingilizcede ne demek, Finance policy nerede nasıl kullanılır?

Finance : Ç.mali durum. Finanse. Akçalı işler. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Finansman sağlamak. İş kurmada gereken para. Para durumu. Finans. Para sağlamak. Fon ve sermaye sağlamaya yönelik ticari etkinlik. iktisadın, para ve diğer varlıkların yönetimi konusunu inceleyen bir alt dalı. para, kredi, bankacılık ve yatırımların yönetimi.

Policy : Bilgisayar, iktisat alanlarında kullanılır. Sigorta belgesi. Davranış biçimi. İdare. Belirlenen amaç veya hedeflere ulaşmaya yönelik karar ve eylemler bütünü. Önlem. Politika. Prensip. Plan. Tedbir.

Finance act : Bütçe kanunu.

Finance bill : Finansman senedi. Bir bankanın bir başka ülkedeki banka üzerine çektiği uzun vadeli poliçe.

Finance charge : Toplam kredi maliyeti.

Finance committee : Finans komitesi. Mali komite. Finans heyeti. Finansal ve bütçe kararları almakla yükümlü olan komite.

 

İngilizce Finance policy Türkçe anlamı, Finance policy eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Finance policy ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçenin giderleri. Olağanüstü bütçe gideri.

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu ortaklığı. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu.

Abolition of forced labour convention : Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi. Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi.

 

A group shares : A grubu hisse senedi. Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü.

A shift in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir. Olağanüstü bütçe geliri.

A shift in supply : Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması. Sunum kayması.

A change in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

Finance policy synonyms : abnormal budget, a pass through certificate, fiscal policy, a change in supply, a change in individual demand, a shift in demand, ability to pay approach.