Göz bebeği büzücü kası nedir, Göz bebeği büzücü kası ne demek

Göz bebeği büzücü kası; Anatomi, Veteriner alanlarında kullanılan bir terimdir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Stroma iridis'in arka yüzünde, göz bebeğinin çevresinde dairesel olarak seyreden ve göz bebeğinin daralmasını sağlayan kas, muskulus sfinkter pupilla.

Göz bebeği büzücü kası anlamı, tanımı

Kası : Kümes hayvanlarını besleyip yağlandırmak için ayrılan yer

Bebe : Bebek, küçük çocuk.

Göz : Görme organı, basar. Bakış, görüş. Çekmece. Delik, boşluk. Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak. Bölüm, hane. Bazı deyimlerde, görme ve bakma. Oda. Sevgi, ilgi, gönül bağlantısı. Terazi kefesi. Ağacın tomurcuk veren yerlerinden her biri. Nazar. Bazı yaraların uç bölümü.

Göz bebeği : Gözde irisin ortasında bulunan, ışığın azlığına veya çokluğuna göre büyüyüp küçülen yuvarlak delik, bebek. Çok sevilen, önem verilen kimse vb.

Muskulus sfinkter pupilla : Göz bebeği büzücü kası.

Muskulus sfinkter : Büzücü kas.

Stroma iridis : İrisin esas katını oluşturan temel doku.

Arka yüz : Bir şeyin arkada kalan yüzü.

Muskulus : Kas.

Sağlayan : Tekeffül eden, mütekeffil.

Sfinkter : [Bakınız: büzgen]. Büzen, daraltan, büzücü.

Dairesel : Daire ile ilgili. Daire biçiminde olan, dairevi.

Pupilla : Göz bebeği.

Daralma : Daralmak işi. Geniş ünlülerin, yanlarındaki bazı ünsüzlerin etkisiyle darlaşması: geymek giymek, yene yine gibi.

 

Stroma : Birçok organlarda içinde damarların ve sinirlerin uzandığı yumuşak doku. Kemik iliğinde ve lenfatik dokularda retiküler teller ile primitif retiküler hücreler ve sabit makrofajlardan yapılmış bir ağ şeklinde olan, ağın boşluklarında kan hücrelerini veren ana hücreler (hemositoblâst) ile diğer teşekkül etmiş kan hücreleri bulunan doku. Kloroplâstlarda ve mitokondrilerde iç zarın içinde kalan kısım. 3.Mantar hücreleri ile konak dokusu arasında spor taşıyan yapıların meydana getirdiği doku. 4.Kırmızı kan hücrelerinin hemoglobin ayrıldıktan sonra kalan saydam ince çerçevesi. Ovaryumda foliküllerin gömülü olduğu yumuşak, damarlı, ağsı yapı. Gözde saydam tabakanın kısımlarından biri. Kloroplast ve mitokondrilerde iç zarın içinde bulunan kısım. Birçok organda içinde damar ve sinirlerin uzandığı yumuşak doku. Kloroplastlarda ve mitokondrilerde iç zarın içinde kalan kısmı. Mantar hücrelerle konak dokusu arasında spor taşıyan yapıların meydana getirdiği doku. Bir organ veya oluşumda görev yapan unsurların oluşturduğu hücre kümesini çevreleyerek ona destek sağlayan bağ dokusundan oluşan iskelet, temel doku. Herhangi bir organın bağ dokusundan oluşan ve organa bağ ve destek sağlayan kesimi. Göze içindeki stroma; eritrosit stroması.

Çevre : Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Yağlık. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit.

 

Yüzün : Yüz üstü, yüzükoyun.

Daire : Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat. Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm. Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü. Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı. Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri. Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası. Saz takımında usul vurmaya yarayan tef.

Dara : Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı. İçinde yük taşınan aracın boş durumdaki ağırlığı. Terazide dengeyi sağlamak için hafif gelen kefeye ağırlık olarak konulan taş, demir, çivi vb., abra.

Diğer dillerde Göz başatlığı anlamı nedir?

İngilizce'de Göz başatlığı ne demek ? : dominant eye