Gölge tiyatrosu nedir, Gölge tiyatrosu ne demek

Gölge tiyatrosu; bir tiyatro terimidir.

  • Saydam bir perde üzerinde, arkadan kuvvetli bir ışıkla aydınlatılan oyuncuların gölgeleriyle yaptıkları gösteri

Gölge tiyatrosu tanımı, anlamı:

Gölge : Röfle. Koruma, kayırma himaye. Güneş ışınlarından korunacak yer. Yetkisi olmadığı hâlde etkili olan. Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse. Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, silüet. Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık. Resimde bir şekli cisimlendirmek için, onun ışık almaması gereken yerlerine vurulan az çok koyu renk.

Tiyatro : Bu türleri, izleyiciler önünde sahnede oynayan grup. Dram, komedi, vodvil vb. edebiyat türlerinin oynandığı yer. Sahnelenmek için yazılmış oyunların tümü.

Saydam : Sayısal ortamda hazırlanmış, yansıtım aygıtında kullanılmaya özgü pozitif görüntü, slayt, diyapozitif. Üzerindeki resim ve şekilleri beyaz bir zemin üzerine yansıtmak amacıyla tepegöze konan şeffaf, ışığı geçiren kâğıt veya madde, slayt. İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan (cisim), şeffaf, transparan. Asetat. Açık seçik, belirgin.

Perde : Bir sahne eserinin büyük bölümlerinin her biri. Katarakt. İki yeri birbirinden ayıran bölme. Kaz, ördek, martı gibi hayvanların parmaklarını birbirine bitiştiren zar. Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan saydam olmayan yüzey. Doğruyu görmeye engel olan şey. Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü. Bu ses derecelerini sağlamak için çalgılarda bulunup parmaklarla basılan yer. Seste pes perde. Bir müzik parçasını oluşturan seslerden her birinin kalınlık veya incelik derecesi.

 

Kuvvetli : Görevini iyi yapan, keskin. Üstün, donanımlı. Çok etkileyici. Etkili. Sağlam, dayanıklı olan. Saygın, nüfuzlu. Gücü çok olan, zorlu, şiddetli.

Işık : Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı. Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma. Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb. Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç. Aydınlanmak için kullanılan elektrik.

Aydın : Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri. Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse), münevver, entelektüel. Kolayca anlaşılacak kadar açık, vazıh (söz veya yazı). Işık alan, ışıklı, aydınlık.

Oyuncu : Düzenci, hileci. Çok oyun yapan, oyundan oyuna geçen (kimse). Oyunu seven. Sinema, perde veya bir gösteride rol alan sanatçı, aktör, aktris. Herhangi bir oyunda oynayan kimse.

Gösteri : Bir şeyi tanıtmak amacıyla yapılmış olan sunum, demonstrasyon, demo. Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerin yer aldığı eğlence, şov. Sinema veya tiyatroda film, oyun gösterme işi. Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş. Birinin, bir topluluğun kendi duygusunu gösteren sözü veya davranışı, tezahürat. İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun.