Flash of lightning türkçesi Flash of lightning nedir

  • Coğrafya alanında kullanılır.
  • Şimşek.
  • Fırtına sırasında, bulutlar arasında elektrik boşalmaları nedeniyle oluşan ve gök gürlemesiyle beliren çakım.

Flash of lightning ile ilgili cümleler

English: I saw a flash of lightning far in the distance.
Turkish: Uzakta bir yıldırım parlaması gördüm.

English: Did you see that flash of lightning?
Turkish: O şimşek çakmasını gördün mü?

English: The flash of lightning precedes the sound of thunder.
Turkish: Şimşeğin ışığı gök gürültüsünün sesinden önce gelir.

Flash of lightning ingilizcede ne demek, Flash of lightning nerede nasıl kullanılır?

Flash : Radyo ya da televizyonda olağan yayın kesilerek verilen çok önemli kısa haber. Çakar (ışıtaç). Böbürlenmek. Işık tutmak. Şimşek çakmak. Işıltı. Çakmak. Gerek kısalığı gerek özü yönünden seyirci üzerinde sarsıcı, vurucu bir etki yapmak üzere hazırlanmış, çok kez ayrıntı ya da baş çekiminden oluşan çekim çeşidi. Flaş. Akla gelmek.

Of : -den. -den övünerek bahsetmek. In. Yüzünden. -nin. İle ilgili. -dan. -in. Li. Hakkında.

Lightning : Çok hızlı. Yıldırım. Şimşek. Şimşek gibi. Şimşek çakması. Bulutlarla yer arasımda oluşan elektriksel boşalım.

Flash of hope : Küçük ümit ışığı. Küçük veya kısa ümit duygusu.

 

Bolt of lightning : Yıldırım.

Streak of lightning : Yıldırım düşmesi. Yıldırım. Şimşek.

Like a streak of lightning : Şimşek gibi. Hızla.

İngilizce Flash of lightning Türkçe anlamı, Flash of lightning eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Flash of lightning ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Heat lightning : Isı şimşeği. Gök gürültüsüz şimşek.

Aboriginal population : Yerli nüfus. Bir ülkeye başka bir yerden gelerek yerleşmiş kişilerin tersine, birkaç soydan beri orada doğup yaşamış kişilere verilen ad. bk. göçmen nüfus.

Agricultural specialisation : Herhangi bir bölgede, yetişme koşulları ve tecim olanaklarının çok elverişli olması nedeniyle, tarımsal girişimlerin bir ya da birkaç ürüne dayandırılması yöntemi. Tarımsal özelleştirme.

Aluvial coast : Lığ yığıntılı kıyı. Genellikle alçak kıyılarda, dalga ve akarsuların ortaklaşa oluşturdukları birikinti düzlüğü.

Alluvial deposit : Lığ. Akarsuların taşıyıp yığdıkları mil, kil gibi çok ince taneli öğelerle, kum ve çakılların karışımıyla oluşan yığın. Alüvyon.

Agricultural production : Taze meyve. Zirai üretim. Tahıl ve temel gıda ürünleri üretimi. Sebze. Ekonomi bakımından, üretimin iki ana kolundan biri; kökeni toprak olan her türlü besin ve işlenmemiş işleyim özdeklerinin elde edilmesi. Tarımsal üretim. Tarım üretimi.

Age pyramid : Yaş piramidi. Belli bir zamanda, bir ülke, bir kent nüfusunun ya da aynı işle uğraşan bir topluluğun yaş bölünüşünü gösteren çizge.

Streak : Çizgileşmek. Çubuk. Rüzgar gibi geçmek. Hızla geçmek. Bir öz etrafına bir veya birkaç kat halinde heliksel sarılmış, kesiti yuvarlak,üçgen, oval biçiminde olan çelik teller demeti. Yol yol yapmak. Renkli çizgiler yapmak (bir yüzeyde). Çizgilemek. Damar. İz.

 

Lightnings : Şimşek gibi. Şimşek çakması. Yıldırım.

Streak of lightning : Yıldırım. Yıldırım düşmesi.

Flash of lightning synonyms : abrasion platform, ageing of the population, air route, aluvial terrace, lightning, abandoned meander, altimetric profile, agrarian geography, streaks, afforestation, adventife cone, agricultural co operative.